‘Tam Bir Skandal’
AKP’nin dün gece Meclis’e getirdiği “cinsel istismar düzenlemesi” kamuoyunda tartışmalara neden oldu. “Bu yasalaşırsa anayasal eşitlik gündeme gelebilir. Başkaları da fail olarak bundan yararlanmak isteyebilir” diyen Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de hükümete “bize randevu verin gelip derdimizi anlatalım” çağrısı yaptı....
‘Cinsel istismar değişikliğine’ tepkiler sürüyor

Kamuoyunda “Tecavüzcülere af” olarak nitelendirilen ve altı AKP’li vekilin Meclis’e taşıdığı yasa değişikliğinin görüşülmesi dün gece yaşanan sert tartışmaların ardından CHP ve MHP milletvekillerinin karşı çıkmasıyla Salı gününe kaldı...
Konunun çok tepki alması üzerine açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın sözleri daha da akılları karıştırdı.
Bozdağ “Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ise tartışmalara neden olan cinsel istismar düzenlemesiyle ilgili “Bu bir tecavüze af değildir. Bir seferliğine bu mağduriyetin giderilmesine yönelik bir çalışmadır. Bunun dışındakiler; CHP’nin çarpıtma, saptırmaya yönelik faaliyetlerinden ibaret” ifadelerini kullandı.
Ancak hükümet çevrelerinden gelen bu açıklamalar konuyla ilgili kafa karışıklığı gideremedi. Cinsel istismar düzenlemesi planı; hukukçulardan, STK temsilcilerine, siyasilerden, psikologlara kadar birçok çevrede tepkilere neden oldu.
“DERHAL ÇÖPE ATMAK LAZIM”
Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu,
“Cinsel istismara uğrayan çocuğun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi halinde cezanın erteleneceği şeklinde bir önerge, tam anlamıyla bir skandaldır, derhal çöpe atılmalıdır. Biz burada çocuktan bahsediyoruz. Çocukla cinsel anlamda birleşen yetişkin, çocuğa tecavüz etmiştir. Suçtur. Önerge yasalaşırsa, aile zoruyla çocuk yaşta evlendirmelerin yolu açılacak.
Tecavüzcü hapse girmemek için aileyle anlaşacak. Bir bakıma satacaklar o kızı. Parasını alıp zorla evlendirecekler. Ondan sonra dayak, işkence başlayacak. Biz bunları gördük. Gelincik Projesi'nde tanık olduk. Kızcağız belki boşanmak isteyecek, aile kızlarının boşanmaması için baskı uygulayacak. Sonuç; sadece çocukken tecavüz edilmiş olmakla kalmayacak, bütün evlilik hayatı boyunca işkenceyle yaşamak zorunda kalacak” dedi.
CANAN GÜLLÜ: BAŞKA FAİLLER DE YARARLANMAK İSTEYEBİLİR
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de katıldığı CNN Türk canlı yayınında “yasalaşırsa anayasal eşitlik gündeme gelebilir. Başkaları da fail olarak bundan yararlanmak isteyebilir” uyarısında bulundu. Adalet Bakanı başta olmak üzere hükümet üyelerinden ve yetkililerden randevu talep ettiklerini belirten Güllü “Biz dün geceden itibaren STK’lar adına hükümete çağrı, baskı yapıyoruz. Bu yanlıştan dönülmeli” diye konuştu.
İNCİ ŞEN: İMZA ATALARIN HEPSİ ERKEK
Psikiyatri ve Psikoterapi uzmanı Dr. İnci Şen ise önerinin altında imzası bulunan vekillerin hepsinin erkek olmasına dikkat çekti.
Şen “6 erkek parlamenter, parlamentoya tecavüze uğramış kadın, kız çocuklar evlendirilsinler ve erkek cezadan muaf tutulsun önerisi veriyor. Bu milletvekillerinin hepsi erkek. Hangi düşünce bazında böyle bir öneride bulunuyorlar? Tecavüz saldırı konularında ceza kanunları ve mevcut yasalar olmasına rağmen, bunlar nasıl böyle bir öneride bulunabiliyorlar? Cesaretlerini nereden alıyorlar?
Medeni kanunların, insan haklarının ve kadın haklarının altı göz göre göre nasıl oyulabiliyor? Bu öneri verilirken kadınlarla, kadın dernekleriyle, barolarla mı konuşmuşlar? Parlamentoda kendi partilerinde hiç kimse bunlara hesap sormuyor mu? Tecavüze saldırıya uğramış mağdurlarla mı empati yoksa saldırgan tecavüzcüyle mi empati yapılıyor? Bunu artık çok açık bir şekilde görmek mümkün” diye konuştu.
Şen sözlerini şöyle sürdürdü “Tecavüze uğrayan kişi rızası dışında şiddet görerek cinselliğe zorlanmış, travmaya maruz kalmıştır. Travma psikiyatride bir ruhsal hastalık teşhisidir. Travmaya uğramış mağdurlarda çok uzun yıllar hastalık belirtileri görülür.”
Şen, kişilerde travmanın semptomlarını ise şu şekilde sıraladı: “Uyku bozuklukları, kâbuslar, korkular, gerginlikler, içine kapanıklık hatta sosyal fobiye dönüşebilen kendini topluluktan soyutlama, aşırı güvensizlikler, yaşadıklarını kimseye anlatamama, depresif gelişmeler; isteksizlik, enerji kaybı gibi yaşadıklarından duydukları utanç ve suçluluk duyguları gibi semptomlarla özetleyebiliriz. Kişi bunların dışında sıkıntılarını kimseyle paylaşamadığı için bu dert onu içten içe zehirler. Kimseden yardım talep edemez.
Diyelim ki mağdur tecavüzcüsüyle evlendirilirse ne olur? Yukarıda bahsettiğim travmayı, bilimsel teşhisiyle Re-travma, yani tekrar tekrar maruz kaldığı şiddeti yaşar. Hastalık semptomları kronikleşerek ve ağırlaşarak devam eder. Kişiliği bu denli örselendiği için, tamamen yok olur esirleşir, hayatta kalmak için savunmada korku, kaygı, sesinin çıkmadığı edilgen bir evreye girer. Kendine ve başkalarına olan güveni tamamen yok olur. ”