'Mülakatlarınız mülakat gibi yapılmadı. 1611 öğretmenin atama hakkı...'
Mülakat mağduru öğretmenler, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ''usulsüzlük'' iddialarını kabul etmemesine tepki gösterdi. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, ''Yaşadığımız mağduriyetin asıl sebebi olan mülakatların, mülakat gibi yapılamamasından dolayı 1611 öğretmenin atama hakkı elinden alınmıştır.” denildi...
Mülakat mağduru öğretmen lafını esirgemedi,
Bakan Tekin’e seslendi: Mülakatlarınız mülakat gibi yapılmadı
Sözleşmeli öğretmen alımlarında yaşanan mağduriyetleri sebebiyle adalet ve hak arayışlarını sürdüren mülakat mağduru öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir basın açıklaması düzenledi.
Mağdur öğretmen adaylarının sözcülüğünü yapan felsefe öğretmeni adayı Özkan Özdemir, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ''İlk gün belirttiğimiz gibi yaşadığımız mağduriyetin asıl sebebi olan mülakatların, mülakat gibi yapılamamasından dolayı 1611 öğretmenin atama hakkı elinden alınmıştır. Bu mağduriyete sebep olan mülakatlarda yaşanan skandalları gece demeden, gündüz demeden tam 117 gündür anlatmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kaydetti.
Burada altını çizmek zorunda oldukları kelimenin “usulsüzlük” olduğunu ifade eden Özdemir, “Sayın Bakan bu söylemimizi kabul etmemekte ve usulsüzlük olmadığını kanal kanal gezip torpil yapılmadı diyerek reddetmektedir. Biz buradan kendisine soruyoruz. Mülakat gibi mülakat yapacağız dediniz ve aylarca usulünün nasıl olacağına dair demeçler verip bazı gaztecileri ikna etmeye çalıştınız. Mülakat yapmak için Bakan Bey şöyle bir argüman kullanıyordu. 'Mülakatlarda KPSS puanının aynısını vereceksek niye mülakat yapıyoruz ki?'” açıklamasında bulundu.
“117 GÜNDÜR İTİRAZLARIMIZA CEVAP VERMENİZİ BEKLİYORUZ”
Açıklamasının devamında, “Eski mülakatların formalite icabı yapıldığını kendisinin mülakat gibi mülakat yapacağını söylemişti. Peki mahkemeye kararıyla elde edip paylaştığımız belgelere bakıp halen mülakat gibi mülakat yaptım diyebiliyor musun? Tabi bunu ilk defa size sormuyoruz. 117 gündür çıkıp itirazlarımıza cevap vermenizi bekliyoruz.” ifadelerini kullanan Özdemir, “Çok merak ediyoruz. Meclis kürsüsünde siyasetçileri karşınıza alıp, 'Ben bir bilim adamıyım' derken bu düşüncenizin temelini oluşturan olgu bizi denek olarak kullanmış olmanızdan mı geliyor? Eğer buna cevabınız hayır ise muhataplarınızın siyasetçiler değil konunun asıl muhatapları olan bizlerin olduğunu size hatırlatmak isteriz.” sözlerini sarf etti.
Özdemir, “Gelin bu inadınızdan vazgeçin. Ve ana sütü gibi ak olan kazanılmış haklarımızı bize iade edin. Bizim bu konuma gelmemiz kolay olmadı. Yıllarca verilen emekler söz konusu. Defaatle dile getirdiğiniz inançlı kimliğinizle beraber gerçekten haktan, hukuktan yanaysanız, yıllarca verdiğimiz emeklerin karşılığı olan atama hakkımızla değil aylarca yapmaya çalıştığınız mülakat gibi mülakatınızı hiç eden komisyon üyesiyle uğraşabilirsiniz.” açıklamasını yaparken mücadelelerini, bu ülkenin dürüst ve vicdanlı bürokratlarına, hakimlerine emanet ettiklerini belirtti.
“Er ya da geç kazanacağımızı, haklı çıkacağımızı biliyorduk. Nitekim Anayasamızda da belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ve er yada geç adalet tecelli edecekti. Ancak maddi imkansızlıklardan dolayı yaşadığı mağduriyeti gidermek adına dava açamayan mağdur arkadaşlarımız var.” ifadelerini kaydeden Özdemir, yargı eliyle gerçekleşecek hak iadesinde bu arkadaşlarının bu haktan yoksun kalacağını iletti.
“BAKANIN BU MÜLAKATLA ELİNE NE GEÇMİŞTİR?”
Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu ise, mağduriyetlerin giderilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığından kadro alınması gerektiğini ifade etti ve ''Bir mülakat garabeti ile karşı karşıyayız ve bunun sonuçları var. Aslında merak ettiğim 'Biz torpil yapmadık' diyen Bakanın bu mülakatla eline ne geçmiştir mesela. Bundan hangi faydayı sağlamıştır? Hangi sonucu almıştır?” sorularını yöneltti.
Aslında konunun çözümünün çok basit olduğunu belirten Kuruoğlu, “Aslında başlangıç hikayesinde sorun ilk ortaya çıkığında şöyle demiştim, 'Sayın Bakan, Maliye Bakanlığından kadro alın. Buradaki arkadaşlarımızın atanacağı yöntemi belirleyin, arkadaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldıırn'. Ama ne yazık ki Türkiye'de her medeni devlette olduğu gibi işler yürümüyor. Bu sorunun çözümü Maliye Bakanlığından 1611 kadro alınarak şu anda mağdur olan arkadaşlarımızı mahkeme kapılarında uğraştırmadan, Milli Eğitim Bakanı kendini daha rezil etmeden, bu kış günü burada mağdur etmemektir.'' ifadelerini kaydetti.
Öğretmenlerin açıklamasına katılan Eğitim-Sen Başkanı Kemal Irmak da, konuya ilişkin ''Farklı illerde yapılan mülakat komisyonlarındaki değerlendirmelerde bu komisyonların verdiği puanların hepsi farklı. Bu farklı paunlar burada bulunan eğitimci arkadaşlarımızın, anne ve babalarının, onları tırnağıyla, dişiyle, kendi yediklerinden kısarak okutmak için kendileri de dirsek çürüterek elde ettikleri haklar o komisyonlarda hiç edildi. Bununla ilgili yürütmeyi durdurma kararı da verildi. Her şey çok ortadayken olması gereken normal bir devlet aklı eğer biz kabile devleti değilsek yaratılan mağduriyeti gidermektir o devletin görevi.'' söyleminde bulundu.
“BU ÜLKEDE BİR EĞİTİM SORUNU VAR”
Özel Sektör Öğretmenler Sendikası Ankara İl Temsilcisi Betül Koca ise, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ''Öğretmenlerimiz aylardır bu Milli Eğitim Bakanlığı önünde adalet arıyor. Yalnız bunu çözen tek bir muhatap bulamıyor. Bu ülkede artık sadece mülakat mağduru öğretmenlerin sorunu yok. Bu ülkede bir eğitim sorunu var, öğretmen sorunu var. Artık iltihaplanmış, irin tutmuş fakat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bunu görmek istemiyor.” ifadelerini kaydetti. Koca, açıklamasının devamında, “Kamudaki öğretmen mutsuz, sözleşmeli öğretmen mutsuz, öğrencisi mutsuz. Özel sektörde çalışan bizim gibi öğretmenler asgari ücretle çalışmak için mücadele ederken mutsuz. İçin de üyelerimizin de olduğu öğretmenlerimizin taleplerinin bir an evvel çözülmesini istiyoruz.'' sözlerini iletti.