Özgür Özel, Kanal İstanbul projesine dair büyük bir skandalı açıkladı..

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Arnavutköy’de yapılacak mitingde Kanal İstanbul projesine dair büyük bir skandalı açıklayacaklarını duyurdu. Gözler kritik mitinge çevrildi...


“Millet İradesine Sahi Çıkıyor” mitinginin 63’üncüsü İstanbul Arnavutköy’de gerçekleşiyor.

 
Arnavutköy Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşecek miting öncesi çağrı yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu mitingde Kanal İstanbul ile ilgili büyük bir skandalı ifşa edeceklerini duyurmuştu.
 
Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugünün tarihini not edin” diyerek başladığı konuşmasında, Kanal İstanbul projesi ve Arnavutköy Belediyesi’ne ilişkin çarpıcı yolsuzluk iddialarını tek tek sıraladı

ÖZEL TEK TEK İFŞALADI!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Arnavutköy halkını selamlayarak  konuşmasına başladı.

Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:

“-Bugünün tarihini not edin! Tekin Başkana diyorum ki ARnavutköy’ü sen alacaksın. Bu ilçeyi bu sokakları biliyorum. Arnavutköy hırpalanmış bir ilçe. Ama aynı zamanda yüreği, umudu büyük bir ülke. İstanbul’un en genç ilçesi. Yaş ortalaması 29,5. Ama bu gençler maalesef işsiz.”

-Buraları Arap şeyhlerine çoktan pazarlamışlar. Buralardan arsa sattığı o Arap şeylerinin aldıkları o arsalara kanal manzarasını yapmak istiyorlar. Kanal İstanbul yapılırsa Sazlıdere barajı yok olacak, Terkos Gölü tuzlanacak, İstanbul’un 3’te bir suyu yok olacak. O yüzden bu işin sonuna kadar karşıyız. Eğer Kanal İstanbul yapılırsa İstanbul’un nüfusu 2 milyon daha artacak. İstanbul’u sevenler bu kanala karşı çıkıyorlar. Bu ihanet projesini perdelemek için ya da iyi bir şey yapıyormuş görüntüsü vermek için sosyal konut yaptıklarını söylüyorlar. 5 milyon liraya satıyorlar ve diyorlarki “sosyal konut”. Bir asgari ücretli 20 yıl aldığı ücreti hiç harcaması sosyal konut denen yerden bir daire alamaz.

-Bu para ile 9,5 milyon haneye kentsel dönüşüm yapılabilir. Sadece İBB’den bile 240 milyar lira ek maliyet çıkıyor. Kanal İstanbul’un su havzalarına ne yaptığını gördüğü için İSKİ’nin değerli Genel Müdürü Şafak Başa gitti ve o projelerin tamamını mühürledi. Ne yaptılar? Şafak Başa’yı gittiler sabah evinden aldılar, Vatan Emniyet’e koydular. Daha sonra Kanal İstanbul’a ilişememesi için kendine ev hapsi verdiler. Aylardır ev hapsinde tutuyorlar. Ama şuradan açıkça söylüyoruz. Bu milletin karşı olduğu, suyumuzu alacak, gölümüzü alacak, her türlü doğa katliamını yapacak olan bu Kanal İstanbul’a sonuna kadar karşıyız. Asla izin vermeyeceğiz.

-Geçen hafta dedim ki Arnavutköy'de rezaleti anlatacağız! Arnavutköy'de yaşananlar öyle rezalet ki, anlata anlata bitiremiyorlar. Arnavutköy bunları biliyor Türkiye duysun! 10 ay uğraşıp da iddianame diye kanıtı olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na sesleniyorum. Sayın Akın Gürlek, biz daha otobüsten inmeden soruşturma açıyorsun ya! Şimdi talimatını ver dinle bu dört rezalet için ne yapacaksın göreceğiz! 

ASLALT AYNI, FİYAT FARKLI!

