Halk için bütçe talebi
Bütçe görüşmelerinin son gününde Saray rejimi Meclis kapısı önünde protesto edildi. KESK, TMMOB, DİSK, TTB ve Tüm Emeklilerin Sendikası tarafından gerçekleştirilen eylemde rejimin sermayeye akıttığı bütçeye dikkat çekilerek halk için bütçe ve demokratik ülke talepleri yükseltildi...
Halk için bütçe talebi
Ekonomik krizi yaratan, halkı yoksulluğa mahkum eden Saray rejimi dün 2025’in Bütçe görüşmelerinin son gününde protesto edildi.
Tüm Emeklilerin Sendikası, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin Meclis’in Çankaya Kapısı önünde yapmak istediği açıklamaya polis müdahale etti. BES üyesi Deniz Keleş'in gözaltına alındığı eylemde, gazeteciler de alandan uzaklaştırılmak istendi.
Kitle sık sık, “Yürüyüş hakkı engellenemez”, “Emekçiye değil çetelere barikat”, “Saraya değil emekçiye bütçe” sloganları attı.
Müdahale ardından kitle Sakarya Caddesi'ne yürüdü. Burada gerçekleşen basın açıklamasını TMMOB üyesi Özgür Topçu okudu.
Topçu, "Bizler, emeğiyle geçinenler, yaşam mücadelesi verenler meydanlarda haklarımızı talep ederken, onlar, rant bütçesini, sermaye bütçesini oylatmaya çalışıyorlar. Bizler bu bozuk düzene, emekçiyi, halkı dışlayan bu sermaye düzenine karşı durmak için buradayız. Israrla bizi duymazlıktan gelen iktidar temsilcilerine buradan bir kez daha sesleniyoruz: Halk için bütçe istiyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz." dedi.
Sadece ekonomik olarak değil, siyasi ve toplumsal bir krizin de içinden geçtiğimizi ifade eden Topçu, "22 yıldır uygulanan usulsüzlük, kuralsızlık ve yolsuzluklar üzerine oturtulmuş neoliberal ve rantçı politikalar, bizleri yoksulluğun pençesine sürüklemiş, bizleri temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz koşullara sürüklemiştir. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki doğduğunuz an aldığımız nefese dahi göz dikiyorlar. Emekçinin boğazından geçen tek bir lokmaya, emeklerimize, haklarımıza, geleceğimize saldırıyorlar. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Başta temel gıda maddeleri olmak üzere bütün harcama kalemlerindeki yıllık fiyat artışı yüzde 50'yi geçti. Akaryakıta, doğalgaza, elektriğe birbiri ardına fahiş zamlar yapılıyor. Ev kiraları, ulaşım ücretleri, haberleşme giderleri akıl almayacak kadar yükseliyor. En temel haklarımız olan sağlık, barınma, eğitim, sosyal güvenlik, emeğiyle geçinenler için neredeyse birer lüks haline getiriliyor" diye konuştu.
‘HAYATLARIMIZI NE UĞRUNA FEDA EDİYORUZ?’
Her şey pahalanırken, her şeyin fiyatı yükselirken artmayan tek şey emeğiyle geçinenlerin gelirleri olduğuna dikkat çeken Topçu, "Hepimiz giderek daha zor koşullarda yaşıyoruz. Artık sadece kendi hayatımızdan değil, gelecek kuşaklarımızın, çocuklarımızın hayatlarından da feragat ederek yaşıyoruz. Ne için? İktidar sahipleri koltuklarını koruyabilsin, onların etrafındaki bir avuç sermayedar daha da zenginleşebilsin daha da lüks içerisinde yaşayabilsin diye. İşte, bu koşullar altında kabul edilecek 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, halkın hiçbir sorununa çözüm olmayacaktır. Bizler, bu dünyayı döndürenler, ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üretenler, işçiler, emekçiler, emekliler, işsizler, güvencesiz bir geleceğe hapsolan milyonlar olarak, bu oldubittiyi kabul etmiyoruz!" dedi.
‘YOKSULLAŞMAYA HEP BİRLİKTE KARŞI DURALIM’
Tüm ekonomik yükü ve vergi yükünü halkın sırtına yükleyen rantçı bütçeyi kabul etmediklerini ifade eden Topçu, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yok sayılmasını, kadın istihdamındaki adaletsizlikleri, işyerinde şiddet ve tacize karşı ILO sözleşmesinin dahi onaylanmamasını, kadınların kamusal hizmetlere eşitsiz erişimini, bakım ve ev içi emeğinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz. Eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe harcanması gereken bütçenin, yandaşlara, tarikat ve cemaatlere, silah tüccarlarına aktarılmasını kabul etmiyoruz. Bizler halk için bütçe istiyoruz. Eşit, özgür, adil ve demokratik bir Türkiye için bütçe istiyoruz" dedi.
Vergide adalet talebini yineleyen Topçu konuşmanın devamında şunları söyledi; "Biliyoruz ki bu sömürü düzeni kendiliğinden değişmeyecek. Halk için bütçe ve demokratik bir Türkiye toplumsal mücadelelerle elde edilebilecek bir kazanım olacaktır. Bizlere her geçen gün daha fazla yoksulluk, sefalet, güvencesizlik dayatılan bu pespaye sistemi değiştirmek ve dönüştürmek elimizde! Tüm emekçileri ve halkımızı ağırlaşan yaşam koşullarına, hayat pahalılığına, insafsız vergi düzenine ve yoksullaşmaya karşı demokratik ve adil bir ülke için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Ekmek ve emek mücadelesi gelecek mücadelesidir. Demokratik bir Türkiye'yi hep birlikte kuralım. Hep birlikte yoksullaşmaya hayır diyelim."