Nehirler tersine akarken...
İsmet Paşa'nın gerçekleşen kehanetleri
Kurtul ALTUĞ
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önümüzdeki günlerde gerçekleştirecek kurultayda çok önemli kararlar alması gerekecek. Size çok kimsenin tanısını koymadığı, CHP'yi bu noktaya getiren olayları anlatmak istiyorum.
Öncelikle Türkiye'de neler olup bitiyor bakalım.
EMPERYALİZM DÖRT YANI SARIYORDU
Türkiye'de bir çöküş dönemi yaşanıyor. Osmanlı'da buna Fetret Devri derlerdi. Öyle bir devir ki son yıllarda bir kısım insan Türkiye'de nehirleri tersine akıtmak gibi bir gayeyle hareket ettiler. Ve başarılı da oldular.
Neden başarılı oldular? Herkes AKP'nin başarısını bir milli irade başarısı gibi tanımlıyor. Oysa bu başarı, aslında dışarıdan kontrollü, emperyalizm odaklı ve üzerinde çok çalışılmış olan yıllarca bekleyen bir planın uygulanmasından başka bir şey değil. Bunu ilk defa İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) diye açıklamıştı.
Bu çok büyük projenin arkasında dünyayı yöneten bir global, feodal ve finansal bir yapı var. Bu gizli yapı, belli merkezlerden yönetilen bu büyük sermaye, dünyanın gidişini kontrol altında tutar, bunu parayla yapar.
BOP, bir kaos projesi aslında, emperyalizmin Ortadoğu'ya doğru yayılması ve Ortadoğu'yu ele geçirerek onun kaynaklarını kullanma projesi. Buna göre adamlar hazırlandı, ekipler kuruldu. Ve o merkez Türkiye'de evvela böyle bir projeyi önleme gücü olan bazı güçleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Bunlardan bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'dır.
TSK'ya şöyle bir bakın bu kadar olay karşısında Genelkurmay Başkanı'ndan bir tek söz duyuyor musunuz? Askerler tasfiye edildiler.
Bir süre sonra Cemaat AKP ittifakı Türkiye'nin bölünmesine, parçalanmasına hizmet etmeye başladı ve kimsenin sesi sedası çıkmadı. Emperyalizmin yarattığı iktidar Anayasayı çiğneyerek, bütün maddelerini ortadan kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin 91 yıllık kazanımlarını elden çıkararak sattı, savdı... Ve Türkiye bugün hem ekonomik bakımdan hem askeri bakımdan çok güçsüz çok çaresiz bir hale getirildi. Bugün Türkiye'ye oynanan NATO güdümlü oyun cumhuriyeti katletme, Atatürk'ü unutturma amacı taşımaktadır.
KILIÇDAROĞLU ISMARLAMAYLA GELDİ
CHP'nin bir operasyonla yeniden dizayn edilmesi ve Deniz Baykal'ın bir komployla istifa etmesi de bu grubun eseridir.
Hudson Enstitüsü 2008'de bir rapor hazırladı. Deniz Baykal genel başkandı. O raporda, "Bu partinin yeniden dizayn edilmesi gerekli, çünkü bize hizmet etmiyor" diyordu. O ara Deniz Baykal yüksek sesle bağırıyordu, "O Ergenekon'un savcısıysa ben de avukatıyım" diyordu. Dış güçlerin "zararlı" gördüğü Baykal'ın gitmesi lazımdı. Nasıl gidecekti? Bir komployla. Onur Öymen'e raporu hazırlayan grubun içinden bir diplomat veriyor raporu. Öymen de alıp raporu Baykal'a veriyor. Ancak ne yazık ki Baykal kendisine yapılacak komployu önleyemiyor.
Yani Kılıçdaroğlu seçilmiş bir adamdır. TESEV'in kurucu üyesi, Hudson'un işaret ettiği adamdır. Dikkat edin hiç dişe dokunur laf söylemedi. Sanki AKP'yi destekler vaziyetteydi. 2008'deki raporun hemen ardından 2010'da partinin başına Kılıçdaroğlu seçildi.
CHP, Atatürk ve İsmet Paşa tarafından kurulmuştur ve Cumhuriyete sahip çıkmaya yemin etmiş bir partidir. Altı oku da bunu ifade eder. Ama görüyorsunuz ki bugün CHP'de gelişen olaylar hiç de buna uygun bir şekilde gelişmiyor. Şimdi 5 milletvekili partinin iyi yönetilmediğini, ilkelerinden uzaklaştığını, kurultay yapılması gerektiğini söyleyerek mücadele açtı. Ve Kılıçdaroğlu kamuoyunun da baskısıyla kurultaya gitmeye mecbur kaldı.
'ORTANIN SOLU' VE CHP'DE HİZİPLEŞME DÖNEMİ
Bu kurultaylar dönemi nasıl başlamıştır Türkiye'de? 1965'te yeni bir oluşum parlementoya girmeyi başardı. Bu oluşumun adı Türkiye İşçi Partisi'dir. 27 Mayıs Devrimi'nin yaydığı ışık ve anayasa sistemi Türkiye'de böyle bir sol partinin gelişmesini sağladı. TİP 15 milletvekiliyle Meclis'e girdi ve Türkiye'nin çehresi değişti. İşte İsmet Paşa, 1965 yılında bu gerçeği gördü. "Demek ki bizim partinin ortanın daha soluna doğru kayması gerekiyor, o halde CHP artık ortanın solunda bir partidir" dedi. Ortanın solu tabirini İsmet Paşa icat etti ve gayet güzel anlattı.
"Ortanın soluna" sahip çıkmak gerekiyordu. İlk defa o Beşiktaş'taki parti meclisi toplantısında CHP'nin artık ortanın solunda bir parti olacağı ilan edildi. Şimdi ortanın soluna bir lider bulmak gerekiyordu. O lider de Ecevit oldu. Ecevit İsmet Paşa'nın milletvekili yaptığı biriydi. Uzak duruyordu ama solcuydu. Parti içinde Mustafa Altıoklar, Şükrü Koçlar gibi daha pek çok isim bu son hareketi benimsediler. Bunların hepsi bilinçli, gerçek solculardı. Ecevit geldi ve 65'te Ortanın Solu Kurultayı yapıldı.
Bu 18. kurultaydır. CHP içindeki hizipleşme Ecevit'in ortanın solu liderliğine gelmesiyle başlamıştır. Bazı insanlar sosyal demokratlık bir kısmı da demokratik solcu parti hüviyetini benimsediler. CHP bundan sonraki kurultaylara hep bu iki olgunun çatışmasıyla gitti.