“-Arnavutköy’de rezaletin birinci perdesi: İstanbul’daki belediyeler 2025 yılı için asfalt ihalesine çıktılar. Aynı yıl için yapılan asfalt ihalelerinde ton başına fiyatla ihaleler tamamlandı. AK Partili Bağcılar Belediyesi. Asfaltın ton maliyeti; 3 bin 553 TL. CHP’li Maltepe Belediyesi; 2 bin 716 TL. CHP’li Tuzla Belediyesi; 2 bin 669 TL. AK Partili Arnavutköy Belediyesi; 6 bin 501 TL. Vallahi şartnameye baktık, asfalt aynı asfalt. Arnavutköy’e konulan asfaltın içine altın tozu filan karıştırılmamış. Milletin 2 bin 669 TL’ye aldığı asfaltı ya da kendi AK Partili Bağcılar’ın 3 bin 553’e aldığı asfaltı 6 bin 501’e almış. Bitmedi, bu iş bununla bitmiyor. İhaleye daha düşük fiyat veren var. Bu fiyatı veren kişiye ihaleyi kazandığı halde 1,5 ay boyunca sözleşme imzalatmıyorlar. Yıldırıyorlar, ‘ihaleden çekil’ baskısı yapıyorlar. En düşük teklifi veren devre dışı kalıyor. Asfalt ihalesi, Arnavutköy’de 587 milyon liraya biteceğine bir üst teklif olan 708 milyon liraya gidiyor. Arada 327 milyon lira kamu zararı var. Şimdi Akın Gürlek, ‘duymuştum’ değil, ‘düşünüyorum’ değil. Bütün belgeler Elektronik Kamu Alımları Platformu EKAP’ta kayıtlı. Erişimin var, erişimimiz var. Ayrıca ‘duymuştum’ demiyorum. İhaleyi alan Kolon İnşaat çekilmek zorunda kalan. Yarın sabahtan tezi yok, Kolon İnşaat’ı çağırıyor musun, soruyor musun? Bu belediyeden asfalt ihale dosyalarını istiyor musun? 6 bin 500 liraya asfalt alan bu belediyeye soruşturma açıyor musun? Tayyip Erdoğan’dan korkundan kulağının üstüne yatıyor musun? Haydi bakayım göreyim seni. Bu daha bir. Rezaletin birinci perdesi...

YIKILDI DEDİLER, YALAN ÇIKTI!

-Gelelim ikiye, Cumhuriyet Halk Partisi’nin namuslu, şerefli, şeffaf ihaleleri açık yapan belediyeciliğine kara çalıp da kendilerine AK belediyecilik diyenler. Şimdi göreceğiz bakalım. Ak koyun mu kara koyun mu görelim bakalım. Kadıköy Yeşilbayır, biliyor musunuz? Yaz akın yaz, parsel numarası veriyorum. 10835 parsel, buraya kaçak şekilde 320 metre ilave kapalı alan yapılmış. Şikayete konu olmuş. Yıkın denmiş. Bu dendiğinde mahkeme karar verip yıkımına bildirdiğinde Ekim 2024’muş. Yıkım ve para cezası kararı verilmiş. Gaziosmanpaşa Savcılığı Haziran 2025’te bir yazı yazmış Arnavutköy Belediyesi’ne. ‘Kaçak yapıyı yıktınız mı?’ diye. Cevap yazmış. Kim? Belediye Başkan Yardımcısı Davut Paralı. İmar kirliliğine neden olan unsur ortadan kaldırılmıştır. Şimdi buradan Akın Gürlek‘e söylüyorum. 10.835 parsel‘de yıkım yapılmamıştır, yalan yazı yazılmıştır. Yargılamaya müdahale vardır, savcılığa yalan beyan vardır ve savcı resmi yazıyla kandırılmıştır. Yıkın dediğiniz binayı yıkmayan ve işlem yapmayan, resmi yazıyla sizi kandıran belediye başkan yardımcısı Davut Parlı‘yı yarın sabah evinden alıyor musun? Tayyip‘ten korku na kulağının üstüne yatıyor musun göreceğiz bakalım. Daha bitmedi.

KANAL İSTANBUL MANZARALI VİLLA SKANDALI!

