Her alanda felaket!.. Türkiye SON SIRALARA demir attı...

Saray rejimi ekonomiden yargıya, sağlıktan eğitime, sosyal yaşamdan sendikal haklara dek ülkeyi her alanda küme düşürdü. Son dönem yayımlanan uluslararası raporlardaki listelere göre Türkiye son sıralara demir attı...


Bu rejimi göndermeden
sorunlar çözülmez: Her alanda felaket

Saray yönetimi ülkeyi her alanda uçuruma sürükledi. Ülkede yaşanan krizleri yönetemeyen tek adam rejimi, çareyi muhalefete yönelik başlattığı saldırılarla birlikte sırtını dayadığı emperyalistlerin yeni dizaynında arıyor.

Bir yandan baskı politikalarıyla rejimin otoriterleşmesi sürdürülmek istenirken diğer yandan özellikle Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerle beraber rejim kendini yeniden tahkim etmeye çalışıyor.


Tüm bunlar arasında ise Saray yönetiminin en istemediği şey ülkenin sorunlarının konuşulması olarak ortaya çıkıyor. Halkın sorunları karşısında anlatacak hikayesi kalmayan rejim sorunlar karşısında kendine yeni zırhlar edinme peşine düşmüş durumda. Bu zırhlar için ise yargıdan medyaya devletin tüm gücünün seferber etmekten geri çekinmiyorlar.

Ancak tüm bunlara rağmen ülkenin gerçekleri açığa çıkmaya devam ediyor. Halkın rejime karşı öfkesi büyümeye devam ederken memleketin asıl sorunu rejimin varlığı ile bağdaşıyor.
Ekonomiden yargıya, demokrasi endeksinden insan haklarına, eğitimden sağlığa, basın özgürlüğünden sosyal yaşama dek her konuda küme düşen Türkiye hemen her sıralamada en alt basamaklarda yer alıyor. İktidara geldiğinde zenginlik, refah, demokrasi, insan hakları, AB’ye üyelik vaadinde bulunan AKP, gelinen aşamada halka, ekonomik kriz, derin yoksulluk ve tek adam rejimine dönüşen başkanlık sisteminden başka bir şey vermedi. Derin yoksullukla boğuşan halk yüksek enflasyon altında ezildi. 22 bin 102 TL’lik asgari ücret daha emekçinin cebine girmeden erirken, emekliler sefalet ücretine mahkum edildi. İşsizlik verileri her geçen gün yükselirken esnaf kapısına kilit vurdu.

Yasama ve yargı yürütmenin tahakkümüne girerken gerici abluka ülkenin dört bir yanını kuşattı. Sağlık sistemi piyasanın çarklarında yok edilirken eğitim sistemi hem piyasanın hem de gerici tarikat ve cemaatlere peşkeş çekildi. Kültürel alan çölleşti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin kararları uygulanmadı. CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra 10 belediye başkanı cezaevine atıldı. Gazeteciler, muhalif siyasiler, öğrenciler kısacası ağzını açan kim varsa cezaevlerine atıldı. Ülke, yoksulluk, gericilik ve giderek artan baskı girdabında uçuruma sürüklendi. AKP ve MHP iktidarı ülkenin kaynaklarını sermayeye teslim ederken milyonlar her geçen gün biraz daha yoksulluğa mahkum edildi. Saray yönetimi ülkeyi yaşanmaz hale getirdi. Türkiye enflasyon oranında OECD ülkelerinin içinde ilk sırada yer alıyor. 14 OECD ülkesinde bir yılda gerçekleşen enflasyondan daha fazlası Türkiye’de bir ayda yaşanıyor.
Son günlerde yayımlanan uluslararası raporlara göre ülkenin içine sürüklendiği girdap şöyle özetlenebilir:

Gıda enflasyonu: 

Enflasyonla mücadele söylemlerine rağmen Türkiye, dünyada gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke olmayı sürdürüyor. Ülkenin aylık gıda enflasyonu, pek çok ülkenin yıllık manşet enflasyonunu katlıyor. Türkiye’ye en yakın ülke Meksika’da yıllık gıda enflasyonu yüzde 8,8. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyeleri içinde Türkiye, gıda enflasyonunda da birinciliğini koruyor.

Kira enflasyonu: 

OECD’nin konut fiyatları endeksinde, Türkiye’de kira fiyatları 2015 yılından bu yana yaklaşık 11 kat artarak uluslararası düzeyde eşi benzeri görülmemiş bir yükseliş sergiledi. OECD verilerine göre Türkiye’de yıllık kira enflasyonu yüzde 89’a ulaştı. Bu oran, ikinci sıradaki Macaristan’ın sekiz katı.

Servet dağılımı: 

Union Bank of Switzerland’ın (UBS) 2025 Küresel Servet Raporu yayımlandı. UBS’nin 2025 Küresel Servet Raporu’na göre Türkiye, yerel para cinsinden serveti en çok azalan ülke oldu. Buna rağmen ülke dolar milyoneri sayısında dünya lideri oldu. Altın, döviz ve yüksek faiz zengine yaradı. Servet dağılımında Türkiye 0,73 ile tüm ülkeler arasında 9’uncu sırada bulunuyor. Brezilya, Rusya, Güney Afrika, BAE, Suudi Arabistan, İsveç, ABD ve Hindistan servet dağılımı Türkiye’den bozuk olan yerler.

Mutluluk endeksi: 

Oxford Üniversitesi ve Gallup tarafından oluşturulan 2024 yılı Dünya Mutluluk Endeksinde de Türkiye 147 ülke arasında 94. sırada gösteriliyor. Bu endekste Türkiye 2020’de de 104. sırada bulunuyordu.

