Özelleştirme geliri kamusal varlıkların satışının hızlanacağını gösteriyor!

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 17 Ekim'de Meclis'e geliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz tarafından açıklanacak bütçe ödeneklerinde, 18,9 trilyon liralık harcama hedeflenirken, 2,7 trilyon liralık açık öngörülüyor. Bütçe harcamalarının 12 trilyon liralık büyük bir kısmı borç, faiz ödemeleri, SGK ve KİT açıklarına ayrılacak. Özelleştirme gelirleri ise 2024 yılına göre 11 kat artışla 185 milyar liraya çıkarılarak kamusal varlıkların satışının hızlanacağı sinyalini veriyor...

2026 bütçesi 17 Ekim'de Meclis’te: Harcamaların
yüzde 60’ı faiz ve borç ödemesine gidecek 

2026 yılı bütçesi, 17 Ekim'de TBMM'ye sunuluyor. Orta Vadeli Programı (OVP) hedefine yönelik bütçe, memur maaşlarından borç ödemelerine kadar birçok kalem kapsıyor. Bütçedeki yüksek faiz ve borç ödemeleri ile hedeflenen büyük açık, Türkiye ekonomisinin borçlanmanın kalıcılığını sürdüreceğini gösteriyor.

2026-2028 OVP'ye göre, 2026 bütçe harcamaları 18 adet 928 milyar lira olacak. Gelecek yıl 16 ürünleri 216 milyar lira gelir bütçesindeki açık hedef ise 2 ürünü 712 milyar lira. 2025 bütçesinde yıl sonunda 1,9 liralık bütçe açığının OVP'de 2 terapisinin 208 milyar liraya yükseltilmesi, 2026 bütçesindeki açık hedefin tutmayacağını, bugün daha fazla borçlanmaya gidileceğini gösteriyor.

ÖZELLEŞTİRME GELİRİ 9'A KATLANACAK

2026 Merkezi Yönetim Bütçe ödenek kalemlerine bakıldığında kamuda çalışan 5 milyonu aşkın memur, işçi ve sözleşmeli personelin maaşları için 4,9 trilyon lira ayrılırken, borç ve faiz ödemeleriyle, SGK ve KİT’lerin açıklarına aktarılacak tutar 12 trilyon liraya ulaşıyor. Kaynakların ağırlıkla maaş, borç ve faiz ödemelerine ayrılacağı anlaşılan 2026 bütçesinde, devletin mal ve hizmet alımlarına 1,2 trilyon lira harcanacak. Kamu tüketiminin yüzde 11,1 artması öngörülen bütçe hedeflerine göre kamu tasarrufundaki artış hedefi ise sadece yüzde 0,3. Buna karşılık hazinenin borç ödemelerini, kamu açıklarıyla SGK ve KİT’lere kaynak aktarımlarını gösteren cari transferlere 6,8 trilyon, sermaye giderlerine 1,3 trilyon, sermaye transferlerine 523 milyar, SGK Devlet Primi ödemelerine 600 milyar ve nihayet faiz ödemelerine 2 trilyon 741 milyar lira ödenek ayrılıyor.

2026 yılında 16,2 trilyon lira olarak hedeflenen bütçe gelirlerinin 13,7 trilyonluk kısmı vergi gelirlerinden karşılanacak. Diğer gelirler adı altında Yeniden Değerleme Oranı (YDO) düzeyinde artırılacak idari para cezaları, trafik cezaları, kamu alacaklarındaki gecikme cezaları, ceza faizleri, damga, resim ve harçlardan beklenen gelir tutarı ise 2 trilyon 433 milyar lira.

2024’te 18 milyar, 2025’te 21 milyar lira olan özelleştirme gelirlerinin 2026 bütçesinde 2024’e göre 11 kat, 2025’e göre yaklaşık 9 kat artışla 185 milyar liraya (4,5 milyar dolar) ulaşması öngörülüyor. 2026’da özelleştirme geliri hedefinin olağanüstü artırılması, bir kısmı Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen eldeki son kamu varlıklarıyla KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsü) enerji ve köprü-otoyol-liman-havaalanı vb. altyapı tesislerinin, devlete, hazineye ve Milli Emlak’a ait değerli kamu taşınmazlarının, sahil ve koyların satışa çıkartılacağını gösteriyor.

SEBZE VE MEYVEDE FAHİŞ FİYAT VE KITLIK SİNYALİ

Türkiye’nin yaş sebze ve meyve üretiminde aslan payına sahip Antalya’da, hallerde işlem gören sebze ve meyvelerin miktar ve fiyatlarını kapsayan endeksin eylül verileri, market ve manavlarda, semt pazarı tezgahlarında çok ciddi ürün sıkıntısı ve fahiş fiyat artışları yaşanacağını işaret ediyor.

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) hallerinde işlem gören domates, meyve, sebze hal endeksi aylardır sebze-meyvede yaşanan üretim düşüşü, fiyat artışı sorununun kış aylarında daha da büyüyeceğini gösteriyor. Bazı ürünlerde üç haneli rakamlara ulaşan fiyat artışlarında yaşanan don felaketinde binlerce ton ürünün tarlada-bahçede heba olması, olağanüstü kuraklık yaşanması ve yüksek enflasyonla artan girdi maliyetlerinden dolayı pek çok üreticinin üretimden kopması etkili oldu. Yaz aylarında bile fiyatı düşmeyen domates, biber gibi temel sebzelerin yanı sıra kiraz, şeftali, çilek, üzüm, kavun-karpuz vb. yaz meyveleri de geniş kesimler için erişilmez hale geldi.

Kışa kızılırken turfanda portakal, mandalina gibi narenciye egzotikde, ıspanak, pırasa, kereviz vb. kış sebzelerinde de benzer tablonun konusu. ATB'nin açıkladığı Antalya Hal Endeksi verileri hallerde işlem gören miktarın düştüğünü, fiyatların hızla arttığını ortaya koyuyor. Domatesin yıllık miktarı yüzde 2,5 artarken fiyattaki artış yüzde 3,14 oldu. Meyvede yıllık miktar endeksi artışı yüzde 11,84, fiyat endeksindeki artış ise yüzde 63,72 oldu. Eylül ayında ise aylık miktar rejiminde sebzelerde yüzde 10,28 artarken, domateste yüzde 6,55, meyvelerde yüzde 8,2 düştü. Eylül ayındaki domatesteki aylık işlem miktarı miktarı bir önceki aya göre yüzde 6,55 azalırken, fiyat endeksi 12,21 artış gösterdi. Domatesteki bu veriler son 7 yılın dip noktasıdır.

Eylül meyvede işlem miktarı yüzde 8,2 oranında fiyat endeksi 0,69 arttı. Sebzede hem miktar endeksi yüzde 10,28 hem de işlem tablosunda 10,57 arttı.

Antalya'dan gelen veriler sebze-meyvede üretimin gerilediğini, hallere gelen ürün miktarının azaldığını, fiyatların hızla arttığını ortaya koyuyor. Bu durum, süreç sürecinin daha yüksek fiyatla daha az sebze-meyveye erişilebildiğini, bazı ürünlerde kıtlık-yoklukta yaşanabileceğini, gıda enflasyonunun patlamaya devam ettiğini gösteriyor.

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..