"Erdoğan bu kadar yalan söylerken yüzün hiç kızarmıyor mu?"
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e "zalim ve kafir" diyen imam Mustafa Demirkan'a "Meczup" diyerek tepki gösterdi. '10 bin dolar alan siyasetçi' konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor?" ifadelerini kullandı.
"Ayasofya'yı
Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e "zalim ve
kafir" diyerek hakaret eden imam Mustafa Demircan'a tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, Demircan'a "Meczup" dedi, "Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret
etmek için mi açtınız?" ifadelerini kullandı...
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Mutlu haberlerle geldim. Ayşe Begüm Onbaşı jimnastik şampiyonasında
altın madalya kazandı. Kendisini yürekten tebrik ederiz. Bu sporcuya
sahip çıkan Mansur Yavaş ve bütün ekibine ve EGO spor yöneticilerine
teşekkür etmek bizim görevimizdir. Anadolu Efes'i de tebrik etmek lazım.
Yürekten teşekkürler. Hafta arası perşembe günü Isparta ve
Burdur'daydık. Gezdik, vatandaşlarla konuştuk, sabahın beşinde gül
toplamaya gittim.
Oradaki kadınlar bazı sorunları aktardılar, onların
sorunlarını bir şekidle çözmek bizim boynumuzun borcudur. Isparta gül
merkezi, Isparta'nın korunması lazım. Isparta'nın aynı zamanda gül
sektörünün merkezi olması dışında o merkezin büyütülmesi lazım.
Altından
daha değerli ama değerini ne hikmetse siyasetçi bir türlü kavrayamadı.
Ne istiyorsunuz döviz yok şu yok bu yok. Topraktan üretiyor ve büyük bir
kısmını ihraç ediyor ve ülkesine döviz getiriyor. Kendi ülkesine döviz
getiren bir tarım alanı bu. Taban fiyatın en az 7,5 lira olması lazım.
Neden şikayet ediyorlar? İlaç, gübre, mazot sürekli artıyor.
Yevmiye
veriyorum ben diyor. Kar elde etmem lazım diyor. Taban fiyatın 7.5 lira
olarak açıklanmasını bekliyoruz. Ciddi bir üretim planlaması yapılması
lazım. Bütün bunlar elbette olur ama bunların iktidarında olmaz,
Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında olur. Emek harcayanların
iktidarında olur.
"İKİZDERELİ KADINLAR ÖRNEK OLDU"
Doğal kekik üretimi. Denizli Pamukkale ilçemizin Güzelpınar Mahallesi
bunu toplar yüzde 85-90'ı ihraç edilir. Kadınlar, hükümet konağını
basmışlar 'Neden kekik üretimi alanını taş ocağına teslim ediyorsunuz?'
diye. İkizdereli kadınlar, diğer kadınlara da örnek oldunuz. Verdiğiniz
mücadele bir İkizdere mücadelesi değil bir hak, hukuk, adalet
mücadelesidir.
"ÇAY İTHALATINI YASAKLAYACAĞIZ"
Çay ve fındık var tartışılan. Çay, Rize ve Artvin için stratejik ürün.
Karadeniz için de fındık stratejik ürün. Bölge halkının gelir düzeyinin
yükselmesinin en önemli gerekçesi bu ürüne verilecek olan hakkı olan
taban fiyatının verilmesidir. Çay üreticileri isyan etti verilen fiyat
düşüktür diye. Fiyatı yükseltin dediler. Polisler ellerinde coplarla
müdahale ettiler. Diyorlar, Türkiye'de demokrasi var? Nerede demokrasi
var? Hak istemenin suç olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Rizeli ve Artvinli
kardeşlerim çay konusunda yıllarca isyan ediyorsunuz. Oy verdiğiniz AK
Parti, yıllardır Türkiye'ye çay ithal ediyor. Biz alın terinin hakkını
vereceğiz. Çay ithalatını yasaklayacağız. Kaçak çayı da meydanda
yakacağız.
"YABANCI ÇİFTÇİLERİ ZENGİN EDİYORLAR"
Mercimekten tutun nohuta kadar ithal ediyorlar. Canlı hayvan bile
dışarıdan geliyor. Daha ucuza alıyoruz diyorlar. 2020 hasadı, buğdayda
1650 lira fiyat verdiler dışardan 2400 liraya getirdiler. Yüzde 46 fark
var. Mısır 1325 lira verdiler, 2400 liraya dışardan getirdiler. Ayçiçeği
3300 lira fiyat verdiler, 6000 bin liraya getirdiler. Pamuk, 3850 lira
verdiler dışardan 7300 liraya pamuk getirdiler. Soya 3000 bin lira
verdiler, 5750 liraya aldılar. Kimi zengin ediyorlar? Yabancı
çiftçileri.
