Zeytinlikler de AKP talanı
Köylülere göre satılan her araziden Tayyip Erdoğan’ın haberi var...Zeytinlikler AKP yasasıyla talana açılacak
Balıkesirli çiftçiler, zeytinlikleri talan yasası daha Meclis’ten geçmeden Akdeniz Sınayi ve Liman Yatırım A.Ş.’nin bölgedeki tapuları topladığını savundular. Köylülere göre satılan her araziden Tayyip Erdoğan’ın haberi var
Mustafa Kemal 1923 yılında Cumhuriyeti kurduktan sonra ülkenin geleceğini örmeğe başladı...
Zeytincilik, geliştirdiği sektörlerin başında
geldi. Mustafa Kemal Atatürk, tarıma öylesine önem verdi ki; döneminde
Tıp Fakültesini kazananlar Ziraat Mühendisliği Fakültelerine geçiş
yaptı. Nedeni Ziraat Mühendislerinin doktordan daha çok kazanır hale
gelmesiydi. Türkiye zeytincilikte ikinci önemli hamleyi Süleyman Demirel’in Başbakanlığında yaptı. 1966 yılında Demirel zeytini destekleme alım kapsamına aldı.
Ve bugün AKP hükümeti, zeytinlikleri imara açmanın kapısını arıyor. Son torba yasada çıkan 25 dönümden küçük alanların zeytinlik vasfını kaybedeceğini öngörüyorlar. Yani 25 dönümden küçük alanları AKP’nin mantığı, üretim ağaç saymıyor. 25 dönümden büyük zeytin üretimi yapılan kaç yerimiz var ki...
Bugün Türkiye, zeytin üretimi açısından dünya genelinde İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dördüncü sırada yer alıyor.
TAPULAR KÖYLÜDEN TOPLANMIŞ
Meclis’te torba yasa ile zeytinliklerin imara açılmasına dönük AKP hükümetinin ciddi bir çabası yasalaştı. Gönen’den başlayan Bandırma’dan denize inen bir alanda 1470 dekar üstüne Akdeniz Sinayi ve Liman Yatırım A.Ş. şirketi fabrika kuracak. Erdek ilçesinin tam karşısında denizden başlayarak Bandırma ve Gönen’e doğru 1470 dekar arazideki tüm zeytinlikler mümbit tarlalar gitti gider.
Akdeniz Sınayi ve Liman Yatırım A.Ş. bu 1470 dekarın 600-700 dönümünün tapusunu köylüden toplamış bile. Toplama işi de hızla sürüyor. Köylüler, tarlaların dönümüne 30-40 milyar vermişler, satın almışlar.
KÖYLÜLER TEPKİLİ
Paşa Köy’den Ali Malak:
“Bu yıl kendi koyunlarım için saman yaptım. Bir balya saman 25 kilo gelir. Samanın balyasının maliyeti bana 7 lira, satsam 8 lira. Kendi topraklarımda ekmesem samanı dışarıdan alsam hep bir hesap. Verdiğim emek boşuna.
Bizim köyde kimse artık ekip biçmiyor. Nedeni ne ekersen ek sattığın harcadığını karşılamıyor. Bizimkisi yemciye çalış, mandıracıya çalış sen de bokunla idare et. Bizim köyün kadınları bu yüzden Manisa’ya, Kartepe’ye 30 lira yöğmiye ile domates, üzüm toplamaya gidiyorlar. Sabah namazı köye minibüsler geliyor, işçileri alıp Manisa’ya götürüyorlar. Akşama getiriyorlar. Köyün toprakları bomboş, ekilmiyor.”
Köylülerle köy kahvesinde konuşuyoruz.
TARLALAR BANKAYA İPOTEKLİ
Mustafa Can:
“Elli dönüm yerim var dönümü 10 liradan 500 lira devlet pirim veriyor. Bunu vereceğine mazotu armatörlere verdiği gibi iki liraya verse teşvik gerekmez. Eker biçer toprağımızdan karnımızı doyururuz. Armatöre mazot 2 lira, köylüye 5 lira. Ne ekecen, nasıl ekecen, ürettiğini kaça satacan? Bir çuval yem 2 yıl önce 18 liraydı, şimdi 46 lira. 2 yıl önce sütün litresi 83 kuruş ediyordu şimdi 110 kuruş.”
