Zorunlu eğitime saldırı kampanyasında sıra yandaş sendikada!
Milli Eğitim Bakanı, gerici dernekler ve patronların zorunlu eğitimin kısaltılması için başlattığı kampanyaya destek, yandaş sendika Eğitim-Bir-Sen’den geldi. Sendika yaptığı “saha araştırması”na dayanarak zorunlu eğitimin kısalması beklentisi olduğunu öne sürdü...Zorunlu eğitime saldırı kampanyasında sıra yandaş sendikada
Eğitimde patronların ve gericilerin ortak talebi olan zorunlu eğitimin kısaltılması için iktidar eliyle sürdürülen kampanyaya bir destek de yandaş sendika Eğitim-Bir-Sen’den geldi.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın yaptırdıkları “saha araştırması”na dayanarak lise eğitim süresinin kısaltılması için öğretmen, öğrenci ve velilerde beklenti olduğunu öne sürdü.
Bakan Tekin'in 'zorunlu eğitim çok' sözleriyle başladı
Tartışma ilk olarak bizzat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından Şubat ayında başlatılmıştı.
Tekin katıldığı bir yayında “Zorunlu eğitimin çok olduğunu, yakında bunun tartışmaya açılacağını ben de tahmin ediyorum. Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir” demişti.
Gericiler hemen çalıştay düzenledi: 'Çocukların yuva kurmalarına engel'
Ardından Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü adlı gerici yapılar “Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları” konulu çalıştayın sonuçlarını paylaşmıştı. Raporda 12 yıllık zorunlu eğitim bir “dayatma” diye nitelenmiş ve bunun “çocukların meslek edinmeleri ve yuva kurmaları” önünde engel olduğu ifadelerine yer verilmişti.
Gerici platformların “çocukların yuva kurmaları”na engel gördüğü zorunlu eğitimi, patronlar da daha çok çocuk emeği sömürüsü için engel gördüklerini açıklayarak kampanyaya dahil olmuştu.
MÜSİAD daha çok çocuk işçi istiyor: '12 yıllık kesintisiz eğitimin ülkeye faydası yok'
Patron örgütü MÜSİAD’ın başkanı Burhan Özdemir, geçen ay Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada “genç işsizliğiyle mücadele” için zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasını önerirken “Gençlerimiz iş gücüne daha erken katılmalı. Eğitim zorunluluğu esnetilmeli, öğrenciler pratik becerilerle piyasaya daha hızlı adapte olmalılar” demişti. Özdemir “Her çocuk aynı akademik başarıyı gösteremez. Eğitim içeriği yeniden tasarlanmalı. Yani bir kere 12 yıllık kesintisiz eğitim sistemi çok yanlış bir uygulama. Ülkeye herhangi bir faydası yok” iddiasında bulunmuştu.
Tarikatlar ve sermayenin ortak talebine yandaş sendikadan 'saha araştırması'yla meşrulaştırma çabası
Patronlar ve tarikatların ortak talebi olan zorunlu lise eğitiminin kısaltılmasına bir destek de son olarak yandaş sendika Eğitim-Bir-Sen’den geldi.
Yaptırdığı “saha araştırması” sonuçlarını açıklayan sendika eğitimcilerin, öğrencilerin ve velilerin lise eğitiminin kısaltılmasını istediği sonucuna vardığını öne sürdü.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "4+4+4" zorunlu eğitim sistemine yönelik öğretmen, öğrenci ve velilerin bulunduğu 36 binden fazla katılımcıyla yapılan araştırmada, liselerde "2+2" olarak adlandırılan 2 yıl zorunlu, 2 yıl isteğe bağlı eğitim modeli önerisinin ağırlıklı görüş olarak ön plana çıktığını bildirdi.
Önceki gün Memur-Sen Genel Merkezi'nde "Türkiye'de Zorunlu Eğitim Sistemi'ne Yönelik Saha Araştırması"nın sonuçlarını açıklayan Yalçın araştırmaya “17 binden fazla öğretmen, 7 bini aşkın idareci, 5 binden fazla 11. ve 12. sınıf öğrencisi ile yine 5 bini aşkın velinin” dahil olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Çalışmanın ortaya koyduğu gerçeklik şudur: '4+4+4' zorunlu eğitim sistemimizin son 4 yılının yeniden ele alınmasına ihtiyaç var. Çalışmaya katılım gösteren öğretmen ve idarecilerin beklentilerini sorduğumuzda, yüzde 93'ünden fazlası, sistemin son 4 yılında değişim yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Öğrenciler açısından da benzer bir beklenti öne çıktı. Toplumun beklentilerine ve hayatın gerçeklerine göre son 4 yılın yeniden ele alınması bir beklenti olarak katılımcılar tarafından çok net olarak ortaya konulmuş durumda.”
Ali Yalçın, araştırmada, lise eğitiminin süresine ilişkin en fazla desteği alan iki seçeneğin öne çıktığını söyledi:
”Son 4 yılın 2+2 şeklinde, yani 2 yıl zorunlu, 2 yıl isteğe bağlı ya da 3 yıl zorunlu, 1 yıl isteğe bağlı olmak üzere özellikle lise eğitimi kısmında seçenekler gündeme geldi ve burada katılımcıların 2+2 kısmında biraz daha ağırlık ortaya koyduğu gözüküyor. Onun için eğitim otoritelerinin, sosyal paydaşların, Milli Eğitim Bakanlığının, dolayısıyla tüm paydaşların bu konuyu yeniden ele almasına ihtiyaç olduğunu görüyoruz.”
Öğretmen ve velilere 'iş dünyasının beklentilerine uygun mu' diye sormuşlar!
Yalçın’ın sonuçlarını açıkladığı araştırmanın katılımcılarının çoğunun zorunlu eğitimin “iş dünyasının beklentilerine uymadığı” görüşünde olduğunu belirtmesiyse dikkat çekti.
'Çocukları patron ve tarikat düzeninin kölesi yapmak istiyorlar'
Zorunlu eğitime karşı patronlar, gericiler, yandaş medya ve iktidar eliyle başlatılan bu kampanyanın ilk günlerinde TKP tarafından yapılan açıklamada bunun “Çocukları patron ve tarikat düzeninin kölesi yapmak isteyenleri uyarıyoruz: Her saldırınızın karşısında bizi, bu ülkenin aydınlık birikimini bulacaksınız!” denilmişti.
Açıklamada ayrıca liselere yönelik atılmak istenen bu adımın aynı zamanda eğitimin özelleştirilmesiyle de doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekilerek “Öğrencileri tarikat ve özel okul patronlarına teslim eden iktidar, devlet okullarındaki lise eğitimi ‘yükünden’ de büyük oranda kurtulmayı amaçlamaktadır” denilmişti.
Eğitim-öğretime yönelik kesintisiz süren ve bir bütünlük arz eden saldırıların kaynağının sermaye düzeni olduğu vurgulanan açıklamada çocukların tarikat ve cemaatlere teslim edilmesi ve çocuk işçiliğin aynı kanala hizmet ettiği kaydedilerek “Bilim ve aydınlanmaya açılan savaşı yeni bir aşamaya taşımak isteyen iktidarın çocuk düşmanı bu adımını durdurmak için bu düzene karşı mücadeleyi büyütmek mutlak zorunluluktur” ifadesine yer verilmişti.