'Millet sandık istiyor, 'Hodri meydan' diyor. Kaçma...'
Sivas'ta erken seçim çağrısı yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Millet sandık istiyor, 'Hodri meydan' diyor. Kaçma, getir sandığı. Kararı millet versin" dedi...
Özgür Özel Erdoğan'a seslendi:
Millet sandık istiyor, kaçma
CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından düzenlemeye başladığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginin bu haftaki adresi Sivas oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel mitingde Sivaslılara seslendi. Özel, şunları söyledi:
"Bugün Sivas'ta tarih yazıyorsunuz. 4 Eylül 1919'da Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderinin yazıldığı yerdeyiz. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte esarete itiraz edenlerin şehrindeyiz. Sivas Kongresi Anadolu'da mücadele eden tüm yapıları Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk çatısı altında topladı. Sonra bu çatı Cumhuriyet Halk Fırkası'na dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bu güzel şehir aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin de kurulduğu şehirdir.
Cumhuriyet Sivas'a büyük yatırımlar yaptı. Gelişmişlikte 8. sıradaydı. AKP geldiğinden beri, Sivas'tan oy aldı ama maalesef seçimde yüzünü döndüğü Sivas'a seçimden sonra sırtını döndü. Sivas'ı çantada keklik bildiler. 8. sıradaki Sivas'ı 45. sıraya kadar gerilettiler. Bu güzel kent 23 yıl önce 755 bin olan nüfusu 637 bine düştü. Yurt dışında ya da başka illerde 7 milyon Sivaslı yaşıyor.
"ANANI DA AL GİT DİYEN DEĞİL ÇİFTÇİ MİLLETİN EFENDİSİDİR DİYEN CUMHURBAŞKANI LAZIM"
Sivas'a artık sonuncusu gibi şikayet edince çiftiler 'Ananı da al git diyen' bir cumhurbaşkanı değil, birincisi gibi 'Çiftçi milletin efendisidir' diyen bir cumhurbaşkanı lazım. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı birincisinin peşinden giden, birincisinin partisinden olan çiftçiyi yine milletin efendisi yapacak olan Ekrem İmamoğlu'ndan başkası değildir.
Recep Tayyip Erdoğan sizi seviyor mu? Sevmiyor çünkü siz fakirsiniz. Recep Tayyip Erdoğan zengini seviyor. Biz fakirsiniz deyince AK Parti'den birkaç zevzek çıkmış 'Millete hakaret etti' diyor. Resmi rakam Türkiye'de yoksulluk sınırı 86 bin lira. Bu meydanda 86 bin liradan evine maaş giren kimse yok. Tayyip Erdoğan bu insanları fakirleştirdi. Yoksulluk sınırının altında maaş alana yoksul denir, fakir denir. Bu iktidar geldiğinde orta direk vardı. Memur fakir değildi, esnaf fakir değildi, köylüler fakir değildi. Ama bugün 16 bin 800 lira en düşük emekli maaşı. Asgari ücret 22 bin lira. Memur maaşı 47 bin lira. Yoksulluk sınırı 86 bin lira. 86 bin liranın altında maaş alan herkes fakirdir. Bizi bu hale bu iktidar getirdi.
"ANT OLSUN Kİ AK PARTİ'NİN İKTİDARI BİTİYOR"
Buradan Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Sivas kararını vermiş. Kimin gideceği de belli kimin geleceği de belli. Ant olsun ki AK Parti'nin iktidarı bitiyor. Gidiyorsunuz. Bakan evlatlarının dönemi kapanıyor, vatan evlatlarının dönemi başlıyor.
Buradan haykırıyoruz. Memur kurtulmadan işçi kurtulmaz. Emekli kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Polis kurtulmadan öğrenci kurtulmaz. Hasta kurtulmadan doktor kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.
