Diyanet İşleri Başkanı eşiyle hacca gitti, aşçısını ütücüsünü de götürdü!..
Eşi Seher Erbaş'la hacca giden Ali Erbaş'ın kıyafetlerini ütülemesi için Türkiye’den personel götürüldü. Diyanet ekibiyle birlikte aşçı, ütücü, hizmetli olarak çok sayıda personel de Mekke'ye gitti...
Diyanet İşleri Başkanı eşiyle hacca gitti, yanında aşçısını ütücüsünü de götürdü
Bakanlığının büyük harcama kalemleri, etrafında giderek zenginleşen kalabalık ve skandal açıklamalarıyla tanıdığımız Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, eşi Seher Erbaş'la birlikte Mekke’ye, hacca gitti.
Diyanet'in cuma hutbelerinde "lüks, şatafat ve israftan kaçınılmasını, kamu malına sahip çıkılmasını" söyleyen Ali Erbaş'ın Ankara’dan Mekke’ye ütücü götürdüğü ortaya çıktı.
Sözcü'nün haberine göre, üst düzey görevlilerin ve Erbaş’ın eşinin yakın ekibinin kıyafetleri, Türkiye’den götürülen Diyanet personeli tarafından ütülendi.
Haberde paylaşılan resmi belgede hacca götürülen çamaşırcı, ütücü, aşçı, hizmetli gibi ibarelerle personele isim isim yer verildi.

4 bin kişilik ekip gitti
Mekke ve Medine’ye hem Diyanet personeli hem de Türk hacılara hizmet vermek üzere Türkiye’den 4 bin 91 kişilik Diyanet ekibi gitti. Bu ekibin arasında “aşçı, diyetisyen, yemek servisi personeli” de var.
Habere göre bir Diyanet yetkilisi “Geçtiğimiz cuma 90 bin camide çok önemli hutbe okundu ve hepimiz dinledik. Ama hacda yaşananları görünce sözün bittiği yerde olduğunu anlıyoruz. Milletin emanetini koruması gerekenler suiistimal ediyor. Gözleri görmez, kulakları işitmez, dilleri konuşmaz oldu” diyerek tepki gösterdi.

Ali Erbaş kim, Diyanet ne yapıyor?
AKP iktidarında büyük güç kazanan Diyanet, sadece kendi alanı olan "ibadet" işlerini değil eğitim, sağlık, bilim ve kültür gibi tüm alanları yönetir hale geldi. Özellikle Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokollerle bu alanlardaki gerici adımları koordine eden bir kurum oldu.
Erbaş'ın başındaki Diyanet gerici uygulamaları ve laikliği, kadınları, LGBT'leri ve küçük çocukları hedef almasıyla biliniyor. "Boş alan bırakmamamız lazım" sözleri yankı uyandıran Erbaş, "LGBTİ sapkınlıktır", "Kadının canı emanettir", "İnançsızlar kötüdür", "Ezan okunduğunda gençler okuldaysa bu doğru değil, camiye gelsinler" açıklamalarıyla tepki çekmişti. Diyanet'in yayımladığı kitaplarda da "9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilebileceği" yazıyor.
Diyanet'in her cuma yayınladığı hutbelerde de sık sık gerici açıklamalara yer verilirken, Cumhurbaşkanının aldığı kararlar uygun sözlerle kılıfına uygun haline getiriliyor ve Erdoğan’ın siyasi manevraları meşrulaştırılıyor.
Arapça bilmemesi tartışılan Ali Erbaş'ın "dolu dolu" özgeçmişine rağmen külliyata hakim olmadığı iddia ediliyor.
Atandığı günden bu yana tepki çeken çok sayıda fetva veren Erbaş'ın etrafında zenginleşen kalabalık da dikkat çekiyor. Bu kalabalık Diyanet'in sürekli artan ve diğer bakanlıkları aşan harcamalarıyla beraber gündem oluyor.
Kızının lüks yaşamı, Londra'da ev aldığı iddiası, basılı kitabına özel açılan ihaleler, eşi Seher Erbaş'a özel kalem tahsis edildiği iddiası, kardeşi Metin Erbaş’a il ve ilçe müftülüğü binalarında çalışma odası tahsis edilmesi, kardeşi Metin Erbaş'ın geçici göreve geldiği Ordu Üniversitesi’nde kızı ve gelininin yüksek lisans kazanması, yeğeninin Kazakistan’a müşavir olarak atanması, damadı Muhammed Likoğlu'na yapılan torpilli atama, Diyanet çalışanlarının yüzde 80'inin torpilli çıkması, lüks otellerde yapılan toplantılar bunlardan yalnızca bazıları.