Türkiye'nin dört bir yanında 'iş bırakma' eylemi yaptılar
Memurlar ayakta: "İş bıraktık!"
Memurlar, Türkiye'nin dört bir yanında 'iş bırakma' eylemi yaptı.
Hür-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu eylemde yaptığı açıklamasında hayat pahalılığına ve yapılan zamların yetersiz olmasına değinerek, “siyasi iktidar kemer sıkma politikalarını terk ederek adeta memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır” dedi.
Hür-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu açıklamasında enflasyonun şeffaf ve tarafsız kurumlar tarafından açıklanmasını isteyerek, “memur ve emekli maaşlarına insanca yaşayabilecekleri artışlar yapılması gerektiğini” ifade etti.
"GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ, MEYDANLARDA OLACAĞIZ"
Kuruoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı, ülkemizin her köşesinde iş bırakarak alanlardayız.
2025 yılı için çalışanlara ve emeklilere reva görülen zam oranları, gerçek enflasyon rakamlarını ve halkımızın alım gücü kaybını göz ardı eden marazlı bir yaklaşımın ürünüdür. Yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu çalışanları ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları kabul edilemez.
1 Ocak 2025’ten itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. Ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!
2025 yılı için açıklanan yıllık zam oranı bizlere göstermektedir ki; siyasi iktidar kemer sıkma politikalarını terk ederek adeta memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı, vergi yükünün çalışanların sırtına yüklendiği bu düzene baş kaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz.
Kamu çalışanları ve emeklilerimiz yoksulluğa terk
edilmektedir. Son dönemde memur ve emekli maaşlarında gerçekleştirilen
artışlar, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında erimiştir.
Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 21 bin TL'yi, yoksulluk
sınırı ise 68 bin TL'yi aşmışken, memur maaşları yoksulluk sınırının
çok altında kalmaktadır.
Emeklilerimiz ise açlık sınırındaki
maaşlarıyla temel gereksinimlerini dahi karşılayamaz hale gelmiş,
emeklilerimizin onurlu bir yaşam hakkı ellerinden alınmıştır.
Buna ek olarak, kiraların son bir yılda %150'ye varan oranlarda artış gösterdiği ülkemizde, memurlarımız ve emeklilerimiz barınma krizine sürüklenmiştir. Özellikle büyükşehirlerde, memurların maaşlarıyla kira giderlerini karşılaması imkânsız hale gelmiştir. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu çalışanları ve emekliler kiralarını ödeyemeyecek duruma getirilmiştir. Barınma hakkının dahi tehdit altında olduğu bu ortamda, yetkililerin suskun kalması kabul edilemez. Bu durum, sadece kamu çalışanlarının ekonomik haklarının gasp edilmesi değil, aynı zamanda toplumun geleceğine de vurulan bir darbedir.
Bugün, ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak
lanse eden sarı ve yandaş sendikalar, iktidar odaklı politika izleyerek
çalışanların haklarını savunmaktan uzak kalmışlar, bu adaletsiz zam
oranlarına ses çıkarmamışlardır. Siyasi iktidarlara payanda olarak
sendikacılık yapıldığı müddetçe kaybeden kamu çalışanları olacaktır.
Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak bu anlayışa karşı şiddetle
duruyor, hak arama mücadelemizde yalnızca çalışanlarımızın çıkarlarını
esas alıyoruz.
Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak taleplerimiz şunlardır:
•
Gerçek enflasyon rakamları temel alınarak memur ve emekli maaşlarına
insanca yaşamaya uygun bir artış yapılmalı, eşit işe eşit ücret
ödenmelidir.
• Enflasyon farkları aylık olarak hesaplanarak maaşlara yansıtılmalıdır.
• Verilen zamlara refah payı mutlaka eklenmelidir.
• En düşük memur maaşı yoksulluk sınırı olan 68 bin TL’ye yükseltilmelidir.
•
Yapılan 3600 ek gösterge düzenlemesi birçok memur yönünden eksik
bırakılmış, kamuda hiyerarşik yapı bozulmuştur. Bu sebeple, tüm kamuyu
kapsayan bir ek gösterge düzenlemesi hızla yapılmalıdır.
• Memurların maaş dışında kalan tazminatları, ek ödemeleri ve seyyanen ödemeler emekliliğe yansıtılmadır.
• Enflasyon farkı hesaplaması, şeffaf bir şekilde ve bağımsız kurumlar tarafından gerçekleştirilmelidir.
•
Emekli maaşları, açlık ve yoksulluk sınırı esas alınarak yenilenmeli,
en düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
• Artan kira fiyatlarına karşı memurları koruyacak önlemler acilen alınmalı ve barınma desteği sağlanmalıdır.
•
Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e
sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler
kaldırılmalıdır.
• Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.
Sayın
Cumhurbaşkanının 1993 yılındaki ifadesiyle hükümete seslenmek
istiyoruz: “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir
simidi bile layık görmüyor.”
Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu
olarak bir günlük iş bırakma kararımız uyarı niteliğinde olup, kamu
çalışanlarımızın beklentileri karşılanmadığı müddetçe eylemlerimize
devam edeceğimizi ve bu haklı yolda asla geri adım atmayacağımızı
buradan ifade ederiz.
Birleşik Kamu İş ve Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Başkanları da açıklamalarında memur ve emekliler için yapılan zamların yetersiz olduğunu, ek zam istediklerini belirttiler.