Sedat Peker için ağırlaştırılmış müebbet istemi
Sedat Peker'in elebaşı olduğu belirtilen suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Peker'in de aralarında bulunduğu 26'sı tutuklu 92 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı...
Mahkemeden Sedat Peker için
ağırlaştırılmış müebbet istemi
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal
Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, elebaşılığını
Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturmayı
tamamladı...
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 30 kişi mağdur, Çekmeköy'de
31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise
maktul olarak yer aldı. İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat
Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir
kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte
örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtildi.
İddianamede, Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit
Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten
öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle
cezalandırılması istendi.
Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan
suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna
azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla kadar, "suç işlemek amacıyla
silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, 3
mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı
silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar
olmak üzere toplamda 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle
cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, örgüt yöneticisi olan 9 şüphelinin "suç işlemek amacıyla
silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar,
örgüt üyesi 46 şüphelinin "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte
üye olma" suçundan 2 yıl 6 aydan, 6'şar yıla kadar hapsi istenen
iddianamede, 22 şüphelinin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye
olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan ikişer yıldan,
dörder yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer
şüphelilerinden de çeşitli suçlardan cezalandırılması talep edildi.
Öte yandan iddianamede, örgüt yöneticisi, üyesi ve örgüt adına suç
işleyen şüphelilerin, ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan
suç örgütün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna
azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da
değişik oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörüldü.
"Baba, abi, reis, ağa" gibi unvanlarla suç örgütü yapılanması içerisine
girdiler
Hazırlanan iddianamede, ülkenin siyasi ve ekonomik yapısının değişimi
ile paralel bir seyir izleyerek ekonomik sıkıntıların arttığı dönemlerde
taşrada "eşkıya", şehirde ise "kabadayı" olarak bilinen bir kısım
şahısların devlet kontrolünün zor olduğu alanlarda kendi çıkarlarına
uygun bir şekilde kimi zaman kaba kuvvet, kimi zaman da silahlı baskı ve
korku yaratarak çıkar elde etmeye başladıkları anlatıldı.
Bu şekilde elde edilen maddi çıkarların bir kısmını göstermelik
yardımlar yaparak halkın gözünde sempati kazanmaya çalıştıkları
aktarılan iddianamede, bu kapsamda 1970 ve 1980'li yıllarda meydana
gelen siyasi değişikliklerden kaynaklı eşkıya ve kabadayı olarak isim
yapan şahısların etraflarındaki adamlarının artmasıyla toplum içerisinde
ciddi korkuların oluşmaya başladığı bilgisi verildi.
İddianamede, bu korkuların giderek bu şahıslara toplum nezdinde saygıya
dönüştüğü vurgulanarak, toplum içerisinde bu şahısların "baba, abi,
reis, ağa" gibi unvanlar alarak hemşehrilik ve akrabalık ilişkilerinden
kaynaklı etrafına topladığı adamlar ile birlikte kamuoyunda mafya olarak
bilinen çıkar amaçlı suç örgütü yapılanması içerisine girdikleri
anlatıldı.
Bu şahısların suç örgütü haline gelmesinden sonra devletin ve kanun
koyucunun yerine kendilerini koyarak hem ceza kesen ve hem de adalet
dağıtan bir görünüme kavuşup, bu sayede maddi menfaatlerini arttırma
çabası içerisinde oldukları kaydedilen iddianamede, legal veya illegal
iş sahibi olan bir kısım işletme sahiplerini koruma adı altında haraca
bağlayarak maddi menfaat temin ettikleri, çek-senet tahsilatı yaptıkları
ve bu şekilde toplumda korkutucu güç olarak maddi menfaat elde etmeye
çalıştıkları bilgisi verildi.
Sedat Peker bugüne nasıl geldi?
İddianamede, Sedat Peker'in 1990'lı yıllarda mafya oluşumu içerisinde
yer aldığı, bu oluşum içerisinde beraberindeki şahıslar ile birlikte
işlediği bir kısım suçlardan dolayı 1997 ve 1998 yıllarında hakkında
soruşturma başlatıldığı, ülke çapında aranması bulunan Sedat Peker'in
Romanya'ya kaçtığı, 7 ay sonra teslim olacağını bildirerek 19 Ağustos
1998'de Romanya'dan Türkiye'ye getirildiği ve Bayrampaşa cezaevine
konulduğu hatırlatıldı.
