Kafası karışanlar için...
Kafası karışıklar için birkaç not
Rafet BALLI

2015’e şaşırmıştık. 2016 koşmaya başladı.
15 Temmuz (2016) sonrası daha da heyecan verici.
Türkiye ve bölge sanki final turuna giriyor.
***
Kafalar karışık. Normal.
Çünkü: Söz, hayata yetişmekte zorlanıyor.
Kimilerinin duruşu sade. Anlama çabasında. Yüzünü hayata çevirince, görmeye başlıyor.
“İç cephe”de kimileri de gönüllü bilmez. Çözmekle değil, düğümlemekle meşgûl.
Çünkü: Bölgenin dinamiklerine güvenmiyorlar.
***
24 Temmuz 2015: Türkiye, PKK’nın hendeklerine müdahale etti.
Kuzey Irak’taki mevzileri sürekli bombaladı.
Sonuç da aldı: PKK hendekte kaybetti.
Önemlisi: Bölge halkı hendeğe destek vermedi. Örgütten uzak durdu. 1984’ten beri bir ilkti bu.
Birilerinin söylemi hazırdı. İddiaları: “ABD, Türkiye’ye PYD’yi kabul ettirdi. Bu yüzden Suriye’ye müdahale edemiyor.”
***
24 Kasım 2015: Türkiye, Rus uçağını düşürdü.
Birileri neredeyse mutlu.
Sahaya bakıncı gördükleri: “Amerika’ya tam teslim olan Türkiye.”
Görmedikleri: Direnmenin nesnel zemini ve dinamikleri.
***
24 Haziran 2016: Türkiye Rusya’dan özür diledi. Uçak için.
Birileri: “Evet ama kesinlikle yetmez.”
Küçümsediler: Siyasi değil ticari: Turist için, ihracat için.
ABD gerçekçiydi. Baktı. Türkiye Batı’dan uzaklaşıyordu: “Darbe” sebebi saydı.
***
9 Ağustos 2016: Petersburg’da Erdoğan-Putin zirvesi.
Konu: Koridora mani olmak.
Amaç: Suriye’nin toprak bütünlüğü.
Birileri: “Erdoğan taktik yapıyor. Avrasya falan hikaye. Ayakta kalmak için ABD’yle pazarlık yapacak.”
Oysa: İki ülke, bir “Suriye yol haritası” kabul etmişti.
Başta Amerikan koridoru, ortak bölgesel tehditlere karşı.
Temel ilke: Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasıydı.
***
24 Ağustos 2016: Türkiye, Cerablus’tan Suriye’ye girdi. ABD koridoruna doğrudan müdahale etti.
Birileri: “Türkiye niye ÖSO ile ittifak yaptı? ÖSO katil sürüsüdür.”
“Madem koridoru kesmek istiyor. Niye Esad’ı kuzeye çağırmıyor?”
***
Lütfedip sahaya bir baksalar şunu göreceklerdi.
Bir: Aslında Cerablus’da ciddi bir ÖSO gücü yoktu.
Evet: Halep ve İdlib’te ÖSO kalıntıları çoktu. Fakat, ABD onlara izin vermemişti.
Yani: Pentagon aslında harekata karşıydı.
***
Ayrıca: Karmaşık bir bölgesel savaş yaşıyoruz. Cepheler iç içe geçmiş durumda.
Irak’a bakalım. İran ve Bağdat, ABD ile zaman zaman aynı cephede hizalanıyor.
Çünkü: Herkes bir bahane, bir maket kullanıyor.
***
İki: Cerablus harekatı bölgesel mutabakata dayanıyordu. Türkiye-Rusya ve İran arasında. Suriye’nin onayının da alandığı anlaşılıyordu.
Dün Putin ne dedi: “Türkiye’nin Suriye’deki operasyonu bizim için beklenmedik değildi.” (5.9.2016).
Üç: Bölge ülkeleri için harekat doğru ve gerekli.
Fakat tamamlanmalı: Şam hükümetiyle birlikte yürütülmeli.
Yani bölge güçleri diyor ki: Eksik yapıyorsun, fakat devam et.
***
İç cephede birileri ise sızlanıyor: Esad olmazsa, dur.
Sürecin zaten oraya gittiğinin farkında değiller.
Son örnek G 20 zirvesinden.
Malum: Erdoğan Çin’de. Dün oradan seslendi:
“Rusya ile özellikle Halep bölgesinde bir işbirliği gerçekleştiriyoruz. Amacımız Kurban bayramı öncesinde ateşkesi sağlamak” (5.9.2016).
***
(Not: Açıklama Erdoğan cenahıyla temaslarımla uyumlu.
En son sohbetlerimizin birinde vurgulamıştım: Bu kadar Suriye’nin toprak bütünlüğü diyorsunuz.
Fakat hâlâ Halep’teki militanlara sevkiyat yapılmasına izin veriyorsunuz. Bırakın, Suriye kendi şehrini kontrol etsin.
Muhatabımın cevabı peşindi: “Yanılıyorsunuz. Halep’tekilerle bizim ilgimiz kalmadı. Bizden bir şey gitmiyor artık.”
İnşallah öyledir demiştim.)
***
Belli olan bir şey daha.
Anlaşılıyor ki: Türkiye, Suriye’de ABD’yle hesaplaşmayı erteliyor.
Mesela: Menbiç’e yürümeyi durdurdu. Batıya yöneldi.
Çobanbey ve Azez hattından El Bab’ı hedeflemiş görünüyor.
Birileri yine gerçeğe sırtını dönmüş durumda.
İddiaları: “Türkiye, Menbiç’in PYD’de kalmasına göz yumacak.”
Oysa görünen açık değil mi:
ABD ne yaptı: Bölmüyorum diyerek Suriye’yi parsellemeye kalktı.
Türkiye ise açıkça ilan etti: Güneyimde terör koridoru istemiyorum.
Bir konuda taktik yapıyor: Hangi hedefe ne zaman yürüyeceğini açıklamıyor.
Buna da izin verin artık.
***
Son bir fotoğraf. Çin’deki G 20 zirvesinden. Liderler aile fotoğrafı çektirmiş.
Protokol sıralamasına doğal olarak ev sahibi yapmış.
Ön sıraya bakıyoruz: Ortada Çin Devlet Başkanı. Sağında Almanya Başbakanı Angela Merkel. Solunda ise Tayyip Erdoğan.
Onların hemen yanında ise Rusya ve ABD başkanları duruyor.
***
İki tespit:
Bir: Sıralama lidere göre değil ülkeye göre yapılır.
İki: Çin bir tercih ortaya koydu. İki büyük ülkeyi bir sıra geriye çekti.
Onların yerine Almanya ve Türkiye’yi yerleştirdi.
Almanya tercihinin nedenini biliyoruz. Çin’in Avrupa’daki birinci ortağı.
***
Türkiye niye öne çıkarıldı?
Aklımıza iki husus geliyor.
Bir: 15 Temmuz’da Amerikancı darbeyi boşa çıkarması.
İki: Suriye krizinde bölge ülkeleriyle birlikte Amerika’ya karşı mevzilenmesi.
Yani: Çin, Türkiye’nin Avrasya yolculuğunu selamlamış oldu.
***
Sonuç: Günler, yeni hamlelere gebe.