-Rezaletin üçüncü perdesi. Gitgide şiddetleniyor. Başkan Mustafa Candaroğlu. Meclis Üyesi Ercan döner. Kanal İstanbul manzaralı bir arsa almışlar, demişler ki reis helikopterle geziyor, kupon arsaları gösteriyor. Diyor ki, ‘Bu arsayı Katarlılara söz verdim, bunu Birleşik Arap Emirlikleri‘ne söz verdim. Bu Emir’in ablasının, bu Emir’in karısının’ derken, bizim Mustafa Başkan da demiş ki ‘Oğlum Ercan, bir arsa da biz kapalım.’ Bunlar bir arsa kapmışlar. Kanal İstanbul’a kendilerine göre bir manzara yapmışlar. Gitmişler, oraya belediyeden villa ruhsatını da almışlar. İnşaata başlamışlar. Bodrum katını çıkarken şeytan dürtmüş bunları. Ercan demiş ki, ‘Başkan be yükseltelim bunu biraz. Manzaramız güzel olsun, Kanalı daha güzel görelim.’ Bunlar gitmişler villayı imara aykırı şekilde yükseltmişler, şimdi halen orada duruyor. Duruyor mu başkanım? Biliyor musunuz onu? Bütün fotoğrafları videoları orada. Sonra belediyeye gitmişler. Demişler ki memura, hani Reza Zarrab’ın bunu rüşvet veremediği memur Teoman vardı ya. Uğraşıyor uğraşıyor almıyor Teoman. Demişler ki, isimler doğru isimler, Arnavutköy Belediyesi’nde memur Serdar’la memur Fatih’e. ‘Buna imza atın’ demişler. Bunlar demiş ki başkan ama veya belediye meclis üyesi ama ‘Bu imza adamı yakar. Bu doğru değil.’ Aynı rüşvet almayan Teoman gibi yanlış işi yapmayan Serdar’la Fatih, bu işe aylarca direnmişler. Ne olmuş? Doğru. Hep kızmayalım. Serdar ve Fatih’e belediye meclis üyesi, belediye çalışanı memurlar Serdar ve Fatih Beylere bir yürekten alkış yapalım. Bir yürekten alkış. Ve bu iki arkadaşı belediye başkanı sürmüş başka göreve. Yerine başkalarını getirmiş, imzaları almış. Villalar da orada duruyor. Şimdi buradan Akın Gürlek’e sesleniyorum. Villa belli, yeri belli, fotoğrafını, videosunu, her şeyini bütün Arnavutköy biliyor. Buradan inince bütün basını da fotoğraflarını yollayacağız. Villa orada duruyor. Yarın sabah 6.30’da Mustafa Candaroğlu’nu ve Ercan Döner’i evinden alıyor musun? Yoksa kulağının üzerine yatıyor musun? Hadi bakalım haydi. Bunlar meydanı boş sanıyor, boş sanıyor. Bunlar bize dünya iftira attı, daha şimdi ben onlara rahat vereceğim sanıyor. Ayrıca bu villacı Başkan İmrahor Mahallesi’ne ne yaptı? Seçimden önce gitti sırtlarını sıvazladı, oylarını aldı. ‘Merak etmeyin’ dedi. ‘Sizin topulu araziniz burası. İstediğinizi yapın oyu bana verin, işinizi ben çözeceğim’ dedi. Bundan bir gün önce daha dün İmrahorlular‘a bir yazı yolladı, bir tebligat yolladı. Onları sokakta bıraktı. Üç - dört aylık yapılmış evlerini de yıkmaya kalktı. Kendisinin villasına zorla imza, İmrahor’a söz verdiği halde düzenleme değil yıkım yolluyor bu başkan.

435 MİLYONLUK ARAZİ 250 MİLYONA AKP İL YÖNETİCİSİNE PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞ!

“-Şimdi rezaletin dördüncü perdesi. Hadımköy Sanayi Sitesi, Hadımköy Belde Belediyesi döneminde Kelebek Matbaa diye Yap - İşlet - Devret‘le 8 bin metrekarelik arsaya bir yapı inşa etmişler. 8 bin metrekare arsaya bir inşaat. Bunlar belde belediyelerini kapatınca bu Hadımköy Belediyesi gelmiş belde belediyesi Arnavutköy Belediyesi’ne devrolmuş. Kelebek Matbaa da 8 bin metrekarelik arsa da bunlara kalmış. Arnavutköy belediyesi 2016’da bu yeri hem 8 bin metrekare yeri, hem o kocaman Kelebek Matbaasını satmış. Kaç paraya? 251 milyona. Kime? AK Parti il yöneticisi Burak Aydın’a. Peki arazinin değeri 215 milyon. Üzerindeki yapının değeri 220 milyon. Toplam değer 435 milyon. AK Partili il başkanının ödediği, 250 milyon. Kamu zararı 185 milyon. Yeri belli, yurdu belli, Kelebek Matbaa orada, kamu zararı burada. Şimdi soruyorum Akın’a, yarın sabah 6.00’da AK Parti il yöneticisi Burak Aydın’ı, Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu’nu ve bütün ekibini gidip evden alıyor musun, yoksa korkundan kulağının üstüne yatıyor musun? Bak Akın Efendi, onu buraya yollayan Tayyip Beyefendi. İddianame öyle ‘Alalım çocukları, alalım şoförleri, at imzayı çoluğuna çocuğuna kavuş. Yoksa 20 yıl yatarsın’ deyip ‘duydum, -mıştı, -muştu’ ile iddianame olmaz. Birinci rezalette asfaltın fiyatı belli, kayıp belli, zorla çektirilen firma belli, evraklar belli. İkincide parsel numarası belli, yapılmadığı halde ‘yapıldı’ denen yıkım belli, imzayı atan Davut Paralı belli. Üçüncüde belediye başkanının kendi yükselttiği villasına imza atmayan şahitler burada. İmza atanlar orada. Dördüncüde Kelebek Matbaayı bedavaya kapatan AK Parti il yöneticisi, onu satan belediye başkanı burada, kamu zararı burada. Somut, açık, net. Haftaya çarşamba otobüsün üstünden bakacağız bakalım. Bu Akın Gürlek gerekli soruşturmayı başlattı mı, kulağının üstüne yaptı mı? Hodri meydan bakalım. Hodri meydan.”

“Değerli Arnavutköylüler, başta söyledim. 47 yıl çalıştık, olmadı. Olamadı. Kusuru sizde değil, kendimizde aradık. En sonunda genç kadrolarla, çokça kadını aramıza alarak, memleketin sorunlarını konuşarak, sizin gibi adayları karşınıza çıkararak, arkalarında durarak 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra birinci parti olduk. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün gibi, seçime girip de kazandığı 31 Mart dün gibi, bugün de Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisi. Bizimle baş edemeyen, yarışmayan, yarışamayanlar kendi AK Gençlik dedikleri Gençlik Kollarına güvenmiyorlar. Yani Arnavutköy gençlik kolları AK Parti’nin, Tayyip Bey’in umudu olan bir grup değil, onlara güvenmiyor. Kadın Kollarına güvenmiyor. Ana kademesine güvenmiyor. Hiçbir partide olmayan yeni bir kol kurmuş, bir tek ona güveniyor. Yargı Kollarına, Yargı Kolları Başkanı Akın Gürlek’e güveniyor. O da 19 Mart darbesiyle birlikte bugün 217’nci gün. Nasıl ilk yedi gün orada, Saraçhane‘de ‘Gelemezsiniz’ dediler gelindi. Vapurları bağladılar, köprüleri kaldırdılar, metroları durdurdular, otobüsleri sokmadılar. Ama Saraçhane’ye aktı milyonlar. Arnavutköy için de demişlerdi ki, ‘AK Parti’nin kalesidir. Kimse gelmez, meydan boş olur, zor durumda kalırsınız.’ Ben Arnavutköy ilçe başkanıma, yönetime, il başkanıma dedim. ‘Arnavutköy bizi çağırıyor, gidiyor muyuz?’ Geldiniz mi? Şimdi Ekrem Başkan’la bugün oradaydım. ‘Arnavutköy’e gideceğim’ dedim, dedi, yaşa ‘Genel Başkanım.’ ‘Kanal İstanbul konuşacağım’ dedim. ‘Anlat Genel Başkanım.’ ‘Tekin’in adaylığını ilan edeceğim’ dedim. ‘Yakışır Genel Başkanım.’ Şimdi hem Ekrem Başkan’a hem neredeyse bir yıldır orada yatan Ahmet Özer’e, dün iddianamesi 10 ay sonunda çıkan Rıza Akpolat‘a, Adana’dan burada misafir Zeydan Karalar‘a, Ceyhan‘a, Seyhan‘a, Oya Başkan’a ve Utku Caner Çaykara’ya, o iddianameden içeride olan yedi başkanımıza ve tüm başkanlarımıza bir Arnavutköy’ü gösterelim. Onlar ne haram yediler, ne cana kıydılar, orada yatanlar yiğitlerimiz ve aslanlarımızdır.

İMAMOĞLU: BİZ YALNIZ DEĞİLİZ!

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudu.

İmamoğlu’nun mesajında Kanal İstanbul Projesi vurgusu dikkat çekti.

İmamoğlu, Çelik tarafından kamuoyuna ulaştırılan mektubunda şu ifadeleri kullandı:

“Sizler, 19 Mart’tan bu yana büyük bir inançla meydanlardasınız. Milletin iradesini yok sayanlara karşı, vatandaş olarak hakkınızı savunuyorsunuz. Herkes için ve her yerde adalet yerini bulsun, demokrasinin gereği yerine getirilsin diye, yılmadan mücadele ediyorsunuz. Her türlü zulme, baskıya, tehdide inat, bir adım bile geri atmıyorsunuz. Tutunacak hiçbir dalı kalmamış, millete krizden, yoksulluk ve umutsuzluktan başka bir şey veremez hale gelmiş bir iktidara, doğru yolu gösteriyorsunuz. Koltuğunu kaybetmemek için itibarını kaybedenlere, cesaret ve haysiyet dersi veriyorsunuz. Şanlı bir mücadelenin cesur neferleri olarak, çok güçlü bir irade sergiliyorsunuz. Sizlerle gurur duyuyorum. Sağ olun, var olun.”

