Kılıçdaroğlu’nun dilini kedi mi yedi?..
Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında, CHP lideri Özgür Özel’in eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’na “Kurultay tertemiz, hiçbir şaibe yok” dediğini söylemesi ve ardından Kılıçdaroğlu’nun çevresinden bunun doğru olmadığına yönelik gelen açıklamaları değerlendirdi...
Fatih Altaylı soruyor:
Kemal Bey’in dilini kedi mi yedi?
Altaylı, “Kemal Kılıçdaroğlu'nun dilini kedi mi yedi? Partinin
bir kedisi vardı Şerafettin, Kılıçdaroğlu'nun dilini Şerafettin mi yedi?
Kemal Bey kendi konuşamıyor da onun yerine başkaları mı konuşuyor?”
diye sordu.
Altaylı, “Kılıçdaroğlu çıkıp der ki ‘ben böyle bir şey demedim, benim böyle bir ifadem yok, İmamoğlu ile görüşmemde böyle bir konu geçmedi. ‘Bunu diyebilme kapasitesine sahip bildiğim kadarıyla ama onun yerine avukatı konuşuyor. Davada mağdur ama mağdur olduğunun farkında değil, onun yerine başkası dava açıyor. Kılıçdaroğu mağdur edildi diye dava açan da AKP'den gelen ne eski Hatay Belediye Başkanı ve Kılıçdaroğlu'nun bir şey söyleyip söylemediği ilgili de konuşan avukatı Celal Çelik. Ve kime konuşuyor, bütün bu süreçlerde Kılıçdaroğlu'ndan yana tavır alan ve bu sürecin parçası olan ve Kılıçdaroğlu tarafından milletvekili yapıldığı için, daha sonra milletvekili yapılmadığı için mevcut yönetime intikam hisleriyle bakan biri” ifadelerini kullandı.
Fatih Altaylı, şunları söyledi:
“Kim yalancı burada, Kılıçdaroğlu'nun dili yok mu, niye konuşmuyor? Sen çık söyle kardeşim… Ama Kılıçdaroğlu hep böyle bir gizem perdesi arkasında, mağdur mağdurluğunun farkında değli. Bir şey söylemiş söylediğinin farkında değil, bir şey söylememiş söylemediğinin farkında değil.
Yani Kılıçdaroğlu aynen cumhurbaşkanlığı adayı olarak Türkiye'yi 5 yıl daha AKP iktidarına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mahkûm ettiği dönemde olduğu gibi son derece edilgen bir durum içerisinde. Birileri onun adına konuşuyor, birileri onun adına karar veriyor, birileri onun adına söylüyor. Onun mağdur olup olmadığını başka birilerinden duyuyoruz.
Çık bir şey söyle. Söyle ya çık de ki ‘evet Ekrem Bey böyle bir şey söyledi, ben de ona böyle bir yanıt verdim, o böyle değerlendirmiş’ de. Veyahut da ‘böyle bir konu konuşmadık. Böyle bir şey söylemedim, Ekrem yalan söylüyor’ de. Avukat Çelik'in söylediği yalan da olabilir. O bir garip bir durum içerisinde, yani edilgen çok edilgen, sanki o onu birisi böyle oynatıyormuş gibi bir hava oluşuyor. Ortada sanki sürükleniyormuş, birileri onu tutmuş orada, oradan oraya çekiyor gibi görünüyor. “