Hangi köye gittiysek tarlalar bomboş. Köylülerin ortak kanısı; “Demirel gitti, köylü bitti.” Köylü Demirel’i mumla arıyor.
Abdullah Deligöz:
“Biz gari hayvancılıktan vazgeçtik. Ebru Gündeş’in kocasının tır dolusu parası var ama Trakya’da 45 dönümlük arazide çiftlik kurmuş, yedi bin baş hayvanı var. Artistler hayvan besleyecek biz de her hal artistlik yapacağız.”
Balıkesir Ziraat Odaları Başkanı İbrahim Akbıyık’la konuşuyoruz. Türkiye’de tarımın yaşadığı bir başka felaketi anlatıyor:
“AKP iktidarı cumhuriyet döneminde ülkenin neyi var neyi yoksa satıverdi ya. Bu arada bankaların büyük bölümü yabancıların eline geçti. Bir banka köy köy adamlarını dolaştırıp kimin paraya ihtiyacı varsa tarlasının tapusunu getirsin kendisine kredi verelim diye tellal çağırdı. Tabii bu teklif ilk nazarda köylüye cazip geldi, birçok köylü tapuyu götürdü. Kaç dönüm arazisi varsa bankaya ipotek ederek 5-10-20 milyar ödünç aldı.
Köylü için bu paralar son derece önemli. Miktarı büyük. aralar alındı ama sonunda ödeme güçlüğü başladı. Şimdi o banka borcunu ödeyemeyen köylülerin tarlalarını icra yoluyla satıyor. Her gün ulusal medyada bu satışların ilanları yayınlanıp duruyor. Türkiye’nin tarımsal üretiminin geriye düşmesinin ana sebeplerinden biri bu. Haciz edilen tarlalar ekilemiyor. Çoğu tarla icra yoluyla satıldığı için borçların katlanmasından dolayı bedelleri rayicin üstüne çıkıyor. Köylü de icra yoluyla arazi satın almıyor. Tarımın başındaki bu belaya hükümet hiçbir önlem almayı düşünmüyor.”
DOMATESİN KİLOSU 30 KURUŞ
Bandırma, Gönen, Susurluk civarındaki köylerin çoğu civardaki salça fabrikalarına her yıl toptan salçalık domates satıyor. İç piyasada tüketicinin kilosunu iki liradan aşağı alamadığı domates fabrikalara 30 kuruşa satılıyor.
Köylüler diyor ki: “Eskiden domatesleri fabrikaya satar, borcumuzu harcımızı kapatır geçimimizi sağlardık. Şimdi gari bu da bitti. Gelecek yıl salça fabrikaları belki de ya kapanır ya da dışarıdan domates ithal ederler.” Ziraat Mühendisleri Odalarının tarım konusunda ortaya koydukları karamsarlığı köylüler de teyit ediyor.
ERDOĞAN'IN EMRİYLE
Balıkesir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Akbıyık da bu alım işleminin hızla sürdüğünü belirtiyor. Zeytinlikleri imara açan torba yasa çıkmadan içinde binlerce yaşlı zeytin ağacı olan arazi önce sanayi alanı ilan edilmiş, şimdi de Akdeniz Sınayi ve Liman Yatırım A.Ş. buraların tapularını toplamaya başlamış.
Sanayi ilan edilen bu biterli 3’te 2’si zeytinliklerle kaplı alanda sadece Sabancı’nın doğalgaz çevrim santralı var. Ve bu alan üzerinde kurulu Buğdaylı, Paşaçiftlik, Şirinçavuş, Kabakdere köylerinde tarımın hallerini konuşuyoruz.
Paşaçiftlik Köyü’nde eski Muhtar Ahmet Eryılmaz,
“Bu yörenin en biterli arazilerini sanayi için topluyorlar. Köylü de eli para görecek diye satıveriyor. Satılan arazilerin hemen yanıbaşında kıraç yerler var, oraları kimse düşünmüyor. Nedeni de bu güzelim tarlalar, zeytinlikler denize kavuşuyor.
Buraları alacak, fabrika kuracak önüne de liman yapacaklar. Her şeye Tayyip Erdoğan karar veriyor. Bir dönüm mera bile Erdoğan’ın haberi olmadan satılamıyor” dedi.
Aydınlık