Ortak güçlendirilmiş parlamenter sistem mesajı
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sabah saatlerinde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı DEVA Partisi Genel Merkezi'nde ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdiler...
Akşener ve Babacan'dan ortak
güçlendirilmiş parlamenter sistem mesajı
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
sabah saatlerinde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı DEVA Partisi
Genel Merkezi'nde ziyaret etti...
İki lider görüşmenin ardından ortak
basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasının odağı
güçlendirilmiş parlamenter sistem olurken, mevcut iktidarı eleştiren iki
lider "istişare kültürünün önemine" değindi.
Konuşmaya ilk olarak başlayan Babacan, "Türkiye ile ilgili pek çok
sorunu ele aldık. Ülkemizin derin kriz ortamından çıkışı için neler
yapmak gerektiğini değerlendirdik. Bu kriz ortamında çıkış için neler
yapılması gerektiğiyle ilgili de hızlı bir değerlendirme yaptık.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili 6 siyasi parti çalışmalarını
hazırladılar. Biz bu çalışmayı çok önemsiyoruz.
Ülkemizin içinde
bulunduğu bu dar boğazdan çıkışın en önemli araçlarından birisinin
sistem değişikliği olduğunu düşünüyoruz. Parlamenter sistemle ilgili de
genel anlamda görüş alışverişinde bulunduk. Gördük ki çalışmalar
birbirinden uzak çalışmalar değil ve aklın yolu bir. Nasıl bir Türkiye
hayal ediyoruz? Nasıl bir Türkiye görmek istiyoruz? diye baktığımızda
gerçekten özlediğimiz tablo birbirinden farklı değil.
Arkadaşlarımız 2
haftada bir toplanarak 4-5-6 ayrı sistemi en azından ilkeler bazından
tek bir sistem haline getirebilecek miyiz diye bunun arayışında
olacaklar" ifadelerini kullandı.
Akşener ise açıklamasında, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye dair pek çok konuda istişarede bulunduk. Bir de parlamenter
sisteme dair dün kendilerinin açıkladığı daha önce de bizim
açıkladığımız; biz 'iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme
geçiş diyoruz. Diğer siyasi partiler güçlendirilmiş parlamenter sistem
diyorlar. Hepimizin kendi renklerini içine kattığımız ama sonuçta bir
ilkeler bütünü ortaya çıktı şekilleniyor.
Bir de seçime doğru gidiliyor,
bu seçimde parlamenter sisteme geçiş ya da bu ucube sistemde kalış
üzerine rekabet ortamı oluşacak. Bizler açısından son derece faydalı bir
görüşme oldu. Bu görüşmeleri sıklaştırma kararı aldık. Türkiye 20
yıldır hadi neyse son 10 yıldır istişare etmeyi unuttu. İstişare çok
önemli bir konu. İnsanların istişare ettiği zaman Türkiye’nin
sorunlarına ve geleceğine dair pek çok konuda ortak fikirlere sahip
olduğu, en önemlisi farklı fikirlerin birbirini güçlendirdiği istişare
metoduyla mümkün oluyor.
Farklılıkların azaldığı müştereklerin çoğaldığı
bir file doğru gidiliyor. İstişare çok faydalı. Bir tek kişinin ben
istedim oldu dediği Türkiye’de istişarenin önemi her şeyden fazla öne
çıktı. Devletini yöneten insanların yargıya ekonomiye oraya buraya
talimat vermesini istemiyor. Esnaf siftah yapmak istiyor. Velhasıl
yap-işlet-devret modelinden vazgeçilmesini istiyor. Kayırmanın, israfın
son bulmasını istiyor. Tüm bu kanaatlerin gerçekleşeceği tarih de seçim.
O seçimde de muhtemelen ya bu ucube sistemin yani partili
cumhurbaşkanlığı sisteminin devamı üzerinden bir propaganda faaliyeti ya
da bizlerin içinde yer aldığı kanaat itibariyle güçlendirilmiş
parlamenter sistemine geçişin üzerinde durulduğu, demokrasinin hukukun
üstünlüğünün ve adaletin yeniden sağlandığı; kutuplaşmanın bittiği
huzurun sağlandığı demokrasinin tam ve kâmil işlediği, ekonomi de bu
çerçeve içinde düzeldiği yeni bir döneme geçiş anlamını taşıyacak.
Bu
istişareleri devam ettireceğiz. Kendilerine bize gösterdikleri
misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum.”
Babacan’dan Numan Kurtulmuş açıklaması
Babacan Numan Kurtulmuş’un Anayasa’ya ilişkin tartışma yaratan ifadeleri
ve muhalefetin adayına ilişkin açıklamalarıyla ilgili gelen soruya,
“Sayın kurtulmuş’un ifadeleri kendi şahsi değerlendirmeleri olabilir
kuşkusuz. Henüz seçim tarihi belirlenmiş değil, adaylar belirlenmiş
değil. Dolayısıyla böyle siyasette tecrübesi olan insanların herhangi
bir konuda peşin hükümle bazı kanaatler ifade etmesi kamuoyunun
takdiridir” diye yanıt verdi.
