SINIR ÖTESİ
Herşey Apaçık Ortadadır
Suay Karaman
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Irak'ın kuzeyinden çekiliş biçimi ülkede büyük bir tartışma yarattı. Yapılan bu harekat, ABD'nin dayatmasıyla mı, yoksa kendi irademizle mi bitirildi tam olarak netlik kazanamadı. ABD Savunma Bakanının "operasyonu kısa kesin" buyurmasının ve eşzamanlı olarak ABD Başkanının CNN'den yaptığı açıklamada "get out" (defol) ifadesini kullanmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekata son vermesi değişik duygu ve yorumlara yol açmıştır.
Dünya jandarması ABD'ye ekonomik ve teknolojik yönden bağımlı olunca, bu tür söylentilerin gerçek olup, olmadığını anlamak zordur. İşte tam bağımsızlık olgusu, burada her zamankinden daha çok önem taşımaktadır. 1950'lerden beri Marshall yardımları ve diğer uygulamalarla Türkiye'yi ABD'nin kucağına oturtan siyasi yöneticiler, ülkemizi bugünkü acınacak duruma getirmişlerdir.
AKP'nin sipariş verdiği anayasa taslağı, ABD'nin New York Columbia Üniversitesi'nde, organizasyonunu Fettullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen bir kuruluş tarafından yapılan konferansta, masaya yatırılarak tartışılmıştır. Konferansa konuşmacı olarak, AKP'den iki milletvekili ile sipariş üzerine anayasa hazırlayan komisyonun başkanı ve bazı yabancı öğretim üyeleri katılmışlardır. Hazırlanan anayasa taslağını bile önce ABD'de açıklayan bir ülkenin siyasi yöneticileri, askeri harekatın sona ermesi ile ilgili ne söyleseler boştur. Her şey apaçık ortadadır.
Harekatın sona erdirilmesinden sonra başlayan muhalefet partileri ile askeri yetkililer arasındaki düzeysiz söz düelloları da, siyasi iktidarı sevindiren bir durumdur. Gerek askeri, gerekse muhalefet yetkilileri sözlerinde daha dikkatli ve yapıcı olmalıdırlar. Ülke çıkarları ve vatan sevgisi bunu gerektirmektedir.
Ancak bütün bu olanların ardında bilinen bir gerçek var ki, Türk Silahlı Kuvvetleri dondurucu soğuğa karşılık, disiplinli ve özverili biçimde, dünyaya örnek bir harekata imza atmıştır. Harekata katılan tüm askerlerimiz övünç kaynağımız olmuştur.
Bu harekattan rahatsız olan ABD, ülkemizin birliğini bozmaya yönelik yeni planlar peşindedir. Türk askerlerinin başına çuval geçirmekten sorumlu ABD'li general, şimdi de PKK ile görüşmelere başlanmasını savunarak, bu kez çuvalı Türkiye'nin başına geçirmek istemektedir. ABD'nin Irak'tan sorumlu bir oramirali ise; "PKK sorununa uzun dönemli bir çözümün, bir çeşit uzlaşıyla bulunması gerekir" demiştir. ABD Savunma Bakanı da, "askeri harekatın yanı sıra Türkiye'de yaşayan Kürtlerin sıkıntılarına çözümler üretilmesi gerek" demiştir. Acaba ABD yönetimi kendi ülkelerinde yaşayan zencilerin, Kızılderililerin ve yabancıların sıkıntılarına çözüm üretmiş midir?
Bir Zenciyi başkanlık seçiminde aday adayı yapmakla sıkıntılar çözülüyor mu?
Tarihi zaferlerle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri ile sınır ötesinde teröre karşı başarılı bir mücadele yürüttük. Tüm demokratik kitle örgütlerinin, tüm ulusal güçlerin bir araya gelerek sınır içinde de ortaçağ karanlığına karşı ortak mücadele yürütmelerinin zamanı gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığa doğru yolunda emperyalistlere yeniden ders vermenin zamanı gelmiştir. Emperyalistlere karşı tüm demokrasi güçleriyle birlikte yeni bir kurtuluş savaşına başlamanın zamanı gelmiştir..
