AKP'nin yolsuzluktan aklanma taktiği!
Ömer Faruk Eminağaoğlu,
iktidarın HSYK’yı ele geçirip yolsuzluktan aklanmayı hedeflediğini söyledi...
.
.
Yargı ile hizaya sokma girişimi!
.
.
.
HSYK’ya 3 üye için Yargıtay’da yapılan seçimde umduğunu buamayan AKP gözünü, adli yargıdan 7 asıl 4 yedek, idari yargıdan da 3 asıl 2 yedek üyenin belirleneceği en kritik seçimlere dikti.
.
HSYK’ya 3 üye için Yargıtay’da yapılan seçimde umduğunu buamayan AKP gözünü, adli yargıdan 7 asıl 4 yedek, idari yargıdan da 3 asıl 2 yedek üyenin belirleneceği en kritik seçimlere dikti.
.
İktidar, 10 asıl üyenin seçileceği bu seçimden de umduğunu bulamazsa 22 üyeli HSYK’da, Yargıtay’daki 3 üyenin seçildiği seçimde de başarılı olamadığından azınlıkta kalacak. HSYK’ya, Danıştay genel kurulundan 2, Türkiye Adalet Akademisi genel kurulundan 1 üye seçilecek. Adalet Bakanı ve müsteşarının tabii üye olduğu HSYK’ya 4 üye de hukukçu öğretim üyeleri
ve avukatlar arasından cumhurbaşkanınca atanacak.
ve avukatlar arasından cumhurbaşkanınca atanacak.
Yargının güvencesi
Yargıçlar ve Savcılar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu,
“HSYK’nın varlık nedeni, yargı bağımsızlığının ve yargıç güvencesinin sağlanmasıdır. Yargıç ve savcıların bütün özlük hakları, atama ve seçimleri gibi tüm mesleki konularında görevli olan HSYK, yargıyı yönetmek için değil, güvence olmak için vardır.
Bunların sağlanabilmesi için de HSYK’nın aynen mahkemeler gibi bağımsız ve tarafsız biçimde yapılandırılması ve çalışması gerekmektedir. Yargı üzerinden demokrasinin, hukuk devletinin, sistemin baskılanması, biçimlendirilmesi, hizaya sokulması, baskıcı yönetimlerin öne çıktığı dönemlerde hep karşılaştığımız bir durum oldu” dedi.
Eminağaoğlu, geriye dönüp baktığımızda son on yılda yaşanan ve ülke gündeminde yer edinen konuların başında yargı yoluyla yani yargı üzerinden yapılan baskıların yer almakta olduğunu kaydetti.
Eminağaoğlu, “Hak ve özgürlükleri koruması ve adalet dağıtması gereken yargı organları, siyasi iktidarın beklentilerine göre bir hizaya sokma aracı haline dönüştürüldü. Öte yandan bu yargı organları, erkler ayrılığına rağmen yaşadıklarımızdan da görüldüğü üzere yargı bağımsızlığı kağıt üzerinde kaldığından, iktidar ve mensuplarının iş, işlem ve eylemlerini etkin biçimde denetleyemez oldu. bunun bir diğer yansıması olarak da yolsuzlukları ve iktidarı aklayan bir işleve de sürüklendi” değerlendirmesinde bulundu.
HSYK üzerindeki ağırlığını daha da artırmak isteyen AKP iktidarı, darbe dönemlerinde bile eşi görülmedik biçimde, 2014 yılı başında TBMM’de önce Adalet Komisyonu’nda uçan tekmelere, sonra genel kurulda tekme, tokat, yumruklama, burun kırma gibi yol ve yöntemlere başvurarak HSYK yasasında ancak bu şekilde değişiklik yapıp bu kurulun görevleri Adalet Bakanı’na aktarıldı. Yapılan bu değişikliklerin büyük bir bölümü Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilince Adalet Bakanlığı ve hükümet bu sefer kaybettiği o yetkileri tekrar ele geçirebilmek için yapılacak HSYK seçimlerine el attı. Bu nedenle Yargıda Birlik Platformu (YBP) adlı yapıyı yarattı. Amaç her ne şekilde olursa olsun HSYK’yı ele geçirmektir.
Baskıcı dönemlerde iktidarın hedefindeydi
Yargıçlar ve Savcılar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, baskıcı dönemlerde HSYK’nın her zaman yargıyı ele geçirmek, kontrol altında tutmak isteyen iktidarların hedefinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Ülkemizde yargı üzerinde artan hukuk dışı etkiler karşısında ilk kez 1961 Anayasası ile güvenceye kavuşturularak o tarihte bugünkünden başka bir isimle kurulan HSYK, baskıcı yönetimler döneminde gözlerin çevrildiği bir yer oldu.
