'Sadece Z değil Y kuşağı da AKP'den kopuyor'
Sencer Ayata: 'Sadece 'z kuşağı' değil 'y kuşağı' da AKP'den kopuyor...''Sadece Z değil Y kuşağı da AKP'den kopuyor'
Haziran ayında AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın gençlerle YouTube üzerinden bir araya geldiği yayın “dislike
bombardımanı”na tutuldu...
Sosyal medyada #OyMoyYok etiketli muhalefet
gündem oldu. Aynı haftalarda Trump’ın pandemi günlerinde yaptığı
mitingin koltukları “TikTok’çular” tarafından rezerve edildi, bu
vesileyle ABD lideri boşluklarla dolu bir basketbol arenasında konuşma
yaptı.
Bu gelişmelerin ardından Türkiye’de de yoğun bir “Z kuşağı
tartışması” başladı.
Türkiye’nin dünyada da bilinen toplum bilimcilerinden olan, Harvard ve
Oxford Üniversitesi’nde misafir akademisyen olarak bulunan, geçtiğimiz
dönemde parlamentoya giren ve CHP yönetiminde görev üstlenen ODTÜ
Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sencer Ayata, t24'ten Metin
Kaan Kurtuluş'a yaptığı açıklamalarda Z kuşağının “türdeş bir kütle”
olmadığına vurgu yapıyor:
“Üniversite öğrencileri, kayıt dışı çalışan gençler, ev kızları, çocuk
yaşta evlendirilenler, göçmen çocuklar... Bunların yaşam koşulları o
kadar farklı ki... Sınıf, kır-kent, kadın-erkek farklılıkları bir o
kadar önemli.
Doğu Anadolu’nun bir köyünde, 11 nüfuslu yoksul bir
hanede, okumayan, tarlada çalışan, ev işine koşturan 17 yaşındaki bir
kız çocuğu bir yanda....
İstanbul’un önde gelen liselerinden birinde
okuyan, üniversite eğitimi için Harvard’a, Stanford’a girme hazırlığı
yapan, dünyanın yarısını gezmiş, iki yabancı dil bilen, genç alt
kültürlerinin modalarını yakından izleyen bir lise son öğrencisi diğer
yanda...”
Prof. Ayata, bu neslin türdeş bir kitle olmamakla birlikte, birçoğunun
rekabetçi kişilikleri, otoriteden hoşlanmamaları ve meraklı olmaları
gibi ortak özellikleri olduğunu da vurguluyor.
“Sosyal medyanın gençlik hareketlerinin oluşumunda önemli bir rol
oynadığına” dikkat çeken Ayata, bu vesileyle artık herkesin bilgi
paylaşabildiğine ve her türlü haber ile yoruma ulaşabildiğine dikkat
çekiyor.
Ayata, sosyal medyanın olumsuz yanları olsa da geçmişte yaşanan
örneklerden yola çıkarak demokratikleştirici bir etkisi olduğuna da
işaret ediyor.