Tayyip taaa 1939'a gitti
Tayyip Erdoğan İzmir'deki depreme ilişkin yaptığı konuşmada 1939 yılına giderek 'Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi de o zaman İçişleri Bakanı'ydı' dedi...
Tayyip Erdoğan 1939'a gitti:
'Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi bakandı'
Erdoğan "Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi de o zaman İçişleri Bakanı'ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler" ifadelerini kullandı.
Erdoğan İzmir'deki depreme ilişkin "Eğer enkaz kaldırmada bir yarışın içerisine girilmiş olsaydı, 5. gün enkaz altından o yavru nasıl çıkarılacaktı?" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Depremzedelerin tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmıştır.
- Bir ay içinde deprem konutlarının yapımına başlayacağız. Önümüzdeki yıl bitmeden de hak sahiplerine evlerini teslim etmiş olacağız.
- Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, "5 gün oldu, enkaz hala kaldırılmadı" diyor. Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar.
- İzmir milletvekilisin... Düşünebiliyor musun? Şöyle bir uğrayıp dönüyorsun. Başından sonuna kadar kalman lazım. o ilin vekilisin yahu. Bunu da yapmayıp orada hayatını her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hakkında ileri geri konuşuyorsunuz.
- Eğer enkaz kaldırmada bir yarışın içerisine girilmiş olsaydı, 5. gün enkaz altından o yavru nasıl çıkarılacaktı?
- Yaşanan her felaket bize ülkemizin deprem kuşağında olduğunu, her an yeni sarsıntılarla karşılaşabileceğimiz gerçeğini tekrar hatırlatıyor.
'Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi İçişleri Bakanı'ydı'
- Bu konuda milat hiç şüphesiz 1999 depremidir. Bu işin çok daha gerisi var. Erzincan, Erzurum, Çaldıran'dır... Bunlar çok daha önceleri.
- Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi de o zaman İçişleri Bakanı'ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler.
- Büyük Marmara Depremi'nin ardından başlayan mevzuat düzenlemelerini hükümetlerimiz dönemlerinde geliştirerek sürdürdük.
- Farklı kurumlara dağılmış imkanları bir araya getirerek her depremde ön safta yer alan AFAD'ı biz kurduk.
- Stokta bin konteyner vardı. Bu konteynerleri İzmir'de kullanıyoruz, kullanacağız.
- Şu anda İzmir'le ilgili bu malum depremin olduğu bölge sulak bir bölge. Biz şimdi orada Tarım Orman Hayvancılık'a ait bölgeyi 1 milyon 400 bin metrekare, burayı rezerv alan olarak şu anda yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Konutları Çevre Şehircilik Bakanlığımız inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın.
- Tüm oradaki zeminle ilgili etütler yapıldı, adımlarımız buna göre atılıyor. Genişleme noktasında da daha farklı rezerv alanlarını oluşturma gayreti içindeyiz.
'Dönüştürmemiz gereken 6,7 milyon konut var'
- TOKİ ile başlatılan konut atılımı özel sektörün de gayretleriyle önemli bir dönüşümün gerçekleşmesini sağlamıştır. Hala dönüştürmemiz gereken 6,7 milyon konut bulunuyor.
- Geçtiğimiz salı günü, yani 3 Kasım tarihi iktidara gelişimizin 18. yıldönümüydü. Bu vesileyle 1 milyon fidanı toprakla buluşturmayı hedeflemiştik. Ancak İzmir depremi sebebiyle programın tören kısmını iptal ettik.
'Üyelerimiz kollarını açsalar ülkenin bir ucundan diğerine zincir oluştururuz'
- Salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen 11 milyon 200 bin üye sayısına ulaşmış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak el ele verseler Türkiye'nin bir ucundan diğerine insan zinciri oluşturabiliriz. Bu tablo milletimizin geleceğini hala AK Parti'de gördüğünün işaretidir. Üyelerden bir kısmı parti binalarımıza kendileri gelerek kayıt yaptırmıştır.
- AK Parti Türkiye'nin en çok üyeye sahip siyasi partisidir. Diğer partilerin üyelerini toplayın 3 ile 5 ile çarpın AK Parti'ye yetişemiyor. Üye sayımızın sürekli artması gerekir.
- Bu anlayışla 2020'ye girerken, 2023 yılına kadar her yıl 1 milyon yeni üye hedefiyle kolları sıvadık.
- Her kesimden insanımızın evine, iş yerine, hayatını geçirdiği yerlere her gün bizzat gitmeliyiz.
- Telefonumuz 24 saat açık olmalı. O anda cevap veremediğimiz her çağrıya muhakkak dönüş yapmalıyız.
- İnsanları küçümseyen bir AK Parti yöneticisi varsa, bulunduğu yerde 'haksız işgalci' demektir. AK Parti'nin hiçbir il başkanı, hiçbir milletvekili, yöneticisi, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, kopuk yaşayamaz. Bizim için üye sayısı sadece bir skor değildir.
- 18 yıl önce 'artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' diyerek çıktığımız yolda bugün işte bu noktadayız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
'Belediye başkanlığımda İstanbul çöl gibiydi'
- Türkiye'de çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık. Buna belediye başkanlığım da dahil. O sürede İstanbul adeta çöl gibiydi, refüjler dahil ağaçlandırma çalışmalarını biz yaptık. Devlete, hükümete geldik, ondan sonra da milyonlarca, milyarlarca fidan, ağaç dikimini biz yaptık.
- Teröristler boş durmuyor. Baktılar ki insanları öldürmekle başarılı olamıyor, sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar.
'Buğday ithalatı ihracata yönelik'
- 2020'nin 11 ayında 17,1 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ana muhalefetin başındaki zat, 'Çiftçilerimiz aç' diyor ya, defaatle söylememize rağmen anlamıyor, duymuyor. Anlamak da her yiğidin kârı değil.
- Bizim, buğday üretimimiz kendi tüketimimizin üzerindedir. Niye ithalat yapılıyor? Biz buğdaydan makarna, un üretiyor, ihraç ediyoruz. İhraca yönelik bir ithaldir bu. Anlamaz bu işlerden. Sadece iftira atsın. Ayrıca bazı ürünlerde stok yapılarak fiyat yükseltildiğinde ithalat yolunu açıyoruz. Bu tür stokçuluk faaliyetlerine göz yumamayız. Bazıları, Türkyie'nin tohumda dışarıya bağımlı olduğunu söylüyor. Geçen yılki tohum ihracatımız 155 milyon doları buluyor. Aziz milletime sesleniyorum; geçen yıl sertifikalı tohum üretimizde 1,34 milyon tonla bizden önceki döneme göre 8 kat artmıştır.
- Salgın döneminde tüm ülkeler gıda ürünlerinde ihtiyatlı bir gümrük politikası izlerken Türkiye'nin bunun dışında kalması beklenemez.
- Kahramanmaraş'ta miting yapacağız.
- Teşkilatlarımızda sen ben olayını bir kenara koyalım.
- Burada bir davanın erleriysek olaya davanın erleri olarak yaklaşalım. İl yönetimlerinde yer alacak arkadaşlarımızı hesabi değil, hasbi seçerek teşkilatlarımızı böyle oluşturacağız.