Saray'ın Başdanışmanı Uçum eylemleri hedef aldı: 'Emperyalist proje'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, "Batılı ideolojik merkezlerin sokak hareketleri için el kitapları hazırlatarak hedef ülkenin vatandaşlarına dağıttığını" öne sürdü ve "hedef ülke gençlerinin kitle gücü olarak kullanıldığını" iddia etti...Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum
eylemleri hedef aldı: 'Emperyalist proje'
19 Mart sabahı
içlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da
bulunduğu 100'den fazla isim hakkında, "yolsuzluk" ve "terör"
soruşturmaları kapsamında gözaltı kararı verildi. AKP iktidarının keyfi
ve hukuksuz adımlarına karşı yüz binlerce yurttaş sokaklara çıktı.
Eylemler hedef gösterilirken, yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Şimdi de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, eylemlerin "emperyalist projeler" olduğunu iddia etti. "Batılı ideolojik merkezlerin sokak hareketleri için el kitapları hazırlatarak hedef ülkenin vatandaşlarına dağıttığını ve gençliğin ana aktör seçildiğini" öne süren Uçum, "sorgulayan gençlerin emperyalist projelerin etkisinden kurtulduğunu" söyledi.
Uçum, ivil itaatsizlik eylemlerinin Soğuk Savaş'ın ardından emperyalist odaklarca kullanılan bir araç olduğunu ifade etti ve "Milli devletleri zayıflatma projelerinde hedef ülke gençleri kitle gücü olarak kullanılıyor" dedi.
'Devletleri zayıflatma projelerinde hedef ülke gençleri kitle gücü olarak kullanılıyor'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya üzerinden "Yeni nesil sokak eylemleri emperyalist projedir" başlıklı bir yazı yayımladı.
Uçum, İstanbul'daki "terör" ve "yolsuzluk" soruşturmalarından sonra halkın AKP iktidarının hukuksuzluğuna karşı sokaklara çıkması hakkında açıklamada bulundu. Uçum, söz konusu eylemlerin demokratik hakkın kullanılması olarak görülmesine karşın "işin aslının öyle olmadığını" iddia etti.
Yirminci yüzyılın sonunda sivil itaatsizlik ve sokak eylemlerine başka bir mana ve misyon yüklendiğini söyleyen Uçum, "Sivil itaatsizlik kavramının hak talebi boyutu yok edildi, itaatsizlik kısmı milli devletlere isyanın temel aracına dönüştürüldü" değerlendirmesinde bulundu.
"Batılı ideolojik merkezlerin sokak hareketleri için el kitapları hazırlatarak hedef ülkenin vatandaşlarına dağıttığını ve gençliğin ana aktör seçildiğini" öne süren Uçum, yazısına şöyle devam etti:
"Sokak eylemleri gençliğe cazip gösteriliyor. Eylem için eylem yapmak amaç haline getiriliyor. Eylemin hedefi ve sonucu değil ‘eylem önemli’ duygusu güçlendiriliyor. Eylem yapmanın çekiciliğini artırmak için semboller kullanılıyor. Örneğin gaz maskeli semazen figürü, pikachu karakteri, polis önünde evlenme teklifi, örümcek adam kostümü, kırmızı elbiseli kadın, eylem piyanosu geçmişten bugüne sembolizm için kullanıldı. Bunlar tümüyle profesyonel işlerdir ve bir senaryoya dayanıyor.
Gençlere eylemlerde yer almanın en anlamlı varoluş olduğu zerk ediliyor. Gençler eylemlerin öznesi ama eylem stratejilerinin nesnesi haline getiriliyor. Böylece milli devletleri zayıflatma projelerinde hedef ülke gençleri kitle gücü olarak kullanılıyor."
'Ülkemiz gençliğinin büyük çoğunluğu emperyalist tuzaklara düşmüyor'
Uçum, "Ancak emperyalizmin gençleri, aidiyetini ve kimliklerini yok ederek kolayca şekillenen ve manipüle edilen bir kitleye dönüştürme çabası her zaman başarıya ulaşmıyor" dedi ve "sorgulama devreye girdiğinde gençlerin çoğunluğunun emperyalist operasyonlara karşı tutum alabildiğini" savundu.
Gençlerin sosyal ve siyasal katılım hakları güçlendikçe emperyalist projelerin etkisinden daha kolay kurtulduğunu" öne süren Uçum, "Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı için 18 yaşın yeterli olması gençlerimizi güçlendiriyor ve özgüven veriyor. Demokratik katılım geliştikçe ve tarih bilinci devreye girdikçe gençlerimizin yurtseverlik bağı ve ülkeye aidiyetleri güçleniyor. Bu nedenle ülkemiz gençliğinin büyük çoğunluğu emperyalist tuzaklara düşmüyor ve düşmez" ifadelerini kullandı.
'Nihilist sivil itaatsizlik eylemleri kaos hedeflidir'
"Sivil itaatsizliğin soğuk savaştan sonra emperyalizmin ideolojik araçlarından biri olduğunu" söyleyen Uçum, "Soğuk savaş sonrasının 'turuncu devrimleri', 'Arap baharları' bu amaçla teşvik ve tahrik edildi. Türkiye’de emperyalist bir planlamayla yapılan gezi eylemi de yıkıcı sivil itaatsizliğin tipik örneğidir. Gezi benzeri eylemler başta Brezilya başka ülkelerde de pazarlandı" dedi.
Uçum, "Nihilist sivil itaatsizlik eylemleri kaos hedeflidir" yorumunda bulundu ve "Bu eylemlerle güvensizlik ortamı ve yönetim zafiyeti oluşturarak emperyalizme hizmet edecek bir iktidar değişikliği amaçlanır. Bu açıdan Ukrayna örneği ibretliktir" ifadeleriyle devam etti.
"Bahse konu eylemlerin pozitif hukuk açısından suç sayıldığını ve şartlar değişse bile eylemlerin suç niteliğinin ortadan kalkmayacağını" savunan Uçum, açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:
"Bunlar hedef alınan ülkeye ve topluma karşı tahripkar eylemleridir ve bu tahribat milletin tarih bilincinde kalıcı izler bırakır. Toplumda ve bireylerde travmalar oluşturur, üzerinden çok zaman geçsede affedilmez veya hoş görülmez. Bu tip eylemler hiç bir zaman hukukun koruması altında olamazlar.
Hukuk içinde yapılan hak ve adalet talepli sivil eylemler ise meşru düzeni geliştiren bir işlev görür. Demokrasiyi ve sosyal adaleti güçlendirir, bunlar demokratik toplumun gereği olan eylemlerdir bu nedenle hukukun koruması altındadır.
Hak ve adalet talepli sivil eylemler ile günümüzde emperyalist proje olan sivil itaatsizlik eylemleri arasındaki nitelik farkını görmek gerekir. Bunu görmeyenler veya reddedenler emperyalizmin ideolojik aygıtlarının ve projelerinin çok kullanışlı aparatları ve aktörleri haline gelir."
