“AKP, Merkez Bankası'nın elini boşa çıkarıyor”
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomideki gidişatı Merkez Bankası’nın üzerine düşen görevi yaptığını ancak iktidardan gelen çelişkili ve çok sesli açıklamalar Merkez Bankası’nın elini boşa çıkarıyor diyerek değerlendirdi...“İktidardan gelen açıklamalar
Merkez Bankası'nın elini boşa çıkarıyor”
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomideki gidişatı
değerlendirdi...
Bir radyo programına katılan Yılmaz, Merkez Bankası’nın üzerine düşen görevi yaptığını ancak iktidardan gelen çelişkili ve çok sesli açıklamaların Merkez Bankası’nın elini boşa çıkardığını söyledi.
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın piyasadaki gelişmelere ilişkin sözlerini ve ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin 2001 yılında bir tercih yaptığını ve bu tercihiyle birlikte 2001, 2008 yıllarında da benzer krizler yaşadığını fakat bugün yaşanan krizin niteliksel olarak diğerlerinden ayrıştığını söyledi.
Yılmaz AKP dönemindeki ekonomik gidişatı şu şekilde özetledi: ‘Türkiye 2001 yılında tercihini ‘dalgalı kur rejimine' geçmekten yana kullandı. Dedi ki; ‘Ben daha önceki kötü alışkanlıklarımdan vazgeçeceğim, ülkemi adam gibi yöneteceğim ve uluslar arası sistemde saygın bir yer edineceğim. Yani diğer ülkelerle aynı ligde, bu ligin kurallarına göre oynayacağım.' Bence de bu doğru bir tercihti. 2006 yılına kadar çok önemli işler yaparak uluslar arası camiadan da büyük takdir topladı. Bir şekilde önceki krizleri de atlatmayı başardı. Ancak bugün gelinen noktada Türkiye uluslar arası ligden ayrıldı. Cevabı bulunması gereken soru da neden böyle bir kopuşun yaşandığı. Bunun bazılarının iddia ettiği gibi uluslar arası konjoktürden mi kaynaklandığı yoksa Türkiye'ye özgü meseleler nedeniyle mi olduğu. Bence her iki faktör de geçerli'
‘ESAS MESELE DOĞRU İLETİŞİM'
Bugün yaşanan krizle baş etmenin yolunun Türk lirasına olan güveni arttırmak olduğunun artırmak ve piyasa ile doğru iletim kurmak olduğunun altını çizen Durmuş, ‘Esas mesele sıradan vatandaşın neden cebinde TL yerine dolar taşımayı tercih ettiği sorusuna yanıt bulmaktır. Aslında Merkez Bankası üzerine düşen görevi yapıyor ancak ekonomideki çok seslilik onun elini boşa çıkartıyor ve altını oyuyor. Bir gün Cumhurbaşkanı, diğer gün Başbakan, bir sonraki gün Ekonomi Bakanı açıklamalar yapıyor. Ve bu çok seslilik piyasadaki güveni zedeliyor' dedi.
‘KAMUSAL OTORİTE PİYASAYA GÜVEN VERMELİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Tüm ülkenin ve milletin bekasının söz konusu olduğunda bankalar farklı hesaplar içine giremez, girmemelidir. Gün yatırım, üretim, duran çarkları çalıştırma, çalışanları hızlandırma günüdür. Bugün bunları riske atmazsanız, yarın atacak hiçbir şeyini olmayabilir' sözlerini de fakat değerlendiren Durmuş, bu çağrının doğru olduğunu fakat çağrıya icabet edilecek koşulların yaratılması gerektiğini belirtti. Durmuş; ‘ Kamusal otorite sorumluluk almalı, kendi eyleminin öznesi haline gelmeli. Piyasaya güven vermeli bunun içinde evrensel hukuk ve özel mülkiyet hakkının güvencede olduğunu göstermeli' dedi.
Bir radyo programına katılan Yılmaz, Merkez Bankası’nın üzerine düşen görevi yaptığını ancak iktidardan gelen çelişkili ve çok sesli açıklamaların Merkez Bankası’nın elini boşa çıkardığını söyledi.
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın piyasadaki gelişmelere ilişkin sözlerini ve ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin 2001 yılında bir tercih yaptığını ve bu tercihiyle birlikte 2001, 2008 yıllarında da benzer krizler yaşadığını fakat bugün yaşanan krizin niteliksel olarak diğerlerinden ayrıştığını söyledi.
Yılmaz AKP dönemindeki ekonomik gidişatı şu şekilde özetledi: ‘Türkiye 2001 yılında tercihini ‘dalgalı kur rejimine' geçmekten yana kullandı. Dedi ki; ‘Ben daha önceki kötü alışkanlıklarımdan vazgeçeceğim, ülkemi adam gibi yöneteceğim ve uluslar arası sistemde saygın bir yer edineceğim. Yani diğer ülkelerle aynı ligde, bu ligin kurallarına göre oynayacağım.' Bence de bu doğru bir tercihti. 2006 yılına kadar çok önemli işler yaparak uluslar arası camiadan da büyük takdir topladı. Bir şekilde önceki krizleri de atlatmayı başardı. Ancak bugün gelinen noktada Türkiye uluslar arası ligden ayrıldı. Cevabı bulunması gereken soru da neden böyle bir kopuşun yaşandığı. Bunun bazılarının iddia ettiği gibi uluslar arası konjoktürden mi kaynaklandığı yoksa Türkiye'ye özgü meseleler nedeniyle mi olduğu. Bence her iki faktör de geçerli'
‘ESAS MESELE DOĞRU İLETİŞİM'
Bugün yaşanan krizle baş etmenin yolunun Türk lirasına olan güveni arttırmak olduğunun artırmak ve piyasa ile doğru iletim kurmak olduğunun altını çizen Durmuş, ‘Esas mesele sıradan vatandaşın neden cebinde TL yerine dolar taşımayı tercih ettiği sorusuna yanıt bulmaktır. Aslında Merkez Bankası üzerine düşen görevi yapıyor ancak ekonomideki çok seslilik onun elini boşa çıkartıyor ve altını oyuyor. Bir gün Cumhurbaşkanı, diğer gün Başbakan, bir sonraki gün Ekonomi Bakanı açıklamalar yapıyor. Ve bu çok seslilik piyasadaki güveni zedeliyor' dedi.
‘KAMUSAL OTORİTE PİYASAYA GÜVEN VERMELİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘Tüm ülkenin ve milletin bekasının söz konusu olduğunda bankalar farklı hesaplar içine giremez, girmemelidir. Gün yatırım, üretim, duran çarkları çalıştırma, çalışanları hızlandırma günüdür. Bugün bunları riske atmazsanız, yarın atacak hiçbir şeyini olmayabilir' sözlerini de fakat değerlendiren Durmuş, bu çağrının doğru olduğunu fakat çağrıya icabet edilecek koşulların yaratılması gerektiğini belirtti. Durmuş; ‘ Kamusal otorite sorumluluk almalı, kendi eyleminin öznesi haline gelmeli. Piyasaya güven vermeli bunun içinde evrensel hukuk ve özel mülkiyet hakkının güvencede olduğunu göstermeli' dedi.
Sputnik