Tayyip’in Cumhuriyet’e saldırıları artarken..
Son dönemlerde Cumhuriyet’e yönelik saldırılarını artıran Erdoğan, son olarak laiklik ve yurttaşlık kavramını hedef aldı. Erdoğan ‘Bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler icat etti’ dedi...Yurttaşlıktan çıktı
Tayyip Erdoğan, toplumda tepkilere neden olan Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararları savunurken, Cumhuriyet’e adeta savaş ilan etti...
Erdoğan, Cumhuriyet’in kazanımlarından yurttaşlık kavramını “Bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler icat ederek, İslamın karşısına kendi yapay dinlerini koymalarının çabası içinde olduklarını bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar” sözleriyle hedef aldı...
Eğitim sistemini gericileştirme projesinin en önemli adımlarının
atıldığı eğitim şurasının hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı da
Din Şurası’nı topladı ve Erdoğan’ı konuşturdu. Erdoğan konuşmasında,
Cumhuriyet dönemi iktidarlarının başörtüsünü, din eğitimini
yasakladığını ileri sürdü. Erdoğan, gerici kalkışmaların ele başlarına
da ‘dindarların en tabi haklarını savunanlar’ diyerek sahip çıktı.
Taşıdığı Cumhurbaşkanlığı sıfatı nedeniyle, meselenin pratik
boyutlarının kendisini ilgilendirdiğini ifade eden Erdoğan “Şu an bir
başka vazifem olduğunu da düşünüyorum. Dine ait tüm mesele ve konuların
artık özgürce ele alınabilmesi için ilgili tüm kesimleri
cesaretlendirmekle mükellef olduğum inancındayım” dedi.
Erdoğan şunları söyledi: “Dindar kelimesi kullandığımız için,
başörtüsünü yasağını kaldırdığımız için, 4+4+4’ü getirdiğimiz için çok
ağır eleştirilere hakaretlere hatta saldırılara maruz kaldık. Zorunlu
din dersini tartışıyorsunuz da zorunlu fizik dersini neden
tartışmıyorsunuz dediğim için içerde dışarıda saldırıya maruz kaldık.
Birinci dünya savaşını konuşalım dediğim için saldırıya maruz kaldık.
Amerika kıtasını Müslümanlar daha önce oraya ulaşmıştı dediğim için
saldırıya maruz kaldık. Kadınlar için eşit kavramının çeviri bir kavram
olduğunu söylediğim için saldırıya maruz kaldık.”
CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI
Erdoğan konuşmasında, laikliğe de kinini kustu. Laikliğin, dine
dönüştürüldüğünü iddia eden Erdoğan, laik kesimler için de “bilinçsiz
İslam’ın karşısına kendi yapay dinlerini koymanın çabasında olduklarını
bilmiyor veya bilmek istemiyorlar” ifadelerini kullandı. Erdoğan
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlar kendi elleriyle yurttaş dini benzeri dinler icat ederek,
İslamın karşısına kendi yapay dinlerini koymalarının çabası içinde
olduklarını bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar. Din ve devlet işleri
ayrı olsun diye kendi yapay dinlerinin mücadelesini verdiklerinin
bilincinde değiller. Bu ülkede çıktılar ne dediler? Sipariş şairleri
çıktı. ‘Kabe’nin Arap’ı olsun bize Çankaya yeter’ dediler. Bu yapay bir
din kurma, helvadan put yapma değil de nedir? Kendileri yaptılar,
kendileri taptılar.”
‘İSTEMESELER DE ÖĞRETİLECEK’
Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararları da savunan Erdoğan,
Osmanlıca dersi ile ilgili tartışmalara atıfta bulundu. Erdoğan, “Bunun
öğretilmesini istemeyenler var. Bu çok büyük bir tehlike. İsteseler de
istemeseler de bu ülkede Osmanlıca öğretilecek” diye konuştu. Erdoğan,
şuranın katılımcısı olan din adamlarına da “Defanstan çıkın ileri koşun.
