'Cumhur Reyonu' ile enflasyon düşmez!: Sorun KAR HIRSI!
Yeni Şafak'ın "Cumhur Reyonu" projesine göre devlet zararına depoculuk yapacak, yine zincir marketler kazanacak. Ne üretime, ne satıcının kârına dokunan proje iddia o ki enflasyonu düşürecek...
Yeni Şafak’tan 'Cumhur Reyonları' projesi: Devlet depoculuk yapacak, yine şirketler ve marketler kazanacak
Ekonomi yönetiminde Berat Albayrak-Nureddin Nebati ekibinin görüşlerini temsil eden Yeni Şafak gazetesi, Mehmet Şimşek yönetiminin izlediği yüksek faiz politikasına karşı düşük faiz politikasını destekleyen “projeler” açıklamaya devam ediyor.
Daha önce patronlardan alınacak yüzde 1’lik servet vergisini çözüm olarak sunan, gümrük vergileri konusunda Trump’a hizalanmanın ayda 1 fabrika kazandıracağını savunan gazete, bu defa devletin zincir marketlere depoculuk yaparak gıda enflasyonunu düşürebileceğini iddia etti.
“Cumhur reyonu” adlı bu projenin kim tarafından geliştirildiği, hangi kuruma önerildiği bilinmiyor. Yeni Şafak editörü Cabir Turğut’un imzasını taşıyan habere göre, yeni bir tedarik zincirinden ibaret olan projede öngörülen model şöyle:
Büyükşehirlerde ve bölgelerde devlet depoları kurulacak. Marketler, pazarcılar ve yemek fabrikaları bu depolardan ürün alacak. Yeni Şafak’ın iddiasına göre, bu sayede aracı zinciri ortadan kalkacak ve ürünler kısmen düşük fiyatla satılacak. Gerekirse devlet sübvansiyonuyla fiyatlar düşürülecek.
Projenin diğer ayağını satış süreci oluşturuyor. A101, BİM ve Şok gibi zincir marketlerde devletin deposundan tedarik edilen ürünler için özel bir reyon oluşturulacak. Her marketin yüzde 10-15'lik kısmını “Cumhur Reyonu” adlı bu bölüm oluşturacak. Fiyatlar Türkiye genelinde sabit olacak. Satışı market kasaları yapacak, marketlere kâr payı verilecek.
Aracı masalıyla enflasyon gizleniyor: Sorun kâr hırsı
Yeni Şafak’ın projesi, enflasyondaki yükselişin “fahiş” zam yapan aracılar nedeniyle kaynaklandığı varsayımına dayanıyor.
Oysa yüksek enflasyon döneminde marketlerde etiketleri denetleyen, sebze depolarına baskınlar yapan hiçbir ekonomi yönetimi bu yöntemle enflasyonu düşüremedi. Benzer şekilde “aracıları ortadan kaldırmayı” amaçlayan Tarım Kredi Kooperatifi marketleri, zincir marketlere alternatif olamadı. Albayrak döneminde uygulanan tanzim satışlar da gıda enflasyonu üzerinde hissedilir bir etki yaratmadı. Et ve Süt Kurumu’nun “düşük fiyatlı” satışları enflasyona çare olamadığı gibi kırmızı ette ithalata bağımlılığı körükledi.
Çünkü Yeni Şafak’ın çarpıttığının aksine, enflasyonu körükleyen ana unsur aracılar değil, fiyatları belirleme gücüne sahip şirketlerin yüksek kâr oranları.
Yeni Şafak’ın temsil ettiği tüccar zihniyeti üretim aşamasını görmezden gelerek, satış aşamasındaki kârlara dokunmayarak yani patronları üzmeyerek, sadece dağıtım ağına yeni bir halka ekleyerek enflasyonun kontrol altına alınabileceğini iddia ediyor.
Tarım ve gıda üretimini kamulaştırmadan, sübvansiyon yoluyla fiyatları düşürmek bütçeden sermayeye dolaylı kaynak aktarımını anlamına geliyor. Halkın vergileriyle zincir marketlere yeni bir kâr alanı yaratılması, enflasyonu kalıcı olarak düşürmeyecek, sadece mevcut krizi geciktirecektir.
Üstelik Yeni Şafak’ın projesi, fiyatları önemli ölçüde düşüremeyeceği gibi kâr bölüşümünü sermayenin farklı aktörleri arasında yeniden dağıtacağı için mevcut tekelleşme eğilimini daha da güçlendirmek gibi bir riski de barındırıyor.