Babacan:
Devleti market işletmeciliğine sokarak fiyatları kontrol
edebileceğine inanıyorsa beyhude bir çabadır
Babacan, Erdoğan’ın market alışverişiyle ilgili olarak da şu
değerlendirmede bulundu:
“Bir ülkenin cumhurbaşkanı artık market işletmeciliğine soyunduysa,
devleti market işletmeciliğine sokarak fiyatları kontrol edebileceğine
inanıyorsa bu beyhude bir çabadır. 84 milyonluk bit ülkede 500 tane 1000
tane marketlerle fiyat kontrol edilemez.
Türkiye’de enflasyonu
düşürmenin yolu fiyatları makul tutmanın yolu maliyetleri düşürmekten
geçer. Maliyetlerinde de kökünde kaynağında döviz kuru vardır. Sayın
cumhurbaşkanına tavsiyemiz ülkedeki döviz kuruyla ilgili istikrarsızlığı
bir an önce önlemesi ve ülkede 2018 Haziran seçimlerinde söz verdiği
gibi hem enflasyonu hem faizi düşürmesi. Beklentimiz budur. Ve seçileli 3
sene 3 ay oldu. Bu 3 sene içerisinde hem kur yükseldi hem enflasyon
yükseldi hem de faizler yükseldi.
Babacan:
Mutlak yoksullksulluk arttı,
gelir dağılımı uçurumu korkunç bir seviyede. Mutlak yoksulluk tekrar
hortladı. Mutlak yoksulluğu biz sıfırlamıştık. Yoktu öyle bir şey. Ama
şu ada mutlak yoksulluk var bu memlekette. Bunların yolu bari olmuyor
ben alıp satayım marketçilik yapayım demesi değil devletin rolü makro
ekonomik dengeleri sağlam tutmak, ülkede enflasyonu düşürmek ve
vatandaşların satın alma gücünü artıracak ekonomi politikaları
oluşturmak.
Babacan:
Çözümü yanlış yerlerde arıyorlar; hukuk ve adalet olmadan
ekonomiyi asla düzeltemezler
Çözümü yanlış yerlerde arıyor, öncellikle hukuk ve adalet lazım
memlekette. Hukuk ve adalet olmadan ekonomiyi asla düzeltemezler. Asla
enflasyonu düşüremezler, kurda istikrarı sağlayamazlar. Faizlerin
düşmesi hayal olur. Bakın Merkez Bankası faizlerini bir puan düşürdüler,
Hazine’nin borçlanma faizi bir buçuk puan attı. Ne anladık! Sonuca
bakmak lazım dolayısıyla ekonomi yönetimi hukuk gerektirir adalet güven
gerektirir, ortak akıl gerektirir ve istişare gerektirir.”
Akşener:
Psikolojik olarak Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimini
kaybettiğiniuğu biz sıfırlamıştık, tekrar hortladı
Vatandaşlarımızın satın alma durumu düşmüş durumda, yoksulluk arttı,
gelir dağılımı uçurumu korkunç bir seviyede. Mutlak yoksulluk tekrar
hortladı. Mutlak yoksulluğu biz sıfırlamıştık. Yoktu öyle bir şey. Ama
şu ada mutlak yoksulluk var bu memlekette. Bunların yolu bari olmuyor
ben alıp satayım marketçilik yapayım demesi değil devletin rolü makro
ekonomik dengeleri sağlam tutmak, ülkede enflasyonu düşürmek ve
vatandaşların satın alma gücünü artıracak ekonomi politikaları
oluşturmak.
Babacan:
Çözümü yanlış yerlerde arıyorlar; hukuk ve adalet olmadan
ekonomiyi asla düzeltemezler
Çözümü yanlış yerlerde arıyor, öncellikle hukuk ve adalet lazım
memlekette. Hukuk ve adalet olmadan ekonomiyi asla düzeltemezler. Asla
enflasyonu düşüremezler, kurda istikrarı sağlayamazlar. Faizlerin
düşmesi hayal olur. Bakın Merkez Bankası faizlerini bir puan düşürdüler,
Hazine’nin borçlanma faizi bir buçuk puan attı. Ne anladık! Sonuca
bakmak lazım dolayısıyla ekonomi yönetimi hukuk gerektirir adalet güven
gerektirir, ortak akıl gerektirir ve istişare gerektirir.”
Akşener:
Psikolojik olarak Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı seçimini
kaybettiğini biliyor
Babacan’ın ardından aynı soruya Akşener şu yanıtı verdi:
“Cumhur İttifakı bileşenlerinin 24 saat merak ettikleri konu Millet
İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı. Bunu niye bu kadar çok merak
ediyorlar. Bizim söylemediğimiz her bir konuyu bu arkadaşlarımız bize
dikte ettirmeye çalışıyor. Türkiye’de ekonomi baş aşağı hukukun
üstünlüğü gitti guguk oldu. Adalet ortadan kalktı. Böyle bir ortamda
buralara kafa yormak varken 24 saat Cumhur İttifakı’nın bileşenleri
Millet İttifakı’nın adayını merak edip çeşitli sıfatlar ekliyorsa bu
işte bir durum var demektir.