Her zaman arkanızda olacağız, teşvikçiniz olacağız” çağrısı yaptı.
AHMET DAVUTOĞLU: OSMANLICA İÇİN
BİR BARDAK SUDA FIRTINA KOPARTILIYOR
Ahmet Davutoğlu, Osmanlıca ve din dersi tartışmalarına ilişkin “bir bardak suda fırtına kopartılıyor” dedi.
Polonya ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı’nda soruları yanıtlayan
Ahmet Davutoğlu, 19. Milli Eğitim Şurası’nda, Osmanlıca ve din dersine
ilişkin tavsiye kararlarıyla ilgili soruları yanıtladı. Şurada eğitimle
ilgili her konunun tartışıldığını ama sadece din dersleri ve Osmanlıca
gündemdeymiş gibi bir hava estirildiğini söyleyen Davutoğlu şöyle devam
etti:
“Şura’yı bir iki maddeye indirgemek oraya katılan bilim adamlarına
haksızlıktır. Şura kararları, Milli Eğitim Bakanlığı’na tavsiye edilir,
oradan Bakanlar Kurulu’na gelir ve değerlendirilir. Buralara daha
gelinmeden, bir bardak suda fırtına koparılmaya çalışılıyor. Osmanlıca
yabancı bir dil değil, Türkçe’nin bir başka alfabe ile yazımıdı. CHP grup başkanvekili ‘mezar taşlarını mı okuyacaklar?’ diyor... Evet,
onları okumayan bir nesil tarihi bilemez. Evet sizin zamanınızda o mezar
taşlarından başka bir şey bırakılmadı... Herkes bilsin, Osmanlıca
Türkçe’dir...”
‘OSMANLICA ALERJİSİ’
“Nedir bu Osmanlıca alerjisi anlamıyorum” diyen Davutoğlu, din
dersleri konusunda da var olanın dışında bir uygulamanın teklif
edilmediğini öne sürdü.
Davutoğlu, seçim barajıyla ilgili karar almaya hazırlanan Anayasa Mahkemesi’ne de kritik mesajlar verdi. Davutoğlu “AYM’nin bu meseleyi
1995’te verdiği kararda olduğu gibi AYM’nin ruhuna uygun şekilde
değerlendireceğini düşünüyoruz” dedi.
AYM’YE ÇATTI
Davutoğlu şöyle devam etti: “Ama temsili öne çıkarıyorum görüntüsü
altında istikrara zarar verecek bir görüntü ortaya çıkarsa herhalde 12
yıldaki istikrarın yararını gören halkımız önce bunu kabul etmeyecektir.
Seçime 5-6 ay kamışken bu tartışmaları başlatmanın anlamı yok.”
İŞÇİ PARTİSİ’NDEN TEPKİ: BU SÖZLERİN HESABI SORULACAK
Tayyip Erdoğan’ın sözleri, Türk kamuoyunda büyük tepki çekti. İşçi
Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever; yurttaşlığın, dinin
vicdanda olması anlamına geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu çok
açık bir şekilde laikliği hedef almaktır. Laiklik düşmanı olmaktan
dolayı cezalandırılmış bir partinin genel başkanı. Buna aynen devam
ediyor ve büyük bir suç işliyor. Bunların hepsinin hesabı sorulacak.
Türkiye’nin laik, demokratik bir ülke olmasının gereğini sözüm ona
oturduğu cumhurbaşkanlığı koltuğundan çiğniyor. Bunun hesabını mutlaka
verecek.”
ORTAÇAĞ DİKTASI KURMAYA ÇALIŞIYOR
Laikliğin kapsamlı tanımla “Din ve dünya işlerinin birbirinden
ayrılması” olduğunu hatırlatan İlsever “Ama daha sonra okullarda
din-devlet işlerinin ayrılması şeklinde öğretildi. Bu da doğru. Yani
aslında hem uluslararası planda hem de Türkiye’de laikliğin gerçek
tanımı bu din sorununun bir vicdan meselesi olduğudur. Vicdanlarımızda
olması gereken ve hayata hiçbir şekilde yön vermeyecek bir kurum olması
esası bu” dedi.
