AKP ve korkunç kumpasları
Hangi Zekeriya Öz?
Emin ÇÖLAŞAN

Önce Ergenekon davasının ünlü savcısı olarak görev yapıyordu.
Dosyalar yaratıyor, suçsuz ve masum insanları sorgulayıp tutuklatıyor ve herkese haksız yere “Terörist” damgası vuruyordu.
Hayali bir terör örgütü yaratmıştı… Adı da Ergenekon silahlı terör örgütü olmuştu!
AKP iktidarı korkunç bir kumpas kurmuş, bu davayı kendi siyasi emelleri doğrultusunda dibine kadar kullanıyordu. AKP’nin satılık medyası o günlerde Zekeriya Öz’ü göklere çıkarıyor, övgüler yağdırıyordu.
Sonra Tayyip devreye girip “Ben bu davanın savcısıyım” dedi.
Bununla da yetinmedi, Mercedes marka zırhlı makam aracını Zekeriya Öz’ün emrine verdi. Zekeriya Öz artık devlet koruması altına alınmıştı. Mercedes’in önünde ve arkasında koruma araçları ve onlarca polis kendisine eşlik ediyordu.
O günlerin Zekeriya Öz’ü hem insan hem de hukukçu olarak kınanması gereken biridir. Çok yanlışlar yapmış, hukuku çiğnemiş, masum insanları durduk yere manevi işkenceye tabi tutmuştur.
* * * *
Aradan yıllar geçti, bu kez karşımıza başka bir Öz çıktı. O şimdi AKP’li bakanlar ve yakınlarının yolsuzluk ve rüşvet olaylarını ortaya çıkaran polis ekibini yönlendiren savcı idi.
Bu olaylar kamuoyunda bomba gibi patladı…
Ve günler geçti, AKP’nin HSYK’sı Zekeriya Öz’le birlikte bunları ortaya çıkarıp belgeleyen savcıların tamamını görevden uzaklaştırdı, son olarak da açığa aldı.
Operasyonları düzenleyen polislerin başına da aynı şey geldi. Bazısı açığa alındı, bazısı tutuklandı.
Hükümet, kendi pisliklerini ortaya çıkaranları affetmiyordu!
Bu kez kabak savcılarla polislerin başında patlamıştı.
* * * *
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz geçmişte hükümetin bir numaralı adamıydı. Cemaatçi olup olmadığını bilemem. Varsayalım cemaatçi idi…
Ama Ergenekon döneminde yaptıklarını -bence- cemaatçi olarak değil, Tayyip’in adamı kimliği ile yapmıştı.
Sonrasında bakan beylerin yolsuzluk ve rüşvet olaylarına girmeseydi -hiç kuşkum yok- bugün en önemli yerlerde başsavcı olmuş ya da Yargıtay veya HSYK üyesi seçilmiş olacaktı.
* * * *
Şimdi karşımızda iki ayrı Zekeriya Öz var.
Ergenekon davasının savcısı Zekeriya bilerek büyük yanlışlar yaptı, hukuku çiğnedi, masum insanların hayatını kararttı.
Ortaya mertçe çıkıp o süreçte yaptıkları için kamuoyundan özür dilemelidir.
İkinci Zekeriya ise farklıdır. Yine büyük bir işe soyunmuş, olumlu bir iş yaparak pislikleri ortaya çıkarmış, ancak bu kez yanlış ata oynamıştı.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarına girişmemiş olsaydı şimdi açığa alınmış olmayacaktı.
Ben Ergenekon davasında Tayyip’in gölgesinde iş yapan ilk Zekeriya’yı kınıyorum.
Tayyip ve Bakan Bey’lerine karşı hukuku harekete geçiren ikinci Zekeriya’yı ise takdir ediyorum…
Diyorum ki “Keşke ilk Zekeriya Öz’ü hiç tanımamış olsaydık!..”
Siz acaba ne dersiniz?
Hamas’tan medet umanlar!
Sevgili okuyucularım, Filistin’de İslamcı terör örgütü HAMAS’ın başındaki Halid Meşal’le ilgili çok ilginç bir gelişme oldu ama yıl sonu rehaveti nedeniyle olsa gerek bizim medyamızda ne yazık ki yer bulmadı.
Bu şahıs iki hafta kadar önce yapılan AKP Konya il örgütü kongresine bizim Ahmet’in konuğu olarak ve tekbirler eşliğinde katıldı. İkisi el ele kürsüye çıkıp nutuk attılar.
Ancak ABD Hükümeti, teröristin Konya seferine karşı çıkıp açıktan eleştirdi:
“Hamas örgütü dünyanın terörist listesindedir. Davutoğlu ile yaptığı görüşmeler bizi kaygılandırmış ve bu husus Türk yetkililere iletilmiştir. Hamas geçmişte olduğu gibi bugün de terörist faaliyetlerini sürdürmektedir Bu örgütle Türkiye arasındaki ilişkiler konusunda endişeliyiz…”
Uzun açıklama böyle devam edip gidiyor.
* * * *
Şimdi sen Türk Hükümeti olarak kırmızı bülten çıkarıp Fethullah’ı ABD’den istemeye karar vermişsin.
Ama öbür yanda Hamas lideri İslamcı terörist Halid Meşal bizim ülkemize sık sık gelip Tayyip-Ahmet ikilisinin konuğu oluyor, AKP mitinglerinde ve parti kongrelerinde boy gösteriyor!..
ABD sana Fethullah’ı falan iade etmez kardeşim!
Bunlar hükümetin iç siyasette kitleleri kandırmak için kullandığı göz boyamaca yalanlarıdır.
* * * *
Halid’in 2006 yılında fiyaskoya dönüşen Ankara ziyaretini daha önce anlatmıştım. Herifi Ankara’da güzelce karşılamışlar, ancak ABD ve İsrail’den tepki gelince basın toplantısını yarıda kesip Esenboğa’nın kargo kapısından paldır küldür yolcu etmek zorunda kalmışlardı.
Şimdi ben bunları niye yazıyorum?..
Dün arşivleri karıştırırken, Halid Meşal’in ismi bir başka Konya mitinginde yine karşıma çıktı.
Günlerden 9 Ağustos cumartesi. Bir gün sonra cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak… O günlerde Hariciye Nazırı olan Ahmet partisinin Konya mitinginde konuşuyor, yine din sömürüsü yapıyor ve Halid’den medet umuyordu:
“Sevgili Konyalılar, biz mevki, makam ve unvan peşinde değiliz… Halid Meşal’le yaptığımız görüşmede kendisine bugünkü Konya mitingimizden bahsettim ve başbakanımızla (Tayyip’le) birlikte olacağımızı söyledim. Bana ‘Bütün mücadelede yanımızda duran başbakanımıza, Türk halkına ve bilhassa Konya halkına selamlarımı iletin’ dedi. Onun da selamlarını kabul edin. Bütün Gazzeliler şahittir ki Türkiye susmuyor, Ankara ve Konya susmuyor. Onlar Allah’ın izniyle destek verdiler ve susmayacaklar. Yarınki seçim sadece Türkiye’nin değil Filistin, Bosna, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve tüm insanlığın kaderini etkileyecektir.”
Vay beee!..
Herifi geçmişte aşağılayıp kargo kapısından yolcu etmişlerdi. Şimdi ise parti kongrelerinde kürsüye çıkarıyorlar, mitinglerinde yağ çekiyorlar!
İslamcı terör örgütünün başından medet umuyorlar.
ABD, Fethullah’ı nah iade eder size!