Psikolojik olarak Cumhur İttifakı
Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini biliyor. Dolayısıyla kendilerine
tavsiyem hemen bir seçim kararı ilan etsinler 13. Cumhurbaşkanı olarak
seçilecek kişinin kim olduğunu öğrenirler. Orada bir sorunumuz yok
kendilerine bu fikir cimnastiğinde başarılar diliyorum. “
Akşener:
Türkiye’de Sayın Erdoğan’ın tutumuyla herkes ve her kurum bir
gün terörist olacaktır
"Sayın Erdoğan’ın market alışverişi meselesi, valla biz 1.5 yıla
yaklaşan bir süredir Sakarya Milletvekilimiz ve eşiyle Sakarya’dan aynı
marketten aynı tüketim malzemelerini satın alıyoruz ve oradan halkın
enflasyonunu hesaplıyoruz. Şimdi Sayın Erdoğan bizim bu yaptığımız ölçüm
hareketini takdir etmiş güzel bir şey burada bir meselemiz yoktur Fakat
Türkiye’de Sayın Erdoğan’ın tutumuyla herkes ve her kurum bir gün
terörist olacaktır. Ekonomiyi düzeltemedikçe, demokrasi olmadıkça v
kendisini Nobel’e aday gösterilmesi gereken şu meşhur 'Faiz sebep
enflasyon sonuç' teorisini ispatlayabilmek için herkesi her kurumu her
alanı terörist ilan etti.
2018’de terörist ilan edildi bir grup. 31 Mart
seçimlerinde tarım üreticileri veya manavlar terörist olmuştu. O zaman
da tanzim satış mağazaları oldu. Aradan zaman geçti beş zincir marketin
teröristleşmeye gittiğini gördük. Ve bu haftaya yaptığı çalışmayla da
tanzim satış mağazalarını bin mağazayla Türkiye’ye her şeyi en ucuza
yedirecek diye bir kanaat. Sadece şu cümleyi gören duyan herhangi bir
yatırımcı; ister Türk ister yabancı bir şahıs bu ülkeye cumhurbaşkanının
tarifiyle böyle bir ekonomik modelin işlediği bu ülkeye bir dolarlık
yatırım yapmaz. Ben herkesi ciddiyete davet ediyorum.”
Akşener,
başbakanlığa adaylık açıklamasına ilişkin konuştu
Gazetecinin Akşener'in 'Başbakanlığa adayım' açıklamasına işaret ederek
Kılıçdaroğlu'nun bunun üzerine söylediği 'Akşener'in başbakanlık
görevini üstlenmesi bizim açımızdan son derece değerli olur. Ama bunlar
ittifak içinde tartışılmış konular değil' ifadelerini hatırlatarak
yorumunu sordu.
Akşener şunları kaydetti:
“Ben cumhurbaşkanı adayı değilim dedim. Cumhurbaşkanı adayı değilseniz
gazeteci olarak siz bana nereye yürüyorsunuz peki dersiniz nitekim o
soruldu ben de başbakanlığa adayım dedim. Bunun anlamı nedir partinizi
birinci parti haline hep beraber partili arkadaşlarımızla böyle bir
sonuç alırsınız o zaman da başbakanlık sizin olur.
Cumhurbaşkanlığı
adaylığı şahsi bir karar. Benim iyi partide yönetici arkadaşlarım bu
duygumu bilişiyorlardı ama ben sayın Kılıçdaroğlu ile veya başak bir
liderle bunu oturup konuşmadım. Asma şu biliniyordu ben bu ülkenin önünü
tıkayacak bir tutumum olmayacak demiştim. Dolaysıyla ben durduğum yerde
duruyorum.
Ama sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmesine de teşekkür
ediyorum. Kendimi ilgilendiren bir karar o kişisel kararımı da
milletimize duyurdum.”
Akşener’den İsmail Kahraman’ın anayasa açıklamasına: Bu tür eksantrik
çıkışlarda bulunmaktan uzak dursun
Akşener, İsmail Kahraman'ın anayasa ile ilgili açıklamalarını nasıl
yorumluyorsunuz?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Valla kahramanın açıklamaları yeni midir eski midir ben bilmiyorum
kahramanın hep çok eksantrik çıkışları olmuştur yaşlına başlamıştım.
Kendisinin hem de bir iftar sofrasında hem de rahmetli ağabeyimin
arkadaşlarının yüzüne millet ittifakının içinde şahsıma meral
Kılıdçaroğlu dediğini biliyoruz. Kahramanın kendini savunmak için ona
bir protesto bu sözünü protesto yazdığımda kendini savunmak için de bana
FETÖ’cu demişti hep böyle oluyor sonuç itibariyle gördük ki ailesinin
yarısı FETÖ’den kaçak. Bu yaşlı arkadaşın evinde oturup torunlarıyla
ilgilenmesinde büyük fayda var. Kendini hatırlatmak için bu tür
eksantrik çıkışlarda bulunmaktan uzak durmasında fayda var.”