Seçim gecesinde bu iktidar gidince, bu iktidarın her fırsatta karşısına polisi diktiği, gaz sıktırdığı gençlerle kahraman Türk polisi omuz omuza halay çekerek kutlayacak o geceyi. Milletin artık dayanacak gücü kalmadı. Asgari ücrete zam yapılmalıdır. En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı, çiftçilere kanunda yazan destekler verilmeli, memurlara hak ettiği zam verilmeli, atanmayan öğretmen atanmalıdır. Artık toplumun tüm kesimlerinin sorunları çözülmelidir. Bunların hiçbirisini bu iktidar yapamaz, yapmayacak. Bu iktidar göndermeli, Cumhuriyet Halk Partisi gelmeli, bu söylediklerimi yapmalıdır.
Hiç kimse Türkiye'nin kaynak sorunu var demesin. Ülke zengindir, topraklar verimlidir, denizlerimizden karamıza her taraftan bereket fışkırmaktadır, halkımız gençtir, Türkiye çalışarak kazanabilecek güçlü bir ülkedir yeter ki sırtındaki asalaklardan kurtulsun. Kurtulacağız.
"KAÇMA, GETİR SANDIĞI"
Erdoğan Sivas'ı görüyor musun? Sivas'ı duyuyor musun? Millet sandık istiyor, 'Hodri meydan' diyor. Kaçma, getir sandığı. Kararı millet versin. Bunları duymak yerine kaçmakla meşguller. Bir de tutmuşlar kendi gazetelerine haber yaptırıp millet kızınca 'Yok öyle bir şey' diyorlar.
Kimse bu iktidarın gitmesinden korkmasın. Bir avuç zengin, çıkarcı, imtiyazlı dışında bu iktidarın gitmesi kimseye zarar vermeyecek. Ama Sivas'ın bütün yoksullarına, çiftçilerine, canlarına hangi görüşten olursa olsun bütün Sivaslılara iyi gelecek.
Niye bu haldeyiz? Ne mahkemede adalet var ne gelir adaleti var. Ne sosyal adalet var. Sadece Türkiye'nin iktidarı değiştirme umuduna darbe var. Gelecekteki iktidara, gelecek cumhurbaşkanına darbe var. Bunun dışında bu iktidarın meşgul olduğu hiçbir şey yok. Tam 156 gün geçti. İddianame olmadan arkadaşlarımız hapiste. Suç belli değil. Yargılama yok, yargısız infaz var. Delil yok, ispat yok, iftira var, tehdit var. Ve bundan 156 gün önce Tayyip Erdoğan demişti ki; 'Göreceksiniz insan içine çıkamayacaklar, birbirlerinin gözünün içine bakamayacaklar.' Bu sözden 30 gün sonra değil, 156 gün sonra Sivas'tayım. Ve Sivaslıların gözünün içine bakıyorum. Bütün Türkiye'nin gözünün içine bakıyorum ve diyorum ki; Ekrem İmamoğlu masumdur. Arkadaşlarımız masumdur. Atılanlar iftiradır. Cesareti olan, yazabiliyorsa iddianameyi yazsın. Mahkemeyi TRT'den yayınlayın. Hodri meydan.
İNAN GÜNEY TEPKİSİ
Bugün bu otobüsün üstünde olması gerekip de olmayanlar var. Örneğin İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekilimiz Nuri Aslan. Niye yok? Çünkü bugün Beyoğlu Belediyesi'nde başkanvekili seçimi vardı. Çünkü Sivas'ın evladı İnan kardeşimizi aldılar. Sandıkta alamadıkları Beyoğlu'nu hileyle, rüşvetle almaya kalktılar. Onun için Özgür Çelik ve Nuri Aslan oradaydılar.
Aydın'ı hileyle, tehditle, şantajla alanlar alamadıkları yere millete belediye hileyle çökmeye çalışanlar bugün Beyoğlu Belediyesi'ndeki her birisi canımızın içi, aslan gibi, dürüst namuslu belediye meclis üyelerimizin iradesine çarptılar. Beyoğlu da bizimdir İstanbul'da bizimdir.
Tayyip Erdoğan bana diyor ki 'Kimse benim Filistin hassasiyetimi sorgulayamaz.' Sorgulamıyorum. Olmayan şey sorgulanamaz. Sende Filistin hassasiyeti yok Trump hassasiyeti var. Trump korkusu var. Allah korkusu yok.