Erdoğan’ın bu gerçeğe tahammülü olmadığını vurgulayan İlsever sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü yaptıkları dini istismar ederek toplumu şekillendirmeye
çalışmak. Ortaçağ diktasını kurmaya çalışıyorlar. Bunun ideolojik
malzemesi dinden başka hiçbir şey olamaz. Ortaçağ rejiminin ideolojisi
budur. Mafya-gladyo-tarikat rejiminin bir uygulaması olarak bunu
sahneliyorlar. Bu açıklamalar özellike eğitim şurasında sergilenen
manzara Türkiye’ye yakışmıyor. Yakışmamanının ötesinde Türkiye’nin
bugünkü gerçeği değil. Bunlar yıkılıyor. Ve yıkıldıkları için de
giderayak elimizdeki son malzeme neyse bunlara sarılalım telaşı
içindeleer. Çaresizliğin dayattığı bir saldırı. Ama bu hiçbir şekilde
onları kurtarmayacak. Tam tersine yıkılışlarını çok daha hızlandıracak.”
CHP ERDOĞAN'IN SÖZLERİNİ MECLİS'E TAŞIDI
CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay Tayyip Erdoğan’ın sözlerini
Meclis’e taşıdı. Altay, Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM
Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde Erdoğan’ın Din Şurası’nda “Son
200 yılda Türkiye’de Müslümanların baskı altında olduğunu, bunu
yapanların da din yerine yurttaşlık diye bir şey koyduklarını ve ona
inandıklarını” söylediğini belirterek Davutoğlu’na “Son 200 yıllık
sürenin hangi döneminde kimler dini inanç ve ibadetleri nedeniyle baskı
görmüştür? Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana kulluktan
yurttaşlığa geçişi benimseyen laik, demokratik ve sosyal bir hukuk
devleti olan niteliği hükümetinizce kabul edilemez kavramlar mıdır?”
sorusunu yöneltti.
MHP’Lİ HALAÇOĞLU: IRKÇILIK PEŞİNDE
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu Erdoğan’a şu sözlerle tepki
gösterdi:
“Dini siyasete alet eden kendileri, şikayet eden kendileri,
çarpıtan kendileri, hukuksuzluğu ortaya koyan kendileri, yolsuzluğun
üstünü örten kendileri, kul hakkı yiyen kendileri.” Din ve devlet
işlerinin birlikte olmayacağını vurgulayan Halaçoğlu şöyle devam etti:
“Bizim dinimizde de laiklik vardır. Çünkü dinde zorlama yoktur der her
şeyden önce. İkincisi de inancın kalbi olduğunu, dille ikrar kalben
tasdikle mümkün olduğunu söyler. Dolayısıyla insanların inancı üzerinde
herhangi bir baskı olmayacağını belirtir. Dinimiz farklı dinlere hayat
hakkı tanımıştır. Bir ülkenin cumhurbaşkanı hangi etnik gruptan olursa
olsun hepsine Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı demesi gerekmez mi? Aslında
Türküm diyememesi de ırkçılık peşinde koşmasından kaynaklanıyor.”
DİN ŞURASI KİN ŞURASINA DÖNÜŞTÜ
Eski müftü CHP milletvekili İhsan Özkes de Erdoğan’ın Din
Şurası’nda söylediklerini eleştirdi. Özkes şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşması, Din Şurasını adeta ‘Kin
Şurası’na dönüştürmüştür. Din Şurası açılışında sevgi, barış, dostluk,
kardeşlik yerine; ayrımcılık, kutuplaştırma, kin ve nefret söylemleri
öne çıkmıştır. Din adamlarına ahkam kesmek, rota çizmek, dini ve dindarı
ayrıştırma odağı haline getirme çabaları tehlikeli yaklaşımlardır.”
Aydınlık