Peker'in bu dönemde hakkında çıkan haberler ile adından çok fazla söz
ettirdiği kaydedilen iddianamede, cezaevindeki lüks yaşamının gazetelere
manşet olduğu, hakkında açılan davanın sonuçlanması neticesinde
yanındaki 12 adamı ile birlikte "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve
değişik suçlardan yargılaması tamamlanarak cezaevinde geçirdiği
sürelerde dikkate alınarak 24 Mayıs 1999'da tahliye edildiği aktarıldı.
İddianamede, Sedat Peker'in cezaevinden çıkınca suç örgütündeki kişi
sayısını arttırmaya çalıştığı, 2002 yılında vermiş olduğu davet ve
karıştığı olaylar, 2001 yılında 14 yaşındaki bir çocuğu istismar eden
pilavcıya kendi usulünce ceza vermesi şeklinde yaptığı olaylar nedeniyle
medyada sık sık yer almaya başladığı ve bu şekilde kendisini halk
nezdinde daha fazla tanıttığı, ayrıca siyasi düşünceleri ve yaptığı
konuşmaları ile bir kısım vatandaşlar üzerinde sempati oluşturduğu
kaydedildi.
Peker'in, cezaevinden çıktıktan bir kaç yıl sonra "www.öztürkler.com"
isimli web sitesini kurarak dünyadaki Türkleri bir araya getirme
projesini hayata geçirdiği ve bu projenin açılışına değişik mesleklerden
ün yapmış kişileri davet ederek kendisini ve yapılanmasının daha çok
tanınmasını sağladığı aktarılan iddianamede, Peker'in ayrıca lüks
yaşamı, etrafındaki koruma sayısının fazlalığı ile kendisini her zaman
gündemde tutmaya ve çevresindeki insanların sempatisini kazanmaya
çalıştığı ifade edildi.
Villası silahlarla donatılmış
İddianamede, Sedat Peker suç örgütünün bu şekilde kurularak ülkede
büyümeye başladığı, "silahlı tehdit", "adam kaçırma" ve "örgüt
kapsamında korku-baskı oluşturarak kişi veya firmaların mal varlığına
çökmek suretiyle yağma" ve benzeri eylemler neticesinde büyük
meblağlarda maddi çıkar elde ettiği vurguladı.
Sedat Peker suç örgütünün, medyayı da sık ve etkili kullanarak örgütün
korkutucu gücünü kullanıp bir kısım insanları tehdit ederek hem
etkinliğini arttırmaya çalıştığı ve hem de genç kesime yönelik sempati
kazanma çabaları içerisinde olduğu ifade edilen iddianamede, bu örgütün
eylemlerinin bizzat örgüt lideri olan Sedat Peker tarafından
yapılmadığı, kendisinin özellikle bu konuda hassasiyet göstererek
eylemleri hiyerarşik yapıda yer alan örgüt üyelerine yaptırarak
kendisinin hukuksal bir problem yaşamasından sürekli kaçındığı
anlatıldı.
İddianamede, ancak Peker'in yapılacak eylemleri bizzat kendisi
belirleyerek talimat vermek ve azmettirmek suretiyle gerçekleştirdiği,
bazı mağdurları İstanbul Beykoz'da bulunan ve ailesi ile
birlikte yaşadığı villasına getirterek burada bu kişiler üzerinde korku
ve baskı uygulayarak amacına ulaşmaya çalıştığı bildirildi.
Örgüt lideri olan Sedat Peker'in ikamet ettiği söz konusu villanın
çeşitli silahlar ile donatılmış çok sayıda korumalar ile korunduğu
açıklanan iddianamede, villanın bulunduğu tüm sokak giriş ve
çıkışlarının kameralar, güvenlik görevlileri ve uzaktan kumandalı
bariyerler ile kontrol edildiği, bu şekilde güvenlik tedbirleri alınan
villanın örgütün görüşmeler, toplantılar ve örgüt faaliyetleri için
kullanıldığı kaydedildi.
Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu Ağır Ceza
Mahkemesine gönderildi.
