Bu Dini Sömürüdür
TÜRBANA ÖZGÜRLÜK!
Suay Karaman
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
AKP iktidarı ile MHP'li işbirlikçileri ve DTP'li destekçileri tarafından türbana özgürlük olarak gündeme oturtulan girişimin gerisinde, din sömürüsü yaparak, din kılığına bürünmüş karanlık bir ideoloji doğrultusunda bilinçleri kirletmek yatmaktadır.
Yapılacak değişikliğe göre, üniversiteye kadar başı açık olan kız öğrenciler, üniversite öğrenimi süresince başını örtecek, bitirince eğer kamu alanında çalışmak istiyorsa tekrar açacak.. AKP ile MHP'nin "özgürlük" olarak yutturmak istedikleri bu durum, toplumu kandırmaktan başka bir şey değildir.
Ülkemizin ve üniversitelerimizin çok büyük sorunları varken, bütün her şeyi bir yana bırakarak, sadece siyasal simge olan türban denen bir bez parçasıyla ilgilenmek, AKP iktidarının işine gelmektedir. Yaklaşan ekonomik kriz, yolsuzluk, yoksulluk, sosyal güvenlik yasası, vakıflar yasası unutturulmak istenmektedir.
AKP tarafından ortaya atılan her öneriye balıklama atlayan ve destekleyenler, siyasal simge türban konusunda da bilinen ve beklenen tutumlarını göstermişlerdir. Siyasal simge olan türbanı yasalaştırmak isteyenler, laik cumhuriyeti ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar. Okyanus ötesinden verilen talimatlarla işbirliği yapanların misyonu belli olmuştur. Emperyalizmin kucağına oturarak, milliyetçilik yapanların maskesi düşmüştür.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Temmuz seçimleri öncesinde AKP ve genel başkanı için "inanç hortumcusu" demişti. Attığı iple, inanç hortumuna tutanan Bahçeli, AKP ile yaptıkları türban işbirliğini eleştirenleri "ciddi ruhsal problemi olmak"la suçladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay'ın; "türban konusunda biz ne yaptığımızı biliyoruz, maliyetini de ödemeye hazırız, hasadını da yapacağız" demesi, niyetlerini açıkça ortaya çıkartmıştır.
Bugün siyasal simge olan türbanı yasallaştırmak isteyenler, yarın kara çarşafa, burkaya, sarığa karşı da işbirliği yaparak, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı suç işlemeye devam edeceklerdir.
Çok masum olarak, sadece üniversite ile ilgili görülen ancak laik toplum düzenini yıkmayı hedef alan çok kritik bir düzenleme yapılmaktadır. Yapılan bu düzenlemenin yanlış olduğunu söyleyen Rektörlere "amuda da kalksalar" demek, bilimden payını alamamış zavallıların çırpınışıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, Danıştay Başkanlar Kurulu'nun, Yargıtay'ın uyarılarını dikkate almamak, ateşle oynamaktır. Birçok Demokratik Kitle Örgütü, yapılan anayasa değişikliğine karşı tavır almışlardır. Ancak siyasal iktidar, "yasamanın üzerinde güç yoktur" diyerek, ülkeyi kaos ortamına sokarak, sivil darbe girişiminde bulunmaktadır.
AKP milletvekili Fatma Şahin, "Türbanda adım adım gideceğiz, önce mezuniyet, sonra memuriyet" demiştir.. Başka bir AKP milletvekili Hüsnü Tuna; " Üniversitelerde kılık kıyafet serbest olursa, kamu hizmetinde yasak devam eder mi? İnşallah hedefimiz kamu hizmetlerinde de, yani kamu hizmeti veren personellerde de böyle bir yasağın olmamasıdır. Bu utanç verici bir şey diye düşünüyorum ben." demiştir. AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış ise, türbanın mecliste de serbest olmasını savunmuştur. Türbanın ardından imam hatip liselerinin de dahil olduğu meslek liseleri grubuna, üniversiteye girişte uygulanan katsayı farkının kaldırılması gündeme gelecektir.
Bütün bu olumsuz gelişmeler karşısında, Atatürk'ün kurduğu laik ve demokratik cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatmak için tüm demokratik kitle örgütlerinin ve halkımızın, emperyalist oyunlara karşı uyanık olarak, güç birliği yapmaları gerekmektedir.