Demokrasi endeksi: 

Economist dergisinin oluşturduğu “küresel demokrasi” endeksi Türkiye’nin son yıllarda puanının düştüğü endeksler arasında bulunuyor. Buna göre Türkiye demokrasisi tam demokrasi ve “kusurları da bulunan demokrasi” sınıfının da altında “hibrit rejim” olarak sınıflanıyor. Türkiye 167 ülke arasında 103. sırada sayılıyor.

Şeffaflık endeksi: 

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) yayımladığı 2024 Yılı Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarına göre, Türkiye 34 puan alarak 180 ülke arasında 107. sırada yer aldı.

Hukuk endeksi: 

World Justice Project'in (WJP) her yıl yayımladığı "Hukukun Üstünlüğü ve Yolsuzluk Endeksi"nin yıllık yayımlanan verisine göre geçen yıl Türkiye, hukukun üstünlüğünde 142 ülke arasında 117. sırada yer aldı. Türkiye'nin önünde Ruanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Güney Afrika ve Burkina Faso gibi ülkeler yer alıyor.

Sendikal haklar: 

Sermaye ile kol kola yürüyen Saray yönetiminin emek alanında yarattığı tahribat ülkedeki yıkımın başka bir fotoğrafını oluşturdu. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) 2025 Yılı Küresel Haklar Endeksi raporuna göre Türkiye, Belarus, Ekvador, Mısır, Esvatini, Myanmar, Nijerya, Filipinler, Tunus ile beraber işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer aldı.

Doğayı talan ettiler: 

Ülkede doğa ve yaşam alanlarındaki rant politikaları da Saray’ın yakın olduğu şirketler aracılığı ile artırıldı. Sadece bu sene içerisinde Bakanlığa toplam Bin 993 proje başvurusu yapıldı. Bu projelerden bin 573’üne “ÇED gerekli değildir” kararı verilirken, yalnızca 5 projeye “ÇED olumsuz” kararı çıktı. Ayrıca 333 projeye “ÇED olumlu” ve 36 projeye ise “ÇED gerekli” kararı verildi. Özellikle hükümete yakınlığıyla bilinen Cengiz ve Limak gibi şirketlerin adı sıkça geçen projeler, doğa tahribatını hızlandırılırken Meclis’e getirilen düzenlemelerle yıkım artırıldı. Meclis’e sunulan ve zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören yasa teklifi TBMM Komisyonu’ndan geçmesi bunun son örneğini oluşturdu.

Eğitimde iflas: 

Eğitim alanında piyasacı ve gerici bir anlayışı hakim kılmak isteyen rejimin 23 yıllık iktidarı boyunca sağlamaya çalıştığı dönüşüm de büyük bir yıkım yarattı. 2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) yapılan başvuruların sayısındaki son yılların en büyük düşüşü gençlerin eğitimden umudunun azalmasını ortaya koydu. Kamunun kaynakları tarikat ve cemaat ağlarına açılırken eğitime ayrılan bütçede ise düşüş yaşandı. 2014 yılında yüzde 12,8 olan MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı, 2025 yılında 2014 yılına göre, 2 puan geriledi. MEB’e 2025 yılı için teklif edilen bütçenin genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri için ayrılan toplam bütçe içindeki payı da yine uluslararası standart kabul edilen yüzde 12’nin altında kaldı. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı, yüzde 10,8 olarak hesaplandı. MEB’in 2023-2024 verilerine göre ise ilkokul çağında 223 bin, ortaokul çağında 500 bin ve lise çağındaki 797 bin öğrenci hiçbir okula kayıtlı değil. Bu hesaplamaya açıköğretime kayıtlı 1 milyon 75 bin ve MESEM’e kayıtlı 385 bin 956 öğrenciyi de dâhil edince örgün eğitimin dışında kalanların sayısı ortalama 2 milyon 982 bine dayandı.

**Genç işsizlik oranlarında ise yükselme sürüyor.

 TÜİK’İn 2025 resmi hesaplamasında dahi 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfustaki işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,4 puan artışla yüzde 15,7 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 11,2, kadınlarda yüzde 23,7 olarak hesaplandı.

Paran kadar sağlık:  

Ülkede sağlık alanı da ticareleşmenin en çok yaşandığı alanların başında geliyor. 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak teklif edilen sağlık bütçesi merkezi bütçesinin yalnızca yüzde 6,6’sını oluşturdu. Kamu Özel İşbirliği adı altında, "Yap-Kirala-Devret" modeliyle yapılan 18 şehir hastanesinin "kamu sağlık harcamaları içerisinde tam bir kara deliğe dönüştü. 2024 bütçesinden 26 milyar 143 milyon hizmet, 57 milyar 554 milyon kira olmak üzere 83 milyar 694 milyon lira aktarıldı. Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) 2014-2024 döneminde sağlık alanında 113 milyonu bulan kira harcaması yapıldı.  ‘Eziyet yönetmeliği’’ olarak nitelendirdiği Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin ardından yapılan maaş kesintileri yaşandı. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hekim ve diş hekimi muayene katılım paylarına %200 ile %542.8 oranlarında zam yapıldı. Böylece muayene katılım paylarına genel hizmet veren devlet hastanelerinde %233.3, eğitim ve araştırma hastanelerinde %542.2, üniversite hastanelerinde %462.5, özel hastanelerde ise %200 zam yapılmış oldu. 



➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..