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Irak'ın kuzeyinden çekiliş biçimi ülkede büyük bir tartışma yarattı. Yapılan bu harekat, ABD'nin dayatmasıyla mı, yoksa kendi irademizle mi bitirildi tam olarak netlik kazanamadı. ABD Savunma Bakanının "operasyonu kısa kesin" buyurmasının ve eşzamanlı olarak ABD Başkanının CNN'den yaptığı açıklamada "get out" (defol) ifadesini kullanmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekata son vermesi değişik duygu ve yorumlara yol açmıştır.
Dünya jandarması ABD'ye ekonomik ve teknolojik yönden bağımlı olunca, bu tür söylentilerin gerçek olup, olmadığını anlamak zordur. İşte tam bağımsızlık olgusu, burada her zamankinden daha çok önem taşımaktadır. 1950'lerden beri Marshall yardımları ve diğer uygulamalarla Türkiye'yi ABD'nin kucağına oturtan siyasi yöneticiler, ülkemizi bugünkü acınacak duruma getirmişlerdir.
AKP'nin sipariş verdiği anayasa taslağı, ABD'nin New York Columbia Üniversitesi'nde, organizasyonunu Fettullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen bir kuruluş tarafından yapılan konferansta, masaya yatırılarak tartışılmıştır. Konferansa konuşmacı olarak, AKP'den iki milletvekili ile sipariş üzerine anayasa hazırlayan komisyonun başkanı ve bazı yabancı öğretim üyeleri katılmışlardır. Hazırlanan anayasa taslağını bile önce ABD'de açıklayan bir ülkenin siyasi yöneticileri, askeri harekatın sona ermesi ile ilgili ne söyleseler boştur. Her şey apaçık ortadadır.
Harekatın sona erdirilmesinden sonra başlayan muhalefet partileri ile askeri yetkililer arasındaki düzeysiz söz düelloları da, siyasi iktidarı sevindiren bir durumdur. Gerek askeri, gerekse muhalefet yetkilileri sözlerinde daha dikkatli ve yapıcı olmalıdırlar. Ülke çıkarları ve vatan sevgisi bunu gerektirmektedir.
Ancak bütün bu olanların ardında bilinen bir gerçek var ki, Türk Silahlı Kuvvetleri dondurucu soğuğa karşılık, disiplinli ve özverili biçimde, dünyaya örnek bir harekata imza atmıştır. Harekata katılan tüm askerlerimiz övünç kaynağımız olmuştur.
Bu harekattan rahatsız olan ABD, ülkemizin birliğini bozmaya yönelik yeni planlar peşindedir. Türk askerlerinin başına çuval geçirmekten sorumlu ABD'li general, şimdi de PKK ile görüşmelere başlanmasını savunarak, bu kez çuvalı Türkiye'nin başına geçirmek istemektedir. ABD'nin Irak'tan sorumlu bir oramirali ise; "PKK sorununa uzun dönemli bir çözümün, bir çeşit uzlaşıyla bulunması gerekir" demiştir. ABD Savunma Bakanı da, "askeri harekatın yanı sıra Türkiye'de yaşayan Kürtlerin sıkıntılarına çözümler üretilmesi gerek" demiştir. Acaba ABD yönetimi kendi ülkelerinde yaşayan zencilerin, Kızılderililerin ve yabancıların sıkıntılarına çözüm üretmiş midir?
Bir Zenciyi başkanlık seçiminde aday adayı yapmakla sıkıntılar çözülüyor mu?
Tarihi zaferlerle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri ile sınır ötesinde teröre karşı başarılı bir mücadele yürüttük. Tüm demokratik kitle örgütlerinin, tüm ulusal güçlerin bir araya gelerek sınır içinde de ortaçağ karanlığına karşı ortak mücadele yürütmelerinin zamanı gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığa doğru yolunda emperyalistlere yeniden ders vermenin zamanı gelmiştir. Emperyalistlere karşı tüm demokrasi güçleriyle birlikte yeni bir kurtuluş savaşına başlamanın zamanı gelmiştir..
