Yolsuzluklara, yoksulluğa, gericiliğe karşı mücadele eden bu gençler...
Silivri’den gerçekleşen tahliyeler sonrasında “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganları atan gençler yandaş medyanın ve trollerin hedefi oldu. Korkunun en büyük nedeni ise iktidarın hiçbir kalıbına girmeyen, yolsuzluklara, yoksulluğa, gericiliğe karşı mücadele eden bu gençlerin şimdi de rejimi gönderme iradesiyle bir kez daha sokaklara çıkmaları...
Gülmeyi bilen çocuklar
Ülkenin dört bir köşesinde, 19 Mart darbe girişiminin ardından Saray rejimine karşı yükselen mücadelenin öncüsü olan gençlere yönelik baskılar sürerken halkın yükselen tepkisi ve artan kamuoyu baskısı sonucunda geçtiğimiz hafta 200’ün üzerinde genç tahliye edildi. Ancak ülke genelinde ise halen 60’ın üzerinde genç tutuklu.
Birgün'den Öncü Durmuş'un haberinde, operasyonların başından itibaren tutuklanan her öğrencinin dışarıya ilk mesajı ‘Mücadeleyi büyütün bizi merak etmeyin’ olurken geçtiğimiz hafta tahliye edilen öğrencileri karşılayan yurttaşların ilk söyledikleri şey de ‘Geride kalan tüm arkadaşlarımızı’ alacağız oldu.
YANDAŞLAR HEDEF GÖSTERDİ
Gençlerin tahliye haberleri ise yandaşları harekete geçirdi. Dün Yandaş Star ve Yeni Şafak Gazetesi ile bazı haber siteleri tahliye edilen öğrencileri “Ağzı süt kokan çocuklar bunlar mı?” ifadeleri ile hedef gösterdi.
Yayınlanan haberler de “Sosyal medyada ve CHP yandaşı kanalların günlerce 'Hiçbir suç işlemediler', 'ağzı süt kokan öğrencileri serbest bırakın', 'üniversite öğrencilerini serbest bırakın' söylemlerinde bulunduğu 'gençler' tahliye edildikleri sırada yine rahat duramadı. Marmara Cezaevi'nden ayrılan ve bir grup tarafından karşılanan kişiler, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" diye bağırdı” İfadelerine yer verdi. Yandaşlar ve iktidarın trol orduları gençlerin tekrar tutuklanması gerektiğini belirten ardı ardına paylaşımlar da yayınladı.
DÖRT KOLDAN SALDIRI
Hedef göstermeler sürerken öğrenciler üzerindeki baskı bununla da sınırlı kalmadı.
Kocaeli başta olmak üzere çeşitli illerde KYK yurtlarında kalan öğrencilere eylemlere katıldıkları gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı. Öğrencilerin aileleri de bilinmeyen numaralar tarafından aranarak kendilerinin polis ya da savcı oldukları öne sürülen kişiler tarafından ‘çocuğunuza sahip çıkın’ tehditlerine maruz kaldı. Tutuklu bulunan öğrencilerin uğradığı şiddet ve kötü koşullar da bu yıldırma politikalarının bir parçası oldu.
HEDEFTELER ÇÜNKÜ REJİMİN KALIPLARINA GİRMEDİLER
İktidarın olanca kudretini yerle bir eden gençleri terörize etmeye çalışan, marjinalleştirmek isteyen Saray rejiminin kullandığı bu yöntemlerin ise nedenleri belli.
Çünkü bu gençler her şeyden önce toplumsal muhalefeti büyüten, halkı siyasetin öznesi haline getirmeye çalışan bu direnişin öncüsü konumundalar. Ancak rejimin geniş gençlik kesimlerini hedef alması sadece son patlama noktasıyla ilgili de değil. Bugün sağlanan bir arada olma görüntüsünün çok öncesinde ülke topraklarında her daim var olan direniş potansiyellerinin ve tarihten de aldıkları devrimci mirasın yeni taşıyıcıları olmaları, tek adamın en büyük korkusu.
Sokaklarda boy gösteren on binlerce gencin kimi zaman Gezi Direnişi’ne yolladığı selamlar, kimi zaman 68 kuşağı önderlerinden Mahir Çayan’ın, Deniz Gezmiş’lerin ve daha nicelerinin isimleriyle açtığı alanlar, Saray’dakilerin en büyük rahatsızlıklarından.
Yine geçtiğimiz hafta bu rahatsızlığı bizzat Erdoğan, CHP’ye yüklendiği bir konuşmasında “Yıllarca gençlere banka soyguncuları model gösterdiniz” sözleriyle ifade ederken bu gençler bugün muhalefetin tamamının da önünde bir pozisyon aldılar.
Çünkü en başından itibaren 23 yıllık bir iktidarın istediği hiçbir kalıba girmediler. Rejimin saldırılarına karşı bazen geri çekildiler, bazen beklediler, haklarında birçok şey yazılıp çizildi ancak hiçbir zaman tek adam rejiminin elindeki tüm imkânlara rağmen ‘kindar ve dindar’ bir neslin parçası haline gelmediler.
Bugün alanda olan on binlerce genç ne tarikat cemaat ağları içerisinde kendilerini var etti ne de sırtını AKP’nin yolsuzlukla dolu hikâyelerinden kendilerine bir gelecek çıkarttı.
BU GENÇLERİ NEREDEN TANIYORUZ
Yandaşların ‘Ağzı süt kokan çocuklar’dı diyerek terörize etmeye çalışıp, hedef gösterdikleri, açıktan söylemeseler bile resmen yargıya ‘tekrar tutuklanmalılar’ mesajlarını ilettikleri bu gençleri, Saray’larında oturanlar dâhil ülkenin tamamı yakından tanıyor.
Tam da bu yüzden gençler Saray’dakiler için korkunun simgesi haline gelirken halkın geniş kesimleri için umudun adı oluyor. Bu yanıyla karşımızdaki tablo çok net. Çünkü, nasıl iktidarın istediği hiçbir kalıba girmedilerse o kalıba giren her bir güçle de her daim mücadele ettiler.
• Okullarına tarikat ve cemaat ağlarının girmesine karşı direnişe geçen, atanan rektörlere, öğretmenlerinin ihraçlarına karşı duran bu gençlerdi.
• KYK yurtlarında ölüme terk edilen arkadaşları için alana çıkanlar bu gençlerdi.
• Barınma haklarını elinden alınan, halkın barınma hakkı için eylemler düzenleyen bu gençler oldu.
• Grevleri yasaklanan, iktidarın ve sermayenin hedefi olan emekçilerin yanında yine bu gençler durdu.
• Son model arabalarda ‘pudra şekeri’ çeken AKP’nin çocuklarına karşı mücadele eden, yoksulluğa mahkûm edilmek istenen halkın yanında bu gençler durdu.
• Yine bu gençler, tarikat cemaat yurtlarına mahkûm edilenlerin yanında, o yurtlarda katledilen arkadaşının hesabını sormak için haykıranlar oldu.
• AKP’nin yolsuzluklarına karşı liyakati savunan, kampüslerden ve sokaklardan bu gençler seslendi.
• Kimi zaman deprem felaketlerinde iktidarın bir başına bıraktığı yurttaşları gösterdikleri dayanışma faaliyetiyle ayağa kaldırmaya çalışırken kimi zaman da sermayenin doğa talanına karşı memlekete sahip çıktılar.
BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM
Şimdi de rejimin irade gaspına karşı yurttaşlık hakkını savunan gençler, bu zamana kadar yürüttükleri tüm mücadele birikimlerini birleştirmeye başlayan, yolsuzluğun, gericiliğin, yoksulluğun karşısında sorunların yaratıcısı bu rejimi göndermeyi önceleyen bir hattı hayata geçirmenin adımını attılar.
Bunun için hedef alınıyor, bunun için gözaltı ve tutuklamalara maruz kalıyor, bunun için tehdit ediliyorlar.
Ancak sadece 2 hafta içerisinde Saray’ın tüm ezberlerini bozan gençler Silivri Cezaevi’nden çıktıkları an haykırdıkları sloganla ne yaparlarsa yapsınlar rejimi bu ülkeden göndereceklerinin ilanını yaptılar:
“Bu daha başlangıç mücadeleye devam”