Çözüm için iktidardan bir cümle duydunuz mu? Rantiye sınıfı olsa hepsini
orada görürsünüz.
NORMALLEŞME TAKVİMİ DEĞERLENDİRMESİ
Normalleşme başladı, umarım kısa sürece normalleşme yüzde 100 olur. Tüm
dünyada maskeler kısa sürede atılır, sağlıklı, huzurlu yaşarız. İş
yerlerini açtınız, aşılamada önce bunların ve çalışanların aşı olması
lazım. Bunun olması lazım, daha sağlıklı bir süreci başlatmış oluruz.
İkincisi kiralarda stopaj kalkmadı bunun kalkması lazım. Esnafın ne işi
var? Gayrimenkul sahibinin yükünü neden esnafın sırtına atıyorsunuz.
İcra dairelerini bir süre bırakın ya, adam bir nefes alsın. Parası yok
zaten bu adamın borcunu ödeyemiyor bu adam, esnaf. Bankalardan ve esnaf
kefaletten alınan kredileri var, bunların faizlerini erteleyin. Kredi
kartı borçlarının da faizsiz ertelenmesi lazım.
ATATÜRK'E LANET OKUYAN İMAMA TEPKİ
Devlete büyük hizmetler vermiş kişiler hep saygı ile anılır. Çünkü bu
işin partisi olmaz. Bugün aramızdan ayrılan insanlara eğer söz
edeceksek, saygıdan, sevgiden söz etmeliyiz topluma. Temel kural bu
olmalıdır.
Ayasofya Cami'yi açtılar,güzel. Camide görev yapan imamların, sevgiyi,
saygıyı, hoşgörüyü anlatması lazım. Dert varsa çözümler konusunda
aydınlatması lazım. Biz nasıl tarihimize saygılıysak, camilerde görev
yapan imamlarında saygılı olması lazım. Sen Yunus Emre'yi de mi
bilmiyorsun? Kinden, öfkeden beslenen bir din insanı olmaz, acıtan bu
zaten.
Ayasofya'yı Atatürk'e hakaret etmek için mi açtınız? Hayatını bu millet
için vermiş. O meczup acaba İstanbul'un işgalini biliyor mu? O meczup
acaba işgal altında Dolmabahçe'de Atatürk'ün 'Geldikleri gibi
gidecekler' dediğini biliyor mu?
Bu meczup kişi acaba Kahramanmaraş'ın kurtuluşunda ilk kurşunu atan
Sütçü İmam'ı ve ne söylediğini biliyor mu acaba?
Söyleyeyim, "Her kim ki
Mustafa Kemal ve Kuvayi-i Milliye aleyhine fetva verip, düşmanlık yapar
bilin ki onların damarlarında kafir kanı vardır" diyor.
Bugün sayın Bahçeli de bu konuda bir sürü laf etmiş ama asıl kızmamız
gereken bu meczup mu? Bu meczup bu konuşmayı kimin önünde yapıyor?
Devlet ricalinden bir Allah'ın kulu 'Yanlış söylüyorsun' dedi mi?
Demedi. Bahçeli'ye soruyorum; sen kime kızıyorsun? Kendi tarihine ihanet
eden bir meczubu nasıl orada tutarsınız. Atatürk bizim ortak
değerimizdir. Bahçeli, 'Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir' diyor. O
çizgi, Saray'a yaklaşırken renk değiştiriyor.
"TÜİK EN BÜYÜK YALAN SÖYLEYEN KURUM"
Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 7 büyüdüğünü açıkladı. En büyük
yalanları söyleyen kurum. Sordum çiftçiye, 'Türkiye yüzde 7 büyümüş'
diye, 'sizin kuraklıktan haberiniz yok herhalde' dedi. İşsizlere sorduk,
'gelirleriniz arttı herhalde sizin' diye. 'Hangi büyümeden
bahsediyorsunuz siz' dedi. Bakkala sorduk, 'ne büyümesi, aylardır dükkan
kapalıydı' diyor. 'Sizin çarşıdan, pazardan haberiniz var mı?' diyor
emekli. 'Torunumun yüzüne bakamıyorum' diyor.
Evlere temizliğe giden
kadınlara sordum, 'Aylardır evlere temizliğe gidemiyoruz' dedi. Hangi
büyümeden söz ediyorsunuz?
Büyüme kesin olmuştur. Beşli çete büyüdü. Yüzde 7 demek onlara
hakarettir, yüzde 50, yüzde 60... İşleri garanti. Devlete dolarla borç
verenler de köşeyi döndü. MHP şu soruyu Erdoğan'a sorma cesareti
gösteriyor mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Türk Lirası geçerlidir,
ne zamandır dolarla borç almaya başladınız?
