'Kara para' soruşturmaları Cuneyd Zapsu'ya dayandı
Holdinglere yönelik "kara para" soruşturmaları derinleşiyor. Eski Şişecam yöneticisi Ahmet Kırman'ın ardından, AKP’nin kurucularından Cuneyd Zapsu da adliye koridorlarından geçti. Zapsu enerji alanında Ciner'le dolaylı ortak olmuş, Ciner'in sağ kolu Saraç'la birlikte yine "kara para aklamak"la suçlanmıştı...'Kara para' soruşturmaları Cuneyd Zapsu'ya dayandı: Ciner'in gölgesinde hangi isimler var?
Washington’ın gölgesini Türkiye’ye taşıyanlardan biriydi Cuneyd Zapsu. Sermayeyi ikna eden, ABD kapılarını aralayan, siyasal İslam’ı küresel piyasalara “yatırım fırsatı” gibi sunan kişiydi o.
Uzun yıllar boyunca kimse Zapsu’ya dokunamadı. İsminin geçtiği dosyalar hiçbir zaman davaya dönüşmedi, MASAK raporları bir köşede tozlandı.
Ama bugün tablo farklı. AKP içindeki çatlaklar büyürken, bir zamanlar “dokunulmaz” sayılan isimler bile savcı odalarına çağrılıyor. Kara para soruşturmalarının son halkası, Zapsu’yu da içine aldı.
Patronlar adliye koridorlarında
Holdinglere yönelik "kara para" soruşturmalarının son halkaları Can ve Ciner olmuştu. İki holdinge yönelik yıllardır yürütüldüğü anlaşılan soruşturma henüz tamamlanmış değil.
Bugün Can Holding'e yönelik yeni bir gözaltı operasyonu başlatıldı.
Soruşturmanın Ciner Holding ayağındaysa ifadesine başvurulan iki patron dikkat çekti: Ahmet Kırman ve Cuneyd Zapsu.
Ahmet Kırman, Şişecam-Ciner ortaklığının mimarıydı. Ayrıca halihazırda Koç Holding yönetiminde yer alıyor. Ali Koç'un da geçen hafta cezaevindeki Atilla Ciner'i ziyaret ettiği biliniyor.
Kırman "şüpheli" sıfatıyla savcıya ifade verdi, mahkeme tarafından yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. Bu süreç Anadolu Ajansı tarafından duyuruldu.
'Şüpheli'yken 'tanık' olmuş
Türkiye, Cuneyd Zapsu'nun soruşturmaya dahil edildiğiniyse dün gece gazeteci Barış Terkoğlu'ndan öğrendi.
Terkoğlu'nun aktardığına göre, yurtdışında bulunan Zapsu için önce yakalama kararı çıkarıldı. AKP'nin kurucuları arasında yer alan, iktidara giden yolda ABD ve büyük patronlardan icazet alınmasında kritik rol oynayan Zapsu, bir telefonla ulaşılabilecekken hakkında mahkeme kararı çıkarılmasına tepki gösterdi. Bürokrasi ve siyasetten bazı isimlerle temasa geçti. Bu aşamadan sonra yakalama kararı kaldırıldı ve Zapsu "tanık" sıfatıyla ifade verdi.
Enerjiden medyaya uzanan dostluk
Savcılıkta Zapsu'ya hangi soruların sorulduğu henüz bilinmiyor ama Zapsu-Ciner ilişkisi bilinen bir gerçek.
Alman enerji tekeli RWE, 2010 yılında Ciner'e ait enerji şirketlerine ortak olarak Türkiye'ye girdi. RWE bu süreçte yalnız değildi. Henüz iki yıl önce AKP'deki yöneticilik görevlerinden istifa eden Cuneyd Zapsu bu yatırımın aracısı ve bir enerji patronu olarak parçasıydı.
RWE-Zapsu-Ciner üçlüsü Afşin'de kömür havzasından Denizli'de elektrik santraline hatta hayata geçmese de Nabucco projesine kadar birçok rantı birlikte bölüştü.
Bu ortaklıkla enerjide hızla büyüyen Ciner, medyada da atılıma geçti. Ciner'in bu süreçteki sağ kolu, daha sonra "Alo Fatih" olarak bilinecek olan Fatih Saraç'tı.