“DEMOKRASİ TARİHİMİZİN EN KİRLİ, EN AĞIR MALİYETLİ SİYASİ OPERASYONUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

“Sevgili hemşerilerim; demokrasi tarihimizin en kirli, en ağır maliyetli siyasi operasyonuyla karşı karşıyayız. Yargı ve kayyumlar eliyle siyaseti şekillendirmeye, milli iradeyi baskı altına almaya çalışanlar, Atatürk’ün emaneti, canımızdan aziz Cumhuriyetimizi, göstermelik seçimlerle yönetilen bir ülke haline getirmek istiyorlar. Bu anlayış yüzünden, benim vatandaşım her sabah daha yoksul, daha güvencesiz, daha belirsiz bir hayata uyanıyor. Siyasi hesaplarına engel olarak gördükleri herkese, her kesime zorbalıkla boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Bana ve tutuklu arkadaşlarıma karşı taammüden bir hukuk cinayeti işlenmektedir. Tutuksuz yargılanmam gereken, bir mahkeme salonunda bile bana tecrit uygulamaya kalkıyorlar. Mahkeme salonunda avukatlarımın, basının ve ailemin bulunmasına bile tahammül edemiyorlar. Adil yargılanma, savunma hakkı gibi hukuki ilke ve değerlerle hareket etmiyorlar. İlk günden bu yana, yargısız infaz peşindeler. Çünkü ne hukuk onların yanında ne millet…”

“ONLAR, MİLLETE HESAP VERME KORKUSUYLA GÜN SAYIYOR”

“Ben, ‘Duruşmalar canlı yayınlansın, milletimin gözü önünde yargılanmak istiyorum’ diyorum, onlar, benim mahkeme salonundaki birkaç saniyelik görüntümü bile milletten kaçırmaya çalışıyor. Kimin, neden korktuğunu görün. Milletten korkanlar, milletten kaçanlar saraylarında, makam odalarında mahpusturlar. Ben ise milletime güveniyorum, kendimi her zaman milletin vicdanına emanet ediyorum.  Onun için, benim Silivri’deki hücrem, içimdeki millet ve memleket sevgisi kadar büyüktür, uçsuz bucaksızdır. Onlar, millete hesap verme korkusuyla gün sayıyor, ben ise İstanbul’un ve ülkemin her yerinde alnı ak, başı dik yürümek, milletimle hemhal olmak için gün sayıyorum.  Yeniden hizmet etmek, icraat yapmak, çözüm üretmek için gün sayıyorum.”

“UNUTTUKLARI BİR ŞEY VAR: BİZ YALNIZ DEĞİLİZ”

“İçimdeki çalışma şevkini, enerjisini sevgili Arnavutköylüler çok iyi bilir. Arnavutköy’ün altyapı sorunlarının çözümü için yaptığımız devasa yatırımları; açtığımız Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı, yaşam merkezini, kreşleri, kütüphaneleri; çiftçilere verdiğimiz özel destekleri, dar gelirlilere sunduğumuz imkanları sizler çok iyi bilirsiniz. Kanal İstanbul adını verdikleri o büyük ihanet projesine karşı nasıl mücadele verdiğimi, sizler çok iyi bilirsiniz. Bizimle icraatta, hizmette yarışamayacaklarını, bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini bilenler, yargı eliyle bizden kurtulabileceklerini zannediyorlar. Unuttukları bir şey var: Biz yalnız değiliz. Biz, bizden ibaret değiliz. Biz, bu şerefli milletin, adalet ve hürriyet talebinin ifadesiyiz. Biz, bu aziz milletin huzur ve kardeşlik, refah ve bereket talebinin ifadesiyiz. Bir kişi, bir parti ya da bir kesimin değil, milletin ortak aklının, ortak çıkarlarının, ortak değerlerinin sesiyiz. Biz, dik durmaya devam edeceğiz ve millet, kaderini eline alacak. Türkiye, adaletin ve hürriyetin, birliğin ve kardeşliğin ülkesi olacak. Yarın güneşin doğacağını bildiğim gibi biliyorum ve inanıyorum: Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu.Silivri Zindanı.”

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..