2 milyon ağacın kesilmesine vize Tayyip’ten
Gediz Vadisi’nde yer alan Çaldağı’nda nikel madeni çıkarmak isteyen Çaldağ Madencilik’in projesine verilen ‘ÇED olumlu’ raporuyla, en az 300 bin, projenin gidişatına göre ise yaklaşık 2 milyon ağacın kesilme tehlikesi belirdi. Gediz havzasını kurban edecek projeyi başlatan European Nickel PLC’nin, 2007’de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından ruhsat aldığına dikkat çekti...Gediz havzasını kurban edecek projeye vize Erdoğan’dan
Gazeteci Mustafa Hoş, nikel madeni uğruna Gediz havzasını kurban edecek projeyi başlatan European Nickel PLC’nin, 2007’de dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından ruhsat aldığına dikkat çekti...
Hoş’un sürecin ayrıntılarına yer verdiği kitabı Abluka’da yazılanlara göre, dönemin çevre ve orman bakanı Osman Pepe’nin itirazı da şirketin gücünü kırmaya yetmemiş.
Gediz Vadisi’nde yer alan Çaldağı’nda nikel madeni çıkarmak isteyen Çaldağ Madencilik’in projesine verilen ‘ÇED olumlu’ raporuyla, en az 300 bin, projenin gidişatına göre ise yaklaşık 2 milyon ağacın kesilme tehlikesi belirdi.
Nikel madeninin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan ‘sülfürik asit liç’ adı verilen yöntemle çıkartılmasıyla Gediz’in asit yağmurlarıyla yıkanacağını savunan uzmanlar, söz konusu projenin hayata geçirilmesi durumunda Uşak’ın batısından başlayıp Ege Denizi’ne kadar Gediz Vadisi’nde tarımın biteceği uyarısında bulundu.
Bölgede yaklaşık yedi yıl önce nikel çıkarma girişimlerini başlatan İngiliz şirket European Nickel PLC ve süreç hakkındaki ayrıntılara Abluka adlı kitabında yer veren gazeteci Mustafa Hoş, projeyi devralan Çaldağ Madencilik’e verilen ‘ÇED olumlu’ raporunun ardından bu bilgileri Twitter hesabından paylaştı.
Erdoğan’la yapılan görüşmenin ardından ruhsat verildi
Hoş’un anlatımına göre, Pepe’nin karşı çıkmasına rağmen Erdoğan’ın onayı ve ‘arkası kuvvetlilerin’ sıkıştırmasıyla şirket yoluna devam etmiş.
2007’de Türkiye’ye gelen European Nickel PLC Genel Müdürü Simon Purkiss’in Erdoğan’la yaptığı görüşme sonrasında şirkete maden ruhsatı verildiğini savunan Hoş, Pepe zamanında bu ruhsatın iptal edildiğini, ancak Veysel Eroğlu döneminde yeniden ruhsat verildiğini yazıyor.
Pepe: Çok güçlü bir firma ve siyasi gücünün de farkında
Hoş, kendi döneminde izin vermediği projenin sonrasında ruhsat alabilmesini şirketin gücüne bağlayan Osman Pepe’nin NTV canlı yayınındaki sözlerini şöyle aktarıyor:
“Açık yüreklilikle bazı şeyleri ortaya koymak lazım. Bu şirket bölgede “Dediğim dedik çaldığım düdük” anlayışıyla hareket ediyor. Çok güçlü bir firma ve siyasi gücünün de farkında. Büyük devlet imkanını da arkasına almış, uluslararası bütün mekanizmaları kullanan, yukarıdan bakan bir anlayışları var.”
Şirketin, ‘insan ve çevre’ açısından projenin revize edilmesi noktasında da hiç esnek olmadığını vurgulayan Pepe şunları söylüyor: “Birileri Türkiye’yi çiftliği haline dönüştürmeye çalışırken, “Beyler bu ülke sizin çiftliğiniz değil.” Bu ülke 72 milyonun hakkı hukukudur” dedim ve inanarak bunun mücadelesini verdim.”
‘Sayın bakan beni çağırdı ve ‘Biz sıkıştık’ dedi’
Osman Pepe’nin ardından bakanlık görevini üstlenen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun, şirket, İngiliz Büyükelçiliği ve İngiltere hükümetinin baskılarına karşı koyamadığını savunan Hoş, kitabının 102’nci sayfasında dönemin Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan’ın 28 Nisan 2009 tarihli yerel Yankı gazetesine yaptığı açıklamaya yer veriyor: “Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu hem şirket, hem İngiliz Büyükelçiliği, hem de İngiltere hükümeti tarafından sıkıştırılmaya başlandı. Sayın bakan beni çağırdı ve ‘Biz sıkıştık’ dedi.”
Çaldağı’nda süreç nasıl işledi?
Çaldağı’nda nikel madeni çıkartma girişimleri yaklaşık yedi yıl önce İngiliz European Nickel şirketi tarafından başlatıldı. 3 Nisan 2009’da Çal Dağı’ndaki 336,91 hektar orman arazisi European Nickel’in paravanı Sardes Nikel Madencilik’e 2026 yılına dek tahsis edildi. (Madenin açılmasıyla bu alanın 1.831 hektara ulaşması öngörülüyor).
Sardes Nikel Madencilik’i geçtiğimiz yıl satın alan VTG Madencilik şirketi, firmanın adını Çaldağ Madencilik olarak değiştirdi. Doğa savunucularının yürüttüğü mücadele sayesinde projenin hayata geçirilmesi bugüne dek engellenmişti.
.