'Bize muhalefet edeceğine CİNAYETLERİ durdursun...'
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un kadına yönelik şiddete ilişkin sivil toplum kuruluşlarının değil, İçişleri Bakanlığı verilerini esas aldıklarını açıklayarak “Her kadın cinayeti bizim kadına yönelik şiddetteki kadın cinayeti değildir. Her intihar kadın cinayeti değildir. Her şüpheli ölüm de kadın cinayeti değildir” ifadelerini kullanmasına kadın örgütleri tepki gösterdi...Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk’a Kadın Örgütleri’nden tepki: 'Muhalefet etmek yerine cinayetleri durdurun'
Kadın kuruluşları, “Bakanlık bizim
çalışmalarımızı yok sayamaz. İntihara da kadın cinayeti diyorlar
tartışması yürütmek yerine, şeffaf bir biçimde bu istatistikleri
yayımlasınlar. Bize muhalefet etmek yerine cinayetleri durdursun”
görüşünü dile getirdi...
İntihar diye nitelendirilen eylemlerin etkin araştırılmadığını dile getiren Erden, Şule Çet ve Nadira Kadirova’yı anımsatarak şöyle konuştu:
“Doğrudur, her kadın intiharı kadın cinayeti değildir ama Bakan’ın açıklamaları kendi politik çıkarlarını kollayan bir açıklamadır. Niyetlerini bildiğimiz için, kadınları koruma konusundaki sicilleri ortada olduğu için Bakana hak vermek mümkün değil. Üstelik, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre bir insan intihar etmiş olsa dahi, bir ölümün tabii sebeplerden ileri gelmediği şüphesini veren emareler varsa sebebi araştırılmalıdır, nitekim kamuoyunun baskısı sonucu kapatılması engellenen dosya örneklerinde intihar olduğu iddia edilen eylemlerin cinayet olduğu ortaya çıkmıştır. İntihara da kadın cinayeti diyorlar tartışması yürütmek yerine, şeffaf bir biçimde bu istatistikleri yayımlasınlar, o zaman oturup tekrar tartışalım” diye konuştu.
‘ŞEFFAF BİR BİÇİMDE BU İSTATİSTİKLERİ YAYIMLASINLAR’
Cumhuriyet'ten Kübra Köklü'nün haberinde, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden, Türkiye’de resmi kurumların kadın cinayetleri verileri hakkında açıklama yapmadığını vurgulayarak “2009’da Adalet Bakanlığı’nın veri paylaşımı, 2002’den 2009’a kadar yüzde 1400’lük bir artış olduğunu göstermişti. Bu çok önemli bir istatistikti, büyük tepki doğurdu ve kendileri de pişman olmuş olsalar gerek ki bir daha istatistik paylaşmadılar. 2019’da Polis Akademisi, 2016 - 2018 istatistiklerini paylaştı, 3 yılda 932 kadın cinayeti olduğu belirtiliyordu. Sayılar yüksek olduğundan istatistik paylaşmaktan özenle kaçınıyorlar, bu verileri toplayanların yayımlamasını da bu yüzden istemiyorlar” diyerek tepki gösterdi.İntihar diye nitelendirilen eylemlerin etkin araştırılmadığını dile getiren Erden, Şule Çet ve Nadira Kadirova’yı anımsatarak şöyle konuştu:
“Doğrudur, her kadın intiharı kadın cinayeti değildir ama Bakan’ın açıklamaları kendi politik çıkarlarını kollayan bir açıklamadır. Niyetlerini bildiğimiz için, kadınları koruma konusundaki sicilleri ortada olduğu için Bakana hak vermek mümkün değil. Üstelik, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre bir insan intihar etmiş olsa dahi, bir ölümün tabii sebeplerden ileri gelmediği şüphesini veren emareler varsa sebebi araştırılmalıdır, nitekim kamuoyunun baskısı sonucu kapatılması engellenen dosya örneklerinde intihar olduğu iddia edilen eylemlerin cinayet olduğu ortaya çıkmıştır. İntihara da kadın cinayeti diyorlar tartışması yürütmek yerine, şeffaf bir biçimde bu istatistikleri yayımlasınlar, o zaman oturup tekrar tartışalım” diye konuştu.