Akbelen'de nöbet tutanlara 'işgal' suçlaması: Duruşma 12 Kasım'da
Akbelen'de yüzbinlerce çam ağacının katledilmesini önlemek için nöbet tutan yaşam savunucularına 'ormanı işgal etme' suçlamasıyla dava açıldı...
Akbelen'de nöbet tutanlara
'işgal' suçlaması: Duruşma 12 Kasım'da
Muğla’daki Akbelen ormanında maden arama çalışması başlatan iki şirket altı günde 780 dönümlük ağaç katliamı yapması sonrası köylüler çadır kurup nöbete başladı.
Karar'da yer alan habere göre, ormanın talan edilmesine karşı durdukları için darp edilen Ahmet Tatar ve Muhtar Işık'a "Ormanı işgal ve ormandan faydalanma" suçlamasıyla dava açıldı.
Dava açılmasına tepki gösteren İkizköylüler, 'Akbelen 12 Eylül davası' adını verdikleri davada köylünün değil şirketlerin yargılanması gerektiğini vurguladı.
'TOPRAĞINA SAHİP ÇIKANLAR CEZALANDIRILIYOR'
İkizköy Muhtarı Işık, davayla kendilerine gözdağı verildiğini belirterek "Ormanları yok eden şirketler vergi muafiyetiyle, teşviklerle ödüllendirilirken; toprağına sahip çıkanlar cezalandırılıyor" dedi. Ormanı işgal suçunun izinsiz bina yapılmasıyla işleneceğini belirten Doç. Erdönmez, "Çadır kurmak ya da ormanda kalmak bu suç kapsamının dışında” diyerek ormanlardaki talana 2018'de kanuna eklenen 16. maddenin yol açtığını söyledi.
DURUŞMA 12 KASIM'DA
Dava öncesi dayanışma çağrısı yapan İkizköylüler “Nöbet alanına baskın ve müdahale 12 Eylül 2023 günü gerçekleşmişti. Duruşma da 12 Kasım’da. Bu yüzden 12 Eylül davası adını verdik. Her geçen gün uydurma gerekçelerle yeni soruşturmalar başlatılıyor, cezalar kesiliyor. Şimdi de Akbelen yok olmasın diye tuttuğumuz nöbet için yargılanıyoruz. Ormanı işgal eden biz değil, şirketlerdir. Baskılar bizi yıldıramaz. Akbelen direnişi yargılanamaz” ifadelerini kullandı.
'BU DAVA GÜÇ GÖSTERİSİDİR'
Köylülerin bulunduğu alana jandarma ve asayiş noktası kurulduğunu anlatan İkizköy muhtarı Nejla Işık, şunları söyledi:
“Şirketin özel güvenliği gibi çalışıyorlar. Bu dava, iki kişi
üzerinden açılmış olsa da aslında mücadelemize ve birliğimize zarar
vermeye yönelik bir amaç taşıyor. Ülke çapındaki tüm mücadele verenlere
“Direnmeyin, yoksa üzerinizde tüm gücümüzü kullanırız, sizin de başınıza
bunlar gelir” mesajıyla gözdağı verme niyetindeler. Ormanları, köyleri,
tarımı, yaşamı yok eden şirketler, vergi muafiyetiyle, teşviklerle
ödüllendirilirken havasına, suyuna, toprağına sahip çıkanlar davalarla
cezalandırılıyor. Bu dava, bir güç gösterisidir. Şirketin ‘Bize bir şey
olmaz, siz kendinizi düşünün’ deme şeklidir. Ancak bu ikiyüzlü
holdinglerin ve onları koruyan, başını bizden yana çevirmeyen tüm kamu
görevlilerinin bilmesi gereken şey; dayanışmamızın onlardan daha güçlü
olduğudur. Haklıyız, tek bir geri adım atmadan sonuna kadar
direneceğiz.”