EKREM İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU
Mitingde ilk olarak CHP Sivas İl Başkanı Abdulvahap Gazi Doğan Ekrem İmamoğlu'nun Silivri'den gönderdiği mektubu okudu. İmamoğlu'nun mektubu şöyle:
"Milli mücadelenin ve Cumhuriyet'in öncü şehri, aşıkların, ozanların yiğitler diyarı Sivas'a selam olsun. Sivas bu büyük milletin hür ve bağımsız yaşama kararlılığını tüm Türkiye'ye ilan ettiği şehirdir. Bundan böyle bu topraklarda yalnızca millet iradesinin hakim olacağı buradan ilan edildi. Milli iradeye dayanmayan herhangi bir hükümetin keyfi kararlarına milletin baş eğmeyeceği buradan ilan edildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onunla aynı yolda yürüyenlerin Eylül 1919'da ortaya kurduğu fikirler bugün de geçerlidir. Biz de bugün tıpkı Sivas Kongresi delegeleri gibi diyoruz ki; millet iradesine dayanmayan bir hükümetin keyfi kararlarına milletçe baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz.
Seçim sandığından çıkan millet iradesini keyfi kararlarla geçersiz kılmaya, değiştirmeye yönelik her girişim, kimden ve nasıl gelirse gelsin darbeciliktir. Milyonlarca vatandaşımızın oyuyla iş başına gelmiş belediye başkanlarını, siyasetin emrine girmiş bir avuç yargı mensubu aracılığıyla tutuklamak darbecilikten kendisidir. Kendisine dört defa yenmiş ve beşinci kere yenmek üzere milyonların oyuyla aday gösterilmiş olan rakibinin 30 yıllık diplomasını hukuk dışı yollarla iptal ettirmek darbeciliğin ta kendisidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanı iken bugün bana yönetilen suçlamaların aynınlarıyla yargılandı ama bir gün bile tutuklanmadı. Çünkü hukukun ve demokrasinin gereği buydu. Kendisine gelince hukuk ve demokrasiye sığınmak, rakibi için ise hukuk ve demokrasiyi askıya almak darbeciliğin ta kendisidir. İktidar, serbest ve adil seçimlerle izin vermeye niyetli olmadığını, millet iradeye hiçe sayarak kendini millete zorla dayatma hevesinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Milletimiz bize karşı nasıl bir yargı kumpası kurulduğunu gördükçe, darbeciliğe karşı meydan meydan direndikçe, iktidar da darbeci siyaset yöntemlerinden medet umar hale geldi. Yargı kumpasına, tehdide, şantaja, rehin almaya dayalı darbeci siyaseti bize esir alabileceklerini sanıyorlar. Biz değil, ancak şeref ve haysiyetini, vatan ve milletin sevgisini yitirmiş zavallıların esir alabilirler. Sadece öylelerini kendi hakları haline getirebilirler.
Biz tutuklu belediye başkanları ve yöneticileri, gücümüzü, cesaretimizi halkımızdan, milletimizden alıyoruz. Biz, sandıkta yenemediniz, yenemeyeceksiniz. Bizi darbe yönetimleriyle esir alamadınız, alamayacaksınız. Beyoğlu Belediye Başkanımız, Sivas'ın has yiğit evladı İnan Güney'i de esir alamayacaksınız. Hepimiz alnımız ak, başımız dik çıktığımız o zindanlardan ve millet bu yaptıklarımızın cezasını size sandıkta ödetecek. Millet büyüktür. Kendini dev aynasında görenleri, siyaseti mertçe yapmayanları, hukuk tanımayanları kulağından tuttuğu gibi sandığa gömer. Yine öyle olacak.
Bir avuç insanın iktidarına karşı, milletin iktidarını kuracağız. Bu cennet vatanda geçim derdi çekmeden, gelecekten endişe etmeden hep birlikte kardeşçe yaşayacağız. Yalnızca birileri için değil, herkes için, her yerde adalet ve hürriyet sağlayacağız. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndürmedi, döndüremeyecek. Tıpkı sizler gibi benim de inancım, cesaretim, umudum sonsuz. Bir avuç insan kaybedecek. Kim kazanacak? Millet kazanacak."