‘Suriye’ kayıtlarını sızdıran askerlere soruşturma açıldı
Dışişleri Bakanlığı'nda Suriye'ye hukuksuz bir askeri müdahale planlandığını ortaya çıkaran ses kayıt cihazlarını yerleştiren darbeci subaylara soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Böylece kayıtların montaj olmadığı da kabul edilmiş oldu. O halde "Suriye'ye girmek için gerekçe üretelim" diyenlere, savaş suçu işleyenlere de bir soruşturma açılması gerekmiyor mu?..‘Suriye’ kayıtlarını sızdıran
askerlere soruşturma açıldı:
Peki, kayıtta konuşulanlara?
TSK’nın askerleriyle, tanklarıyla, “müttefik” cihatçılarıyla Cerablus’a girdiği bugünlerde AKP’nin Suriye’ye dönük müdahaleleriyle ilgili yeni bir gelişme yaşandı...
İki yıl önce Dışişleri Bakanlığı’nda gizlice dinlenen “Suriye toplantısı” kayıtları yayınlanmıştı bilindiği üzere...
Ses kayıtlarında dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun Suriye'ye hukuksuz bir müdahaleyi nasıl gerçekleştirecekleri yönünde yaptığı konuşmalar yer alıyordu.
YAŞAR GÜLER'İN ÇANTASINA YERLEŞTİRİLMİŞ
Kamuoyunu sarsan bu kayıtların kaydedilmesini sağladığı iddiasıyla bugünlerde bazı subaylara soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Hürriyet yazarı Murat Yetkin, "Gizli toplantıyı generalin çantasından kaydetmişler" başlığıyla duyurduğu köşesinde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınan subaylar arasında söz konusu toplantıyı yasadışı kaydetmekle suçlananlar olduğunu belirtti.
Kaydın toplantıya katılan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in evrak çantasına yerleştirilen “böcek” ile dinlendiğini ifade eden Yetkin, soruşturulan subayların da Genelkurmay başkanı Hulusi Akar ve Yaşar Güler'in özel kalem müdürlüğünde görev yapan ve aynı zamanda iki ismi de alıkoyan darbeci askeri personel olduğunu söyledi.
O halde, ses kaydının yapılış biçimi nasıl tespit edildi? Yetkin'in aktardığına göre, Davutoğlu’nun makamının modellemesi yapılarak ses haritası çıkarılmış ve bu harita yayınlanan kayıtlarla karşılaştırılmış. Bunun sonucunda kayıtta Güler’in sesinin daha net duyulduğu ve yüksekte değil, yer hizasına yakın bulunduğu, dolayısıyla ya masa-sehpa altında, oturma grubu üzerinde, ya da yerde duran bir çantada olabileceği saptanmış. Ayrıca Hulusi Akar'ın yaveri Levent Türkan'ın verdiği bilgilerle de eldeki bilgiler birleştirilince sonuç olarak bu yöntem izlendiği tespit edilmiş.
KAYITLARIN İÇERİĞİ SUÇ DEĞİL Mİ?
Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan gizli bir toplantının yasadışı kaydedilmesi "casusluk" suçuna giriyor. Bir ülkenin egemenlik haklarını hiçe sayarak hukukuz bir askeri müdahale planlamak hangi suç kapsamına giriyor sorusu ise akıllara gelmiyor? Toplantıda konuşulanların yanı sıra cihatçılara silah yardımı yapmak, sınırlardan geçişini sağlamak, ülkede barınmalarını kolaylaştırmak şeklinde devam eden bir silsile söz konusuyken... AKP iktidarının yıllardır Suriye'ye dönük saldırgan tutumu ortadayken...
Peki, o kayıtlarda neler vardı ve sonrasında hangi gelişmeler yaşandı? Kayıtlarda en çok dikkat çeken askeri müdahale için Feridun Sinirlioğlu'nun "Gerekçe lazım" sözleri üzerine Hakan Fidan'ın "Ben gerekçe üretirim. Öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Gerekirse Süleyman Şah’a bir saldırı düzenleriz" şeklinde sözleriydi.
HANİ MONTAJDI?
Söz konusu kayıtlar yayınlandıktan sonra ilk iş RTÜK'ün yayın yasağı getirmesi ve YouTube'a erişimin engellenmesi olmuştu. 17 Aralık sonrası Erdoğan'la Bilal Erdoğan'ın ses kayıtlarına "montaj" denildiği gibi Suriye kayıtlarına da "montaj" şeklinde benzer açıklamalar yapılmıştı. Şimdi söz konusu kayıtlarla ilgili bir soruşturma açıldığına göre "montaj" olmadığı da kabul ediliyor.
O halde kayıtlardaki konuşmalarla ilgili bir soruşturma da açılacak mı? "Casusluk" soruşturması tamamlandığında söz konusu kayıtlar dava dosyasına girecek, duruşma salonlarında dinletilecek mi? Sorunun yanıtının en azından şimdilik "hayır" olduğu ortada.
soL -Haber