ERDOĞAN'A TEPKİ
Devletin akılla, istişare ile, adaletle, bilgi ile yönetilmesi lazım.
Siyasetçinin vatandaşına hesap vermesi lazım. Devleti yönetenler her
kuruşun hesabını millete verme onurunu yaşamaları lazım. Devleti
yönetenlerin halkına yalan söylememesi lazım. Yalancı olamaz.
Yassıada'yı TOBB'un parası ile beton adasına dönüştürdüler.
Oysa o
adanın, Türkiye tarihinde özel bir yeri vardı. Aynen korunması
gerekiyordu. Demokrasiye ihanet ettiler. İnönü'nün bir anlatımından söz
ediyor. Böyle bir şey hiç duymadık. Meclis'te konuşmuş rahmetli İnönü,
tutanaklara baktık böyle bir şey yok. Dışarda konuşmuştur diye sorduk
soruşturduk, böyle bir konuşma hiç olmamış.
Erdoğan bu kadar yalan
söylerken yüzün hiç kızarmıyor mu? Bir insan yalan söylerken yüzü
kızarır ya.
Finlandiya Başbakanı, 300 avroluk sabah kahvaltısını devletin kesesinden
ödedi mi ödemedi mi diye polis bunu araştırıyor. 300 avro için devlet
hazinesine el uzattıysan ben bunun hesabını sorarım diyorum. Peki biz,
128 milyar doları sorduk, tık yok.
Şimdi soruyorum kim ahlaklı, kim
adaletli? Kim kul hakkı yiyor, kim yemiyor? Buyrun beyler ne
diyeceksiniz? Onlar 300 avronun hesabını soruyorlar, biz '128 milyar
dolar nerede?' dedik, suçlu ilan edildik. Soru sormak ne zamandan beri
suç oldu?
Bir ülkede suçu açığa çıkarmak için soru soruyoruz ve sorduğunuz soru
suç kabul ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Suçluların iktidarı vardır
artık. Soru soruyoruz, suçlanıyoruz. Neden? İktidar suçlu o yüzden.
Türkiye Cumhuriyeti suçlular tarafından yönetiliyor. Erdoğan dava
açacak, açmazsan namertsin. Mahkemede kanıtlayacağım.
10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ KİM?
İçişleri Bakanı, TRT'de programa katılıyor. 'Bir siyasetçiyi
keklemişler' diyor. Rüşvet veriyorlar, ayda 10 bin dolar. Ben
söylemiyorum, mafya da söylemiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri
Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Suçu biliyor, suçluyu da
biliyor, devletin televizyonundan açıklıyor, birilerine mesaj
gönderiyor. Emniyet, İstihbarat ve Jandarma İstihbarat İçişleri
Bakanlığı'nın elinde.
Savcı çağırırsa gidip açıklayacağım diyor.
AK Parti'li ve MHP'li
kardeşlerimin dinlemesini istiyorum. Yüz kızartıcı suç bir sefer bu. TCK
279. madde "Kamu adına sovuşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun
işlendiği göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara
bilgilendirmede bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren
kamu görevlisi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır"
diyor. Söyledi, 10 bin dolar. Kime, bir siyasetçiye dedi. Suçu
gizlemiyor, suçluyu gizliyor. İçişleri Bakanı suçluyu neden gizliyor?
Saray'a 'Bana dokunma' mı demek istiyor? Normalde suç olduğunu İçişleri
Bakanı bilir.
Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır.
TBMM'ye düşen bu kara gölgeyi
kaldırmak zorundadır. Şentop konuşmuyorsa acaba 10 bin dolar benzeri bir
olay her ay ona da mı veriliyor? Saray'dakiler sessiz kalabilir.
Onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar.
Erdoğan'ın bir şey daha sorması lazım. "Çıktın, eskiden içişleri
bakanlarının çocuklarının evinde para sayma makineleri vardı dedin.
17-25 ile bana bir mesaj mı vermek istiyorsun?" diye sorması lazım.
Soylu, koltuğunu koruma peşinde, Erdoğan da Soylu'ya sahip çıkmak
zorunda. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Eğer siz hükümeti yer
altı çetelerine teslime ederseniz, böyle bir tablo çıkar ortaya.
Mafya, yer altı çetelerini güçlerini siyasi iktidarı ele geçirerek
alırlar.
Zindaşti uyuşturucu kaçakçısı nasıl çıktı hapishaneden? Elde
ettiler siyasetçiyi. Devleti yönetenleri kontrol ettiğiniz anda, devleti
yönetmeye başlarsınız. 83 milyon insan yeraltı dünyasından bir liderin
ne söylediğine bakıyor. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışıyor mu?
Memleketi bu hale kim getirdi?"