Yandık!.. AKP ‘ileri demokrasi’ vaadediyor!

AKP’nin ileri demokrasisinin geçmiş dönem performansı ise pek iç açıcı değil. İfade özgürlüğünün geliştiğini iddia eden AKP iktidarında, geçtiğimiz aylarda gazeteci olan ve olmayan herkesi ayağa kaldıran tutuklamalar gerçekleştirilmişti. Ahmet Şık ve Nedim Şener, inandırıcı olmayan iddialarla cezaevine gönderilirken, Şık’ın henüz basıma gönderilmeyen kitabı polis tarafından bulunduğu yerde imha edilmeye çalışılmıştı.


SivriSinekCaz

Eyvah! AKP ‘ileri demokrasi’ dedi!

AKP’nin dün açıkladığı seçim beyannamesinde, girişten sonraki ilk kısmı “İleri demokrasi” bölümü oluşturuyor. Özgürlük ve adalet söyleminden, “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”ne birçok konuya değinilen bildirgede, ileri demokrasinin “küçük” kusurlarına hiç değinilmemiş.

SivriSinekCaz

AKP’nin dün açıklanan seçim beyannamesindeki ilk bölüm olan “İleri Demokrasi”, siyasetin merkezine insanın yerleştirildiği iddiasıyla başlıyor. AKP’nin “her zaman özgürlük ve adaletten yana tavır koyduğu” da vurgulanırken, “Bizim çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi anlayışımız, bireylerin ve toplumdaki farklı kesimlerin bütün yönleriyle kendilerini özgürce ifade ettiği zeminlerin inşa edilmesini gerektirir” deniyor, AKP’nin “güvenlik için özgürlüğü feda eden bir anlayışı kesinlikle reddettiği” söyleniyor.

“Bireylerin ve farklı toplum kesimlerinin kendini özgürce ifade ettiği, haklarını aradığı ve başkalarıyla diyalog için tüm imkanların sağlandığı demokratik koşulları hazırlandığı” iddiasıyla devam eden bildirgede, AKP’nin siyaset anlayışında “kendi insanından korkan, her farklılığı düşmanlık olarak gören, milletin sesine kulak vermeyen ceberrut siyaset anlayışına yer yoktur” denildi.

Türkiye demokrasisinin bir “normalleşme” sürecine girdiği iddia edilirken, AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nda gerekli düzenlemeleri yaptığı, işkence ve kötü muameleye “sıfır tolerans” ilkesinin yürürlüğe konduğu vurgulandı. Kürtçe üzerindeki baskıların da kaldırıldığı iddiası beyannamede yer alırken, siyasi partilere Türkçe dışındaki dillerde propaganda yapma hakkı verildiği de belirtildi. Yanı sıra, 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin yargılanmasının önündeki engellerin kaldırıldığını söyleyen beyanname, sendikalaşma ve grev hakkına getirilen kısıtlamaların kaldırıldığını ve memurlara toplu iş sözleşmesi hakkının verildiğini söylüyor.

“İleri Demokrasi” bölümünün en dikkat çekici kısmı, “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” olarak adlandırılan Kürt açılımına ayrılan kısım oldu. Kürt sorununu, “Türkiye’nin ayağındaki pranga” olarak tarif eden bildirge, 2023 yılında Türkiye’nin ilk 10 büyük ekonomiden birisi olması için “terör sorunundan kurtulması gerektiğini” söylüyor. “Demokratik açılım”ın iki hedefi olduğunun vurgulandığı beyannamede, bunlar “terör ve şiddeti sonlandırmak” ve “özgürlük alanını genişleterek demokratik standardımızı yükseltmek” olarak sıralanıyor. “Düne kadar sorunun adını bile koyamayan ve konuşmaktan çekinen Türkiye, artık en aykırı görüşlerin bile özgürce ifade edilebildği bir ortama kavuşmuştur” diye devam eden kısım, “ilk kez sorunun karşılıklı diyalogla çözülebileceğine dair bir umut yaratılmıştır” diyor.

Yeni anayasanın yeni meclis tarafından hazırlanacağını da “müjdeleyen” beyannamede bir başka dikkat çekici yer, “Güven Veren Adalet Sistemi” başlıklı kısım oldu. Adalet sistemine ilişkin sorunların çoğunun AKP döneminde, “ya sorun olmaktan çıkartıldığı ya da önemli ölçüde azaltıldığı” iddiasına yer veren beyanname, 2002 yılından bu yana adalet alanında gerçekleştirilen “teknik” iyileştirmelerin ve yeni yapılan adalet saraylarının anlatımıyla devam ediyor. “Cezaevi sorunlarını ülke gündeminden çıkarttık” diyen AKP’nin yeni dönemde hukuk sistemine dair atacağı önemli adımlardan birisi de, istinaf mahkemelerini kurmak olarak görünüyor.

“Özgür ve Güvenli Bir Toplumsal Hayat” kısmında, “güvenlik” hizmetleri adına yerleştirilen MOBESE kameralarına yer verildi. Bir diğer dikkat çekici husus, polis teşkilatına alınan “yüksekