KaçakSaray rejimi, ABD’ye tek bir söz söylemiyor!..

İsrail’in İran’a yönelik saldırıları üzerinden sahte bir anti-emperyalist söylem inşa eden Saray rejimi, ABD’ye tek bir söz söylemiyor. Savaşı, içerideki güvenlikçi politikaları meşrulaştırmak amacıyla kullanan rejim; NATO, Kürecik, İncirlik üsleri ve İsrail’le ticaret gibi konulara ise gözünü, kulağını kapatmış durumda...

Saray’ın yeni yalanı ABD’siz emperyalizm

Emperyalizmin Ortadoğu’daki yeni dizaynı doğrultusunda, Suriye’de rejimin yıkılmasıyla tırmanan sürecin son halkası, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları oldu. Günlerdir iki ülke arasında süren karşılıklı saldırılar, bölgedeki tüm aktörler için de yeni konumlanmaları beraberinde getiriyor.

Bölgede aktif bir rol oynamak isteyen Saray rejimi ise pastadan pay kapma yarışını sürdürürken, mevcut savaş ortamını da iç politikada güvenlik söylemleri üzerinden kullanmak istediğinin işaretlerini verdi.

Söylem düzeyinde artırılan İsrail’e nefret açıklamalarını, iç cephe çağrıları takip etti. Ortaya ise en basit hâliyle yalancı bir anti-emperyalist tavır çıktı. Belli başlı çevrelerin de içi boş, emperyalizme karşı mücadele açıklamaları, Saray’ın iç siyasetteki politikalarına dair dolaylı destek sunmaya başladı.

Dün partisinin grup toplantısında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, muhalefeti hedef almaktan fırsat bulduğu her an İsrail üzerinden emperyalistlere gözdağı vermeye girişti.

Emperyalizmin yeni oyunlarına karşı geleceklerini ima eden Erdoğan, bölgenin barışı için görüşmeler sürdürdüklerini, gerçekleştirdiği ikili görüşmelerle kanıtlamaya çalıştı.

İran’ın, İsrail haydutluğu karşısında haklı olduğunu belirten Erdoğan, Netanyahu’nun Hitler’i geçtiğini ifade etti. Erdoğan, “Umarız akıbeti aynı olmaz. Er ya da geç uluslararası bağımsız mahkemenin önüne çıkar,” dedi.

Konuşmasını sürdüren Erdoğan, “Eğer bağımsızlık istiyorsan, eğer özgürlük istiyorsan, ekonomik refah istiyorsan; cenge her zaman hazır olacaksın. Caydırıcı gücün yoksa içeride operasyonlara maruz kalırsın. İç cephende gedikler açılmışsa, bu coğrafyada ayakta duramazsın,” ifadesini kullandı.

ABD’Yİ AĞZINA ALAN YOK

Saray’dan yapılan emperyalizm karşıtı açıklamaların ise bir karşılığı yok. ABD-İsrail emperyalizminin bölgede perçinlediği savaş, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) yeni bir sahnesi olarak ortada dururken, “Ben BOP’un eşbaşkanıyım,” diyerek yıllarca övünen Erdoğan’ın yaşanan gelişmeler karşısındaki ‘sert’ çıkışları, bir yanıyla da toplumun gözünü boyamak için servis ediliyor.

Yaşanan savaş ve İsrail karşıtı söylemlerin ana temellerinden birini ise rejimin tahkimat arayışı oluşturuyor.

İsrail “tehdidine” karşı geliştirilmek istenen politika, içeride muhalefeti de etkisizleştirmenin bir durağı olarak görülürken; Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de sık sık hedef aldığı emperyalistler söylemi, tek adam rejimi için konforlu bir alan yaratıyor.

Ancak bugüne kadar İsrail’in önünü açacak tüm politikalara yeşil ışık yakan Saray yönetiminin, son olarak Esad’ın devrilmesini de zafer naralarıyla karşıladığı gibi, yaşananlar anti-emperyalist bir tavır geliştirmekten çok uzak.

Rejim bu söylemleri kendine kılıf yaptıkça içeride geliştirebileceği güvenlik politikalarının şeklini oluşturma gayretine girmiş durumda.

Savaşın en büyük körükleyicisi olan ABD’ye karşı ise tek bir girişimde bulunamayan Saray yönetimi, “dostum Trump” anlayışında da gelecek görmeye devam ediyor.

Yakın süreçte Trump’ın Erdoğan hakkındaki sözleri yandaş medyanın manşetlerini süslerken, ABD ve İsrail’in dizaynı içeride de rejim için “barış” sürecinin kilidini açmıştı.

İLİŞKİYİ KESMEM

Tüm bunların yanında, pratikte ne ABD’yi ne de İsrail’e destek veren Batılı ülkeleri karşısına alamayan Saray yönetiminin kürsü konuşmalarından öteye gidemeyen tavrı, hedef aldıkları emperyalistlerle kurdukları ilişki ağının bir yansıması.

Erdoğan, Netanyahu’yu Hitler üzerinden hedef alırken, sadece geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan damat Selçuk Bayraktar’ın İsrail’e sattığı silahlarla gündeme gelen İtalyan Leonardo Şirketi ile yapılan ortaklık bile rejimin karakterini ortaya koyuyor.

Dün de şirketin Başkanı Stefano Pontecorvo, Baykar hakkında övgü dolu sözler kullandı. İsrail'e sattığı silahlarla gündeme gelen Leonardo'nun Başkanı Pontecorvo, Baykar ile kurdukları ortaklığa ilişkin, "Bu ortaklığa o kadar bağlıyız ki şirketimizin tarihinde ilk defa başka bir firmayla ortak stant açtık. Bu firma da Baykar" diye konuştu.

