'6.9'dan büyük bir yıkıcı depremin olma olasılığı var...'
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Oruç, kuzey kollarının uzunca bir süredir yıkıcı bir deprem üretmediğini söyleyerek, "Marmara Denizi içerisinde 6.9'dan büyük bir yıkıcı depremin olma olasılığını artık çok yüksek görüyoruz. Dolayısıyla bu sessizlik bizi korkutuyor" dedi.
Uzmanından Marmara Denizi yorumu:
'Bu sessizlik bizi korkutuyor'
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Oruç, beklenen İstanbul depremiyle ilgili önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Oruç, ellerinde 'İl Afet Risk Azaltma Planı'ndan (İRAP) başka silah olmadığını ve İRAP eylemlerini doğru bir şekilde hayata geçirmek gerektiğini belirtti...
'Marmara Denizi'nde 6.9'dan büyük deprem olasılığı yüksek'
Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzunca bir süredir yıkıcı bir deprem üretmediğini dile getiren Oruç, "Beklenen İstanbul depremi derken aslında Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun kuzey kollarının uzunca bir süredir yıkıcı bir deprem üretmediğini anlıyoruz aslında ve bu bizi korkutuyor açıkçası. 1500’lü yıllar ve 1755 ve 1894 yılından sonra günümüze kadar geldik. Marmara Denizi içerisinde 6.9’dan büyük bir yıkıcı depremin olma olasılığını artık çok yüksek görüyoruz. Dolayısıyla bu sessizlik bizi korkutuyor" diye konuştu.
'İl Afet Risk Azaltma Planı’ndan başka silahımız yok'
Fayın Adalar ve Ganos kollarına dikkat çeken Oruç, şunları kaydetti:
"Birkaç
yıl önce Silivri'de 5.8 orta büyüklükte bir deprem meydana gelmişti. Bu
orta Marmara koluna özgü bir deprem olarak ben yorumladım. Asıl
sessizliğini koruyan Adalar ve Ganos koludur. Adalar kolu 1894, Ganos
1912 yılında yıkıcı depremi üretmiştir. Bunlar periyodik depremler
değil. Ama Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kolları çok fazla deforme oluyor.
Batıya doğru geldikçe kayma hızı çok artıyor. Kayma hızının arttığı çok
fazla deformenin olduğu kabuksal ortamda yıkıcı deprem beklersiniz. Biz
genç aktif tektonik kuşak içerisindeyiz. Burada kayma hızı yüksek olan
fay zonu içerisinde yaşıyorsak yıkıcı depremin çok fazla uzamamasını
düşünmek gerekir. Onun için elimizde İl Afet Risk Azaltma Planı’ndan
başka silahımız yok. İRAP'ın eylemlerini doğru bir şekilde hayata
geçirmemiz lazım."
'Afete dönüşmesine engel olacak çözüm'
81 ilin İRAP raporunun tamamlandığını söyleyen Prof. Dr. Bülent Oruç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu
içeriğin kağıt üzerinde kalmaması için eylemlerin hayata geçmesi
gerekiyor. Valilik bünyesinde izleme ve değerlendirme toplantıları
yapılıyor. Sorumlu kurumların, destekleyici kurumların eylem aşamasında
hangi aşamada olunduğunu bunun gibi ilk izleme ve değerlendirmeler
yapıldı. 5 yıl boyunca 6 ayda bir bu değerlendirmeler yapılacaktır.
Burada tek amaç afet risk planlamasını iyi planlayıp tehlikenin
büyüklüğüne rağmen afete dönüşmesine engel olacak şekilde çözüm
ürütmektir. Afeti sadece deprem olarak algılamamak lazım. Yangınlar,
seller, heyelanlar, kaya düşmeleri var. Bütün bunların hepsi bu rapor
içerisinde yer almış ve sorumlu kurumlar tarafından eylem planları
içerisinde riski azaltıcı yönde adımlar atmasını beklediğimiz
süreçlerdir. Umarım başarıya ulaşır diye ümit ediyorum."