Bu yönetimler baskıcı adımlarını öncelikle ve kolaylıkla yargı üzerinden atmış ve böylece sanki her şey hukuk içinde yürütülüyormuş izlenimi yaratmak istemişlerdir. Böyle dönemlerde bu kurula, yargıyı yönetim merkezi, yargıyı kontrol noktası gibi bakılmıştır. Kurul üzerinden elde edilen güçle sistemin, hukuk devletinin, demokrasinin yönetilmesi, hizaya sokulması, hatta iktidarın da kendini aklaması gibi roller yüklenerek denenmedik hiçbir şey bırakılmamıştır.
Bu nedenle gücün öne çıktığı, baskın olduğu dönemlerde yargı, etkin bir güvence biçiminde varlığını hissettirememiş, genel hatlarıyla gücün yanında bir duruş sergilemiştir.”
Yargıçlar ve Savcılar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu,
“HSYK’nın varlık nedeni, yargı bağımsızlığının ve yargıç güvencesinin sağlanmasıdır. Yargıç ve savcıların bütün özlük hakları, atama ve seçimleri gibi tüm mesleki konularında görevli olan HSYK, yargıyı yönetmek için değil, güvence olmak için vardır.
Bunların sağlanabilmesi için de HSYK’nın aynen mahkemeler gibi bağımsız ve tarafsız biçimde yapılandırılması ve çalışması gerekmektedir. Yargı üzerinden demokrasinin, hukuk devletinin, sistemin baskılanması, biçimlendirilmesi, hizaya sokulması, baskıcı yönetimlerin öne çıktığı dönemlerde hep karşılaştığımız bir durum oldu” dedi.
Eminağaoğlu, geriye dönüp baktığımızda son on yılda yaşanan ve ülke gündeminde yer edinen konuların başında yargı yoluyla yani yargı üzerinden yapılan baskıların yer almakta olduğunu kaydetti.
Eminağaoğlu, “Hak ve özgürlükleri koruması ve adalet dağıtması gereken yargı organları, siyasi iktidarın beklentilerine göre bir hizaya sokma aracı haline dönüştürüldü. Öte yandan bu yargı organları, erkler ayrılığına rağmen yaşadıklarımızdan da görüldüğü üzere yargı bağımsızlığı kağıt üzerinde kaldığından, iktidar ve mensuplarının iş, işlem ve eylemlerini etkin biçimde denetleyemez oldu. bunun bir diğer yansıması olarak da yolsuzlukları ve iktidarı aklayan bir işleve de sürüklendi” değerlendirmesinde bulundu.
HSYK üzerindeki ağırlığını daha da artırmak isteyen AKP iktidarı, darbe dönemlerinde bile eşi görülmedik biçimde, 2014 yılı başında TBMM’de önce Adalet Komisyonu’nda uçan tekmelere, sonra genel kurulda tekme, tokat, yumruklama, burun kırma gibi yol ve yöntemlere başvurarak HSYK yasasında ancak bu şekilde değişiklik yapıp bu kurulun görevleri Adalet Bakanı’na aktarıldı. Yapılan bu değişikliklerin büyük bir bölümü Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilince Adalet Bakanlığı ve hükümet bu sefer kaybettiği o yetkileri tekrar ele geçirebilmek için yapılacak HSYK seçimlerine el attı. Bu nedenle Yargıda Birlik Platformu (YBP) adlı yapıyı yarattı. Amaç her ne şekilde olursa olsun HSYK’yı ele geçirmektir.
Baskıcı dönemlerde iktidarın hedefindeydi
Yargıçlar ve Savcılar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, baskıcı dönemlerde HSYK’nın her zaman yargıyı ele geçirmek, kontrol altında tutmak isteyen iktidarların hedefinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Ülkemizde yargı üzerinde artan hukuk dışı etkiler karşısında ilk kez 1961 Anayasası ile güvenceye kavuşturularak o tarihte bugünkünden başka bir isimle kurulan HSYK, baskıcı yönetimler döneminde gözlerin çevrildiği bir yer oldu.
Bu yönetimler baskıcı adımlarını öncelikle ve kolaylıkla yargı üzerinden atmış ve böylece sanki her şey hukuk içinde yürütülüyormuş izlenimi yaratmak istemişlerdir. Böyle dönemlerde bu kurula, yargıyı yönetim merkezi, yargıyı kontrol noktası gibi bakılmıştır. Kurul üzerinden elde edilen güçle sistemin, hukuk devletinin, demokrasinin yönetilmesi, hizaya sokulması, hatta iktidarın da kendini aklaması gibi roller yüklenerek denenmedik hiçbir şey bırakılmamıştır.
Bu nedenle gücün öne çıktığı, baskın olduğu dönemlerde yargı, etkin bir güvence biçiminde varlığını hissettirememiş, genel hatlarıyla gücün yanında bir duruş sergilemiştir.”
Yeniçağ