Ciner Medya'nın başına getirilen Fatih Saraç, BİM mağazalarının kuruluş günlerinden beri Cuneyd Zapsu ile çok yakındı. Daha sonra Zapsu ve Saraç BİM'deki hisselerini sattı ama Saraç sektörden ayrılmadı. Ciner ile birlikte UCZ adında yeni bir market zinciri kurdu. Uzun yıllar işlettikten sonra da bu zinciri Şok'un sahibi Ülker'e devretti.
Zapsu ve Ciner arasında köprü vazifesi gören Saraç, halen Ciner'e ait Kasımpaşa Spor Kulübü'nün başkanı.
Bu nedenle geçtiğimiz günlerde Saraç da "şüpheli" sıfatıyla ifade verdi ve adli tedbirle serbest bırakıldı.
Zapsu 'kara para' suçlamasına aşina
Öte yandan Fatih Saraç ve Cuneyd Zapsu ilk defa "kara para"yla ilişkilendirilmiyor.
İkiliye 90'lı yıllardaki BİM ortaklığında eşlik eden isimlerden biri Yasin El Kadı'ydı.
ABD, 11 Eylül saldırılarının ardından "terör" listesine aldığı için Kadı'nın Türkiye'deki tüm mal varlığı donduruldu. Yıllar sonra MASAK raporlarının ortaya çıkardığı ilişkiler yumağı gösterdi ki Yasin El Kadı Türkiye'deki faaliyetlerine hiç ara vermemişti. Zapsu ve Saraç üzerine kurulan şirketler aracılığıyla kâr etmeye devam etmiş, sık sık yapılan hisse transferleriyle de bu bağ gizlenmişti.

Açık kaynaklardan da takip edebilen bu ortaklık ilk olarak 2006 yılında CHP'nin suç duyurusuyla yargıya taşındı. Yöneltilen suçlamaların başında kara para aklama geliyordu. Ancak yargı peşine düşmedi, dosya çöpe atıldı.
Zapsu-Saraç-Kadı ortaklığı, AKP ile eski ortağı Gülen Cemaati arasında kavganın patlak verdiği 17-25 Aralık 2013'te bir daha gündeme geldi. Cemaatçiler bir koz elde etmek için Kadı'yı dinlerken, Kadı'nın ortağı Saraç'ın Erdoğan'dan talimat aldığı o ünlü tapeye ulaşmıştı. Ancak bilek güreşini AKP'nin kazanması üzerine dosyanın üzeri bir kez daha kapatıldı.
Zapsu AKP için neden önemli?
23 yıl önce AKP'nin iktidara hazırlandığı süreçte Cuneyd Zapsu'ya düşen görev, siyasal İslamı büyük patronlara ve emperyalist odaklara pazarlamaktı.
Zapsu önce Bülent Eczacıbaşı'nı ikna ederek TÜSİAD üyesi 8 patronla Erdoğan'ı özel bir yemekte buluşturdu. Bu yemekte patronlara yepyeni bir Tayyip Erdoğan'a destek çağrısında bulunuldu.
Sonra ABD yolu tutuldu. Burada da Erdoğan'ı Washington kulislerine sokan kritik isimlerden biri Zapsu'ydu.

ABD ziyaretinden sonra Can Paker'in evinde düzenlenen bir toplantıda Amerikalı spekülatör ve küresel çapta siyasi dizayn girişimcisi George Soros ağırlandı. Buluşmaya şu isimler de katıldı: Isak Alaton, Güler Sabancı, Taha Akyol, Eser Karakaş, Ali Koç, Ayşe Buğra Kavala, Cem Boyner, Bülent Eczacıbaşı ve Cuneyd Zapsu. Bu yemeğin konusu da siyasal İslam'dı.
İlerleyen yıllarda Irak işgaline desteğin mimarı da, AKP iktidarının sallandığı 2015'de ABD'ye "Delikten aşağı süpürmek yerine Erdoğan’ı kullanın" aklını veren de oydu.
AKP'nin iktidar yolculuğunun karmaşık dinamikleri, büyük sermayenin desteği ve dış faktörlerin AKP'nin iktidara gelmesinde nasıl etkili olduğuna dair detayları "Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli"nde izleyebilirsiniz: