Sapır sapır dökülen 'deliller'

Balyoz davasının ana kanıtlarını dijital belgeler teşkil ediyor. Bu dijital belgelerdeki zaman çelişkileri şüpheye yer bırakmayacak şekilde belgelerin “kurgu” olduğunu ispatlıyor. Birkaç gün önce 163 kişinin tutuklanmasında kaynak gösterilen, Gölcük’te torbalardan çıkan dijital belgeler de içinde birçok çelişki barındırıyor.



Sapır sapır dökülen 'deliller'



Balyoz davası kapsamında “kurgu” olduğu kanıtlanmış belgelerle, yanlışlığı gün yüzüne çıkmış iddialarla 163 kişi daha tutuklandı. Dava dosyasındaki çelişkiler her geçen gün artıyor.

Son olarak 163 kişinin tutuklanmasıyla gündeme ortan Balyoz Darbe Planı’na ait dava dosyası içindeki inanılmaz hatalarla göze çarpıyor. İlk günden bu yana davaya kanıt niteliği taşıyan belgelerdeki çelişkiler ana akım medya tarafından görmezden gelindi. Ancak buna rağmen son tutuklama dalgasının hemen öncesinde ortaya atılan iddialar, kamuoyunda iddianamenin güvenilirliğine ilişkin bir tartışma başlatmıştı.

Soruşturmanın gizliliği gerekçesiyle belgelerin iddianame kabul edilene kadar şüpheliler ile paylaşılmadığı, Emniyetin soruşturma aşamasında Balyoz belgeleri hakkında binlerce sayfa tespit raporu hazırlamasına rağmen, tutarsızlık ve çelişkilerden tek bir tanesini bile tespit etmediği biliniyor. Yalnızca üstveriler üzerinden yapılan bir analiz ile belgelerin ne zaman ve kimler tarafından hazırlandığı saptanamayacağı halde TÜBİTAK’ın belgelerin gerçekliğine dair rapor hazırladığı, belgelerin sahte olduğunu gösteren kanıtların adli emanate kaldırılıp erişimine engel olunduğu görülüyor.

Belgeler tutarsızlıklarla dolu
Balyoz davasının ana kanıtlarını dijital belgeler teşkil ediyor. Bu dijital belgelerdeki zaman çelişkileri şüpheye yer bırakmayacak şekilde belgelerin “kurgu” olduğunu ispatlıyor. Birkaç gün önce 163 kişinin tutuklanmasında kaynak gösterilen, Gölcük’te torbalardan çıkan dijital belgeler de içinde birçok çelişki barındırıyor.

1. Medyada yer alan Gölcük’ten 10 çuval, başka bir ifadeyle 43 klasör dolusu Balyoz belgesi çıktığına dair haberler de gerçeği yansıtmıyor. Belgelerle ilgili tutanakta Balyoz davasına kanıt oluşturacak nitelikte yalnızca 2 tane CD, 1 adet hard disk ve 12 Eylül 2002 tarihli, Bursa İli ve İlçelerinde Görevli Mülki Amir ve Bld. Başkanlarının durumu” başlıklı Yüksel Gürcan imzalı 3 sayfalık bir evrak çıktığı belirtiliyor.

2. Gölcük’ten çıkan ve Balyoz planına yeni kanıt olarak gösterilen “CANER BEN_1.doc” isimli Word belgesinin üstverisine göre belge, C.BENER kullanıcı adı ile ilk defa 14 Aralık 2002′de oluşturulmuş ve en son Cem Gürdeniz kullanıcı adı ile 20 Ocak 2003′de kaydedilmiş.

Öncelikle belgedeki harf hataları göze çarpıyor. “T.C. Roma Büyükelçiliği Silahlı Kuvvetler Ateşeliği” başlıklı belgede “ataşe” sözcüğündeki yazım yanlışı dikkat çekiyor.

Ayrıca bu belgede bir subay, henüz o tarihte var olmayan ve Temmuz 2004’de kurulan CC MAR NAPLES’da görevli olarak listeleniyor. Bu da belgenin iddia edildiği gibi 2002’de oluşturulmadığını kanıtlıyor.

3. Bu belge gibi daha pek çok belgeyi son kaydeden olarak görünen Cem Gürdeniz’in, o dönem 3. Muhrip Filotilla Komodoru ve belgelerin son kaydedildiği tarihte (15 Eylül 2002-11 Kasım 2002 tarihleri ve 27 Aralık 2002-5 Şubat 2003 tarihleri arasında) “Karadeniz Özel Görevi” ile denizde olması da dikkat çekiyor. O dönemde gemilerde internet/intranet bağlantısı olmadığı da bilindiğinden, Gürdeniz’in denizdeyken bu 46 tane Suga belgesini son olarak kaydetmiş olması mümkün değil.

4. İddialara göre Balyoz darbe planı kapsamında dönemin Donanma Komutanı Özden Örnek’in hazırladığı Suga planı ile ilgili toplantılara katılanlarla ilgili bir belgede adı bulunan Barbaros Büyüksağnak’ın iddia edilen toplantı tarihinde 1 seneliğine EUROMARFOR Karargahı’nda (Roma/İtalya) yurtdışı görevinde olduğu ve bu süre içinde Türkiye’ye hiç giriş-çıkış yapmadığı biliniyor. Toplantı tutanağını oluşturduğu iddia edilen Erhan Şensoy’un da belgenin hazırlandığı tarihte “Reliant Mermaid-V” arama ve kurtarma tatbikatı için denizde ve toplantının yapıldığı tarihte İsrail Hayfa Limanı’nda bulunduğu görülüyor.

5. 2003 tarihli bir belgede bir personel TCG Alanya gemisinde çalışıyor gibi listelenmiş. Oysa, 2003’de Türk Donanması’nda böyle bir gemi olmadığı biliniyor. TCG Alanya gemisi, Almanya’da inşası tamamlandıktan sonra Türkiye’ye 2005 yılında getiriliyor.

6. 2003 tarihli başka bir belgede 2003’de NATO’da var olmayan ve Temmuz 2004’de kurulan bir askeri birimin adı geçiyor.

7. Gölcük’ten çıkan 1 no.lu CD’de bulunan “BİRİNCİ SINIF KAMU GÖREVLİLERİ VE DESTEK DURUMLARI hazine.doc” belgesinde, Hazine Müsteşarlığı’nda çalışanlar Balyoz’a destek durumlarına göre listeleniyor. Belgenin üstverisine bakılırsa belge en son 15 Şubat 2003 tarihinde kaydedilmiş. Ancak belgede “Genel Müdür” olarak adı geçen M.C.C. adlı şahsın, CD’nin hazırlandığı tarih olarak gösterilen 15 Şubat 2003’te Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Vekili olarak görev yaptığı, genel müdürlüğe Ekim 2006′da atandığı; “Müsteşar Yardımcısı” olarak listelenen N.B. adlı şahsın bu makama Ekim 2004’te geldiği, “Daire Başkanı” olduğu belirtilen F.Ö.’nün o tarihte Şube Müdürü olup ilgili makama Nisan 2004’te yükseldiği biliniyor. Bu örnekler gibi daha birçok ismin Şubat 2003’te, birkaç yıl sonra geldikleri pozisyonlarla anılması büyük bir tutarsızlık olarak göze çarpıyor.

8. Aynı CD’deki “BİRİNCİ SINIF KAMU GÖREVLİLERİ VE DESTEK DURUMLARI.doc” belgesinin üstverisine bakılacak olursa, belge en son 4 Şubat 2003’de kaydedilmiş. Oysa belgenin 37nci sırasında yeralan kişi için düşülen notta “7 şubat 2003’de muhafaza genel müdürü oldu” yazması dikkat çekiyor.

9. Kimi subayların çok sonraki yıllarda alacakları rütbeleri ile listelenmiş olması da büyük bir tutarsızlığı gözler önüne seriyor. “Hrp.Ak.Plan Çalışma Grubu.doc” isimli belgeyi hazırladığı iddia edilen kişi Z. Erdim İnal’ın belgenin hazırlandığı iddia edilen tarihlerde henüz Yüzbaşı olmasına rağmen, adının önüne terfi edeceği Yarbay rütbesini yazması, “AKSAZ. doc” isimli belgeyi hazırladığı iddia edilen kişi F. Can Yıldırım’ın Yarbay olmasına rağmen kendisine Albay yazmayı tercih etmesi, “SKY Teşkilat.doc” isimli belgeyi görünürde hazırlayıp arz eden N. Selçuk Güneri’nin de Yarbay olmasına rağmen, belgenin altına adını yazarken kendisini iki rütbe tenzil ederek Yüzbaşı olarak belirtmesi de bir başka tutarsızlık.

10. “EK_tefrik.doc” belgesini hazırladığı iddia edilen Sonay Akpolat’ın belgenin imza hanesine adını doğru yazmış olmasına rağmen, belgenin üstverisinde belgeyi hazırlayan kullanıcı adı olarak adını yanlış hatırlayarak “Sonay Polat” olarak yazması gibi, “HasasKontrol.doc” isimli belgeyi hazırlayan Feyyaz ÖĞÜTCÜ’nün de soyadını her yere ÖĞÜTÇÜ olarak yazması da dikkat çekiyor.



11. Balyoz’cuların Bursa’da el koyduğu iddia edilen aracın, el konulduğu iddia edilen tarihten 3 yıl sonra Bursa’ya geldiği ve 16 BEB 33 plakasını aldığı biliniyor. Belgede belirtilen özellikleri taşıyan 1998 model, Rover Freelander marka bir araç o sıralar İzmir’de bulunuyor ve 35 AR 6132 plaka numarasıyla kayıtlı. Ancak bu araç Bursa’ya 13 Nisan 2006’da nakledilerek belgede geçen plaka numarası ile tescil ediliyor.

Balyoz dava dosyasındaki diğer çelişkiler için Balyoz'un çelişkileri kitap oldu başlıklı haberimizi okuyabilirsiniz.


soL - Haber


➽ Paylaş:
“AKP zihniyetinin erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormusunuz?..”
Okurlara..