Saray’ın sonu şimdiden mühürlenmiştir. Artık gidicidir.
Saray Gidicidir
Işık KANSUCHP’nin tüm üyelerinin katılımına açık önseçimden çıkarak cumhurbaşkanı adayı olacağına kesin gözüyle bakılan Ekrem İmamoğlu’nun Anadolu’da yaptığı toplantılara yöre halkının gösterdiği yakın ilgi, önünde pek engel olunamayacak bir büyük halk dalgasının yükselerek gelmekte olduğunu gösteriyor.Yoksullaşma, çaresizlik ve yoğunlaşan adaletsizlik karşısında yığınsal toplum hareketine dönüşmekte olan bu dalgayı kırmaya yönelik Saray’ın ve görevlendirdiği kimi kullanışlı aygıtların baskıları, gelmekte olan sonucu etkilemeyecektir.
Tam tersine, CHP’li belediyelerden CHP’nin adayına, yemek yazarından sokakta konuşan insana, işçi sendikasından iş insanına değin yönelen demokrasi ve hukuk dışı her girişim, Ekrem İmamoğlu’nun çevresindeki halk koruması çeperini daha da güçlendirecektir.
Saray’ın sonu şimdiden mühürlenmiştir. Artık gidicidir.
UYGULANAN TEK ZORUNLULUK
Saray başdanışmanı Mehmet Uçum’un son yazısına bakarsanız, gündeme taşımaya hazırlandıkları yeni anayasada tüm kurucu ilkeler ve kazanımlar korunacakmış.
Uçum, bu kazanımları şöyle sıralamış: Cumhuriyet, demokrasi, laiklik, hukuk devleti, üniter yapı, başkanlık sistemi.
Uygulamada durum nedir, gözden geçirelim:
- Cumhuriyet ve demokrasi birbirini bütünleyen halk yönetiminin ana unsurlarıdır. Bugün birkaç yılda bir halkın önüne getirilen sandık dışında, halk yönetimine ilişkin tüm kazanımlar örselenmiş, aşındırılmıştır. Halkın seçtiği yasama organı Meclis işlevsizleştirilmiş, tek adam sistemine ayak uyduran bir aygıt durumuna getirilmiştir. Halk bu sistem içinde yönetime katılamamaktadır.
- Uygulamada, laiklik yerine dincilik ve mezhepçilik geçerlidir. Devleti, tarikatlar koalisyonu yönetmektedir. Kamusal alan, dinsel temalı bağlantı ve yorumlara bırakılmıştır.
- Hukuk devletinden eser kalmamıştır. Yargı, doğrudan Saray tarafından yönlendirilmekte ve denetlenmektedir. Anayasa hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmamakta; yargı, halk desteğini yitirmiş olan iktidara yönelen muhalefet hareketini baskı için bir araç olarak kullanılmaktadır.
- Her ne kadar Mehmet Uçum, “Türk milleti; Türk vatandaşlığı ve Türkçenin” korunacağını söylese de üniter yapı, iktidar ortakları tarafından terör örgütü başı ile sürdürülen pazarlıklarla tartışmalı noktaya getirilmiştir. AKP’li eski Başbakan Binali Yıldırım, anayasadaki vatandaşlık tanımının değiştirilmesini önermiş, AKP Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek de (aynı zamanda TBMM Milli Savunma Komisyonu üyesi ve Jandarma Asayiş Vakfı Bingöl Şube başkanı), Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Türk meclisi değil, milletlerden oluşan bir meclis olduğunu söylemiştir.
Bu durumda, Mehmet Uçum’un yeni anayasada yer alacağını ileri sürdüğü “ilke ve kazanım”lar arasında uygulamada geçerli olan yalnızca “başkanlık sistemi” kalmıştır.
Başkanlık sisteminde, her türlü düzenleme ve uygulama, halkın “Padişahım sen çok yaşa” demek zorunluluğuna dayalıdır. Gerisi de zaten gereksiz ayrıntıdır.