Üstelik İsrail ile yapılan ticaretin durdurulduğu söylemlerinin de gerçek dışı olduğu da birçok kez gündeme geldi. Türkiye’nin 2024’te İsrail ile ticaret yapan ilk 5 ülke arasında olduğu, İsrail medyasına da yansırken, TİM’in raporuna göre de İsrail’le yapılan ticaret sürekli artıyor. Bu yıl gerçekleşen ihracat 1 milyar 140 milyon 574 bin doları buldu.

Ayrıca Erdoğan’ın mezhepçi politikaları için konu başlığı yapılan Filistin ikiyüzlülüğü de, emperyalizm ile Saray’ın ilişki ağı için bir örnek oluşturdu. İsrail ile sürdürülen ticaretin Filistin üzerinden devam ettiği haberleri, bu ikiyüzlülüğün yansımalarını açığa çıkardı.

KARŞILIĞI YOK

Öte yandan Saray yönetimi sık sık bağımsızlık vurguları yapsa da emperyalistlerle kurduğu ilişkiden memnun. Bahsedilen emperyalizme karşı mücadeleye dair de rejimin hiçbir yönelimi yok. Aksine ortada duran birçok soru da güncelliğini koruyor: İsrail’in güvenliği konusunda önemli bir yer tutan ve ABD’ye de istihbarat sağlayan Kürecik ve İncirlik üslerine ne olacak? İsrail başta olmak üzere emperyalistlerle kurulan ticari ilişkiler kesilecek mi? NATO’ya karşı nasıl bir tavır alınacak? Bu sorular, emperyalizme karşı mücadele çağrısı yapan tüm kesimler için cevabı olmazsa olmaz sorular. NATO’nun karşısında yer almayan, üslerin kapatılmasını talep etmeyen, ticaretin durdurulmasını istemeyenlerin de bu soruları görmezden gelen çevrelerin de anti-emperyalist bir tavrının gerçekliği yok.

∗∗∗

AKP-MHP SALDIRI HATTININ BİR PARÇASIDIR

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından, Saray rejiminin politikalarına dair SOL Parti bir  açıklama yayımladı. Açıklamada: “ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da tam hâkimiyet kurma hedefi bugün İran’a yönelmiş durumda. Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan, Libya ve Suriye üzerinden ilerleyen emperyalist yıkım zincirinin son halkası İran oldu. AKP-MHP iktidarı bu saldırgan hattın sadık bir parçasıdır.” denildi.

ERDOĞAN’IN SAVAŞ STRATEJİSİ

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Bölgede ABD-İsrail planlarının taşeronluğunu üstlenirken, içeride ise bu süreci bir ‘iç cephe’ tahkimatı olarak kullanmakta; iktidarını korumak için savaş politikalarını baskı aracı hâline getirmeye çalışmaktadır.

İktidar, kendisini bir ‘milli mutabakat hükümeti’ gibi sunarak, içeride muhalefeti bastıracak yeni bir rejim modeli kurmaya girişmektedir.

En övündükleri yerli silah sanayii için israile silah satan şirketlerle ortaklık kurmaktan çekinmemektedirler.

Son israil iran savaşında olduğu gibi ortadoğudaki savaşlar emperyalist müdehalelerin yanı sıra bir din savaşı olarak da yaşanmaktadır.

Bu durum barış imkanının aynı zamanda laik devlet yapılarının varlığına bağlı olduğunu gösteriyor. Din temelli mezhepçiliğe ve fetihçiliğe dayalı devletlerin savaşın yıkımından kurtulamayacağı açıktır.

AKP ve MHP, Suriye’deki yıkımla başlayan ABD-İsrail güdümlü savaş stratejisini, kendi iktidarlarını sürdürmek için bir fırsat olarak görmektedir.

Ama bu ikiyüzlü dış politika, emperyalizmle kurdukları kirli işbirliğini gizleyemez!

BOP KARANLIĞINA İZİN VERMEYECEĞİZ

AKP, Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) doğrudan ABD tarafından dâhil edilmiştir. Erdoğan’ın ‘eş başkan’ sıfatıyla yürüttüğü dış politika, cihatçılıkla iç içe geçmiş bir savaş stratejisine dönüşmüştür.”

NATO bombalarıyla yerle bir edilen Libya’da AKP iktidarının onayı vardır.

Bir yılı aşkın süredir soykırıma uğrayan Filistin halkının üzerine yağan bombalara sessiz kalan da bu iktidardır.

İsrail, suikastlar ve katliamlarla bölgede yeni bir yıkım süreci başlatmıştır.

Suriye’de on yılı aşkın süren iç savaşın ardından ülke, ABD ve İsrail’in yürüttüğü operasyonlar sonucu fiilen emperyalist denetim altına alınmıştır.

İsrail’in pervasız saldırganlığı, bu uzun yıkım sürecinin ürünüdür. AKP, her aşamada bu yıkımın taşeronluğunu yapmış, bölgeyi ABD ve İsrail hegemonyası için temizlemiştir!

Bugün bir yandan İsrail’i “tehdit” ilan ederken, diğer yandan ticaret tüm hızıyla sürmekte; ekonomik ilişkiler yeni rekorlar kırmaktadır.

İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere ülkemizdeki Amerikan üsleri, İsrail’in askeri gücünün doğrudan bir parçası olarak işlemektedir.

Ülkemizin emperyalizmin ve Siyonizmin operasyon üssü hâline getirilmesine, BOP’un sahnesi ve Batı’nın göçmen deposu yapılmasına asla razı olmayacağız! Ülkemizin, Amerikan güdümlü tek adam rejimi altında BOP karanlığında boğulmasına izin vermeyeceğiz!

Birgün

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..