Ebubekir Şahin döneminde RTÜK iktidarın SANSÜR ORGANI oldu!..
RTÜK'ün yetkisinin ötesinde verdiği kararlar ve yaptırımları tartışma konusu haline geldi. Yayıncılara büyük cezalar verildi, tehditlerle muhalif sesler bastırılmak istendi. AKP'nin sansür organına dönüşen RTÜK'ün mimarı Ebubekir Şahin'di...
Tehdit, şantaj, kural tanımazlık:
Şahin döneminde RTÜK iktidarın sansür organı oldu
Aslında üyeleri TBMM Genel Kurulu'nca seçilen, "özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişisi" olarak tarif edilen RTÜK'ün asıl görevi radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek. Ancak özellikle 2019 yılının Ocak ayında başlayan Ebubekir Şahin dönemi ile kurum AKP'nin sansür organına dönüştü.
Öyle ki Şahin iktidarın koruyup kolladığı önemli bir isim haline geldi. Kimi zaman AKP'nin siyasal açılımları için ön almak adına adımlar attı, kimi zaman yükselen muhalif sesleri kısma görevini üstlendi. Her birinde kendi görevini de RTÜK'ün yapısını da suistimal etti.
RTÜK'ün yetkisinin ötesinde verdiği kararlar ve yaptırımları tartışma konusu oldu. Yayıncılara büyük cezalar verildi.
Tüm bu sansürcü yapının yanında geri planda kalan bir başka konu ise toplumsal çürümeye RTÜK'ün kulak tıkaması oldu. Sürekli muhaliflere kesilen cezalar yandaş medyadaki safsataları pas geçti. Pek çok kanalda olan tartışmalı gündüz kuşağı programlarında çocuk istismarı meşrulaştırıldı, cinayet ve şiddet olayları "reyting" için filtresiz şekilde seyirciyle buluşturuldu.
Bugün bildiğimiz "sansürcü RTÜK"ü RTÜK yapan Ebubekir Şahin oldu.
Yasal dayanak aramaksızın ceza ve yaptırım uygulamaktan kaçınmadı. Yetkilerini sonuna kadar kullanmakla kalmayıp aşındırmaktan geri durmadı. Eski RTÜK Başkanı, her fırsatta kurumun görev sınırlarının dışına çıkmasının zemini olduğunu iddia etti.
Şahin döneminin son adımı diyebileceğimiz uygulama "lisans zorunluluğu" olmuştu. Bu kapsamda bazı YouTube yayıncılarından 72 saat içerisinde lisans almaları istendi.
Dijital platformlar da Şahin'in gazabından nasibini aldı. "Milli ve manevi değerlere aykırılık", "eşcinselliği özendirme", "genel ahlaka ve inançlara saygısızlık" gibi gerekçelerle bazı dijital platformların yapımlarına üst sınırdan para ve katalogdan çıkarma cezası verildi. Bir kısmına idari para cezası kesildi.
Kural tanımazlıkta öncü oldular: Anayasal haklar bile suç sayıldı
İşte Ebubekir Şahin'in kural tanımaz bazı uygulama ve açıklamaları:
- Şahin'in tehdit ve şantajları meşhurdu. Şahin Mart ayında İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan eylemleri yayınlayan kanalları takip ettiklerini belirterek sopa salladı. Boykotları eleştirirken patronların ve şirketlerin arkasında durdu.
- "Yayıncılara açık çağrımızdır" diyerek yayımladığı mesajda “kitleleri tahrik edebilecek hele hele halkı sokağa çağırmak gibi çok ağır sonuçları olacak olan yayınlara hiçbir şekilde izin verilmeyecektir” ifadesini kullandı.
- Ebubekir Şahin sokak eylemlerini yayınlayanların "halkın haber alma özgürlüğünü engellediğini" öne sürdü.
- Yetkisini tamamen aşan RTÜK, İmamoğlu eylemlerini yayınlayan kanallara "Canlı yayınları kesin" talimatı verdi. Talimatın tamamen kanunlara aykırı olduğu bilindiği için RTÜK bu talimatı televizyon kanallarını telefonla arayarak sözlü olarak iletti.
- "Halkı sokağa davet etmek" diye bir suç uyduruldu. Eski RTÜK Başkanı, süren yayınlara müdahale yetkisi bulunmamasına rağmen, bunu yazılı olarak da ifade etti.
- İmamoğlu eylemlerini yayınlayan kanallara ceza yağdı. Şahin cezaları, "İfade özgürlüğü sınırlandırılabilir" şeklindeki skandal ifadesiyle savundu.
- Kanallara yaptırımların eleştirilmesini "RTÜK’e karşı işlenmiş bir suç" olarak değerlendirdi.
- Kültür-sanat eleştirileri bile suç oldu. Tele1 sunucusu Musa Özuğurlu'nun Ferdi Tayfur'un müziğine dair eleştirileri hakkında inceleme başlatıldı.
- Şahin döneminde RTÜK'te gerici ve yandaşların hedef göstermeleri görev bilindi. 2. Abdülhamid'in torununun şikayeti üzerine, Enver Aysever'in KRT ekranlarındaki "Mustafa Kemal bunları tam temizleyememiş" sözleri nedeniyle inceleme başlatıldı. Şahin, "Ecdadımıza yapılan hakareti kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.
- Yayıncılara son yıllarda çok ağır cezalar verildi. Bu cezaların gerekçeleri daha çarpıcıydı. Pek çok açıklama ve yorum "halkın kin ve düşmanlığa teşvik" torbasına sokuldu. Aynı gerekçeden Sözcü TV'ye 10 gün yayın durdurma cezası verildi. HalkTV'de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in mitinginin yayınlanması suç sayıldı. Sözcü TV 10, Tele1 TV 5 gün karartıldı. Bu cezalar Cumhuriyet tarihinin en ağır yaptırımları olarak kayda geçti. Dün kayyım atanan Tele1 TV'nin ekran karartma gerekçesi ise Merdan Yanardağ'ın 15 Temmuz'la ilgili "İslamcı darbe girişimi" sözleri oldu.