Dinci-engizisyoncu faşizm ile...
Seçim mağlubu CHP çünkü…
Yaşar Nuri ÖZTÜRK

Bendeniz burada seçimin bana söyledikleri üzerinde duracağım. Bu benim hem yurttaşlık hem de ilim ve fikir borcumdur. Katılırsınız veya katılmazsınız; o sizin bileceğiniz.
‘KİTABI YAYINLA!’
Seçimin bana ilk söylediği şudur:
“O kitabı yayınla!”
O kitap, dosyası bitmiş, son rötuşlarını bekleyen ‘Atatürk ile Aldatmak’ kitabıdır. Atatürk ile aldatmanın seçimle ilgisi ne demeyin. İlgisi var ve çok ciddi bir ilgidir bu.
‘Atatürk ile Aldatmak’ kitabı, kurucusunun Atatürk olduğu eski CHP’nin bir anlamda, Atatürk sonrası serüveni, tarihidir. Atatürk’ten sonraki CHP, Atatürk ile aldatmanın bir biçimde tamamen veya kısmen içinde olmuştur. Bilerek veya bilmeyerek olmuştur ama olmuştur.
İşte bunun için Atatürk ile Aldatmak kitabının yayını, CHP’nin bana göre, artık iflah etmezliğinin kesin belgesi olan bu son seçimin ardından ‘aldatma’ dosyasının açılması ve hem Türk milletinin hem de tarihin önünde bugüne kadar üstü örtülmüş gerçeklerin artık telaffuz edilmesi demektir.
Bütün bunlara rağmen, ‘Atatürk ile Aldatmak’ kitabını şu sıralarda veya yakın bir tarihte yayınlayıp yayınlamamak konusunu biraz daha düşüneceğim. Çünkü bu kitap sadece ‘kitap’ değil, daha fazla bir şeydir.
SEÇİMİN GALİBİ VE MAĞLUPLARI
Bu seçimin kişi olarak galibi, Abdullah Öcalan’dır. Kurum olarak galip ise HDP.
Seçimin kişi zemininde mağlubu Türkiye’nin on yılı aşkın zamandır uğursuz bir sfenks gibi üstüne çöken, bütün özgürlük, hukuk, cumhuriyet, aydınlık değerlerini tarumar eden Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu zulüm ve aldatma sfenksinin beli kırılmamışsa da bacakları, en azından bir bacağı kırılmıştır. Zulüm üretme koşusunu artık eskisi gibi yerine getiremez.
Kurum olarak mağluplar, iki tane:
1. RTE’nin seçim saatlerine kadar anayasayı ve o anayasaya yaptığı yemini çiğneyerek destek ve himayesinde tuttuğu AKP. Daha doğrusu, tarihî zulümler, dehşetler, cinayetler, yalanlar, talanlar ve iftiralar hükûmeti AKP iktidarı.
2. Artık siyaset, basiret ve dirayetini geri getirilemez biçimde yitirdiği anlaşılan CHP.
MİLLET VEYA HALKLAR NE OLUYOR?
Millet açısından sonuç şu:
Tanrı’nın ve tarihin diyalektiğinin Ra’d Suresi 11. ayete göre kestiği ceza faturasının kalan kısmı affa uğramamıştır, ödenecektir.
On yılı aşkın bir süredir bu toplumu Allah ile aldatarak soyan, aydınlıktan uzaklaştıran, hayat standartlarını yüz yıl geriye götürüp Afganlaştıran, Cumhuriyet’in getirdiği tüm kazanımları, özgürlükleri, paylaşım duygusunu tarumar eden, hukuku askıya alıp tertiplettiği yalan ve iftira dosyalarıyla yüzlerce insanı zindanlarda inim inim inleten, Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkaran, örtülü bir dinci-engizisyoncu faşizmi kitlelerin hayatına egemen kılan, mezhep bölücülüğü ile ülkeyi ve bölgeyi bir güvensizlik kıtasına çeviren ve nihayet 17-25 Aralık tarihî yolsuzluklarıyla haram servet tutkusu tescillenen bir iktidara hâlâ yüzde 40 oy veren bir milletin herhangi bir galibiyetinden söz etmek akla ihanet olur. Millet bu seçimde de mağlup olmuştur. Kurtuluş gemisini yine kendi eliyle parçalamıştır. Aksi olsaydı AKP denen ‘adaletsizlik ve karanlık partisi’nin yüzde yirminin altına düşmesi gerekirdi.
Allah ile aldatılmaktan duyduğu mazoşist memnuniyetini büyük ölçüde sürdüren Anadolu halkları, önümüzdeki zaman içinde acılar çekmeye devam edecektir.
Ne vakte kadar?
Şu ölümsüz beyyinenin gereği yapılıncaya kadar:
“Allah, pisliği, aklını işletmeyenler üstüne atar.” (Yunus Suresi, 100)