Hep birlikte koro halinde tatmin olanlar!

SEHVEN TATMİN OLMAK





Suay KARAMAN -

Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri



SivriSinekCaz27 Mart 2011 Pazar günü yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) bir milyon yediyüzbin öğrenci katılmıştır. Sınava girenlerin anneleri, babaları, kardeşleri ile birlikte yaklaşık sekiz milyon insan, bu sınava odaklanmıştır. Her aile, gözbebekleri olan çocukları için, bütün varlıklarını seve seve harcarlar; çocuklarına daha iyi bir eğitim, daha iyi bir iş, daha iyi bir hayat sağlamak için çalışırlar.

Ülkemizde yıllardan beri eğitim çok kötü koşullarda verilmektedir. Bugün üniversite öncesinde çocuklarımıza kendi tarihimizden, Ulusal Kurtuluş Savaşımıza, vatandaşlık bilincinden, düşünme alışkanlığına kadar bilgi ve yetenekleri veremiyoruz. Yaşadığı toplum ile dünyayı sorgulayamayan ve düşünmeyi öğretemeyen bir eğitim sistemi ile nasıl iyi vatandaş, iyi insan yetiştirilebilir? Böylesine zayıf yetişen çocuklarımız üniversiteye girebilmek için ezberciliğe dayalı, çoktan seçmeli ve neyi, nasıl ölçtüğü belli olmayan birtakım testlerden oluşan bir sınavla karşılaşıyor. Yıllardır hemen hemen herkesin benimsemediği bu sınav sistemine karşı, ciddi ve tutarlı bir seçenek henüz geliştirilememiştir. Çocuklarımızın okul öncesinden başlayarak gözlemlenmelerinin, çeşitli kriterlerle değerlendirilmelerinin, yeteneklerine ve isteklerine göre desteklenmelerinin, bütün bunların sonucuna göre de ilgili eğitim kurumlarına yönlendirilmelerinin çok daha verimli, başarılı ve doğru sonuçlar vereceği bir sistem üzerinde çalışılması gerekmektedir.

Ancak bugünkü sistem sonucunda Ölçme Seçme Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) yaptığı tüm sınavların düzgün, objektif ve güvenilir olması toplum açısından çok önemlidir. ÖSYM’nin yaptığı sınavlar özellikle son on beş yıldır bazı kuşkulara neden olmaktadır. Geçen yıl Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) kopya iddiaları nedeniyle tekrarlanmasından sonra, bu yıl yapılan YGS ile ilgili olarak da şifre skandalı ortaya çıkmıştır. Tekrarlanan KPSS’den sonra kurum yeniden yapılandırılmış, tüm çalışanlar yenilenmiş, sınavlarda çok sıkı güvenlik önlemleri alındığı açıklanmıştır.

Önceki yılların aksine bu yıl YGS soru kitapçığının gazetelerde yayınlanması için her bir gazeteden 170.000 TL istenmesi şaşırtıcıdır. YGS soruları sadece hükümete bağlı TRT televizyonunda yayınlanmıştır. 17 farklı okulda sadece altı bin bayan öğrencinin sınava girmesi de şaşırtıcıdır. Birçok ildeki cemaatlere ait dersanelerde şifrelerin dağıtıldığı kulaktan kulağa dolaşmaktadır. Soru kitapçığında “Temel Matematik Testi”nde yer alan sorularda, soruyu ve seçenekleri hiç okumadan belirtilen şifre uygulanarak, 40 sorudan 36 tanesi için hemen doğru yanıtın bulunabildiği anlaşılmıştır.

YGS gibi seçme amacıyla kullanılmak üzere uygulanan testlerde, konu ile anlam birliğinin sağlanması, soruların kolaydan zora doğru sıralanması ve sayılarla ifade edilen yanıt seçeneklerinin küçükten büyüğe ya da büyükten küçüğe doğru sıralanması ilkeleri göz ardı edilmiştir. Bu temel ölçme ilkelerine uygun olarak hazırlanan bir testteki soruları yanıtlayan adayların başarısı ile aynı soruları içeren ancak tekniğe uygun bir formda sunulmamış olan bir testi yanıtlayan adayların başarısı arasında çok büyük farklılıkların olduğu bilimsel bir gerçektir. Bazı adayların lehine, bazı adayların ise aleyhine sonuçlar doğuracağı açık olan, “her adaya özgü bir soru kitapçığı” uygulaması adı altında, akademik açıdan kabulü mümkün olmayan bir uygulamaya gidilmiştir. Çünkü bir milyon yediyüzbin ayrı kitapçık için bu ilkelerin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Çok açıkça görülmektedir ki, YGS’de ölçme ve değerlendirmenin vazgeçilmez bazı bilimsel temel ilkeleri gözetilmemiştir.

Ortaya çıkan bu iddialardan sonra özellikle ÖSYM başkanı ve bağlı kuruluşları Meteksan yetkililerinin yaptıkları çelişkili açıklamalar, inandırıcı olmadıkları gibi, kafaları daha da karıştırmıştır. Ama bu çelişkili açıklamalar, devletin üst yöneticilerinde bir tatmin olgusu doğurmuş, belki de yandaşlarının bu şifrelerle hak etmedikleri üniversitelere, özellikle askeri okullara girmesi karşısında haz duymalarına neden olmuştur. Hükümet tarafından yenilenen ÖSYM kadrosu, yaptıkları ilk sınavı yüzlerine, gözlerine bulaştırarak, büyük bir sahtekarlığa imza atmışlardır.

ÖSYM Başkanı Ali Demir, yaptığı tutarsız açıklamaların ardından sınava giren öğrencilere elektronik ileti ile gönderdiği mektupla sehven (yanlışlıkla) şifreleme yapıldığını kabul ettiği halde, sınavın iptal edilmemesi konusunda ısrarlı tavrını sürdürmektedir. Ayrıca mektubunda “şunu da bilmenizi isteriz ki sizlerin heyecan ve duyarlılığınız üzerinden kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek isteyenler hakkında gerekli inceleme, soruşturma ve yasal işlemler yapılmaktadır” diyerek, haklarını aramak isteyenleri tehdit etmekte ve hukuk devleti ilkelerini yok saymaktadır.

YGS’deki bu skandalın ardından önce Abdullah Gül, “ÖSYM Başkanı ile konuştum, tatmin edici buldum” dedi. Sonra Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da “tatmin olduk” dediler. Son olarak Başbakan da ÖSYM’nin açıklamalarını tatmin edici bularak, yapılan eylemlerin provokatif olduğunu söyledi. Bu açıklamaların hepsi, devlet ciddiyetinden uzak, sorumsuzluk ve hatta yanlışı örtme çabasıyla yapılmıştır.

Devlet Denetleme Kurulu adına ÖSYM’nin 2011 yılına kadar olan işlemlerini inceleyen Sayıştay Başdenetçisi Ferhat Gündüz, hazırladığı 60 sayfalık raporunda, ÖSYM’nin son yıllardaki yaptığı bütün ihale, alım ve satımların neredeyse tamamında usulsüzlük yapıldığını vurgulamıştır. Raporda ÖSYM ile Meteksan personellerinin iç içe çalışması sonucunda, hukuki açıdan suç olan unsurların iki tarafın birim müdürleri ve personeli tarafından kapatıldığı iddia edilmiştir. Çeşitli sınavlarda soru kâğıtlarına sonradan müdahale edildiği ileri sürülerek, ÖSYM personelinin mal varlıklarının mutlaka incelenmesi gerektiğini vurgulanmıştır. Raporda ÖSYM personelinin çocuklarının neredeyse tamamının yüksek puanlı yerleri kazandıkları, bu konuda mutlaka inceleme yapılması gerektiği de bildirilmiştir. Başta KPSS olmak üzere bazı sınavlarda birçok kişinin yanıt kâğıtları üzerinde oynama yapıldığı kuşkuları bulunmaktadır.

Şu anda görünen sorun YGS olsa da, ÖSYM her yıl ortalama 40 sınav yapmaktadır ve bu sınavlara yaklaşık beş milyon kişi girmektedir. Bu kişiler ilköğretim öğrencileri, lise öğrencileri, üniversite mezunları, hakim, savcı, kaymakam ve polis adayları, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Sınavı’na (TUS) giren doktorlar, kamudaki kariyer mesleklerini amaçlayan üniversite mezunlarıdır. Güvenilirliğini yitirmiş bir kurumun yapacağı tüm sınavlar şaibeye açıktır ve toplumda büyük kuşkulara neden olacaktır.

Bugünküne benzeyen davranışlar 2010 yılında yapılan KPSS’de de sergilenmişti, ancak daha sonra gerçekler ortaya çıkınca, sınavı iptal etmek zorunda kalmışlardı.

Siyasi iktidar sadece kurumları değil, fertleri de dönüştürmek istemekte ve Cumhuriyet’in yarattığı nesilden rövanş alma adına hiç bir şeyden çekinmemektedir. Sınav için bunları yapan zihniyetin, Haziran ayındaki seçimlerde neler yapabileceğini düşünmek ve ona göre önlem almak gerekmektedir.

Günlerdir yurdun her yerinde öğrenciler başta olmak üzere, aileler, öğretmenler ve akademisyenler YGS skandalını protesto etmek için eylemler yapmaktadırlar. Antalya’da yapılan protesto eyleminde, bir vali yardımcısı haklarını arayan gençleri yuhalayarak ve fotoğraflarını çekerek tepki göstermiştir. İleri demokrasinin vali yardımcısı, makamını, görevini ve sorumluluğunu unutarak bir yerlere ve birilerine şirin gözükmeye çalışmaktadır. İleri demokrasi olan bir ülkede, bu skandalın sonucunda Milli Eğitim Bakanı başta olmak üzere, YÖK ve ÖSYM başkanlarının derhal istifa etmeleri gerekir. Ancak bu kişiler, olayı örtbas etmek için her çareye başvurmaktadırlar. Fakat mızrak çuvala sığmamaktadır, gerçekler bütün toplum tarafından çok açık şekilde görülmektedir. Kısa sürede bu kuşkuyu kaldırmak ve skandalı çözmek için yapılması gereken; YGS’nin iptal edilerek, Haziran ayında yapılacak olan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) ile birlikte yapılmasıdır. Yaşanan bütün bu olaylar, AKP iktidarının Türkiye’yi getirdiği durumun özetidir. Şimdi akıllara şu soru gelmektedir: Bu skandalın ardından hep birlikte koro halinde tatmin olanlar, acaba sehven tatmin olmuşlardır denebilir mi?




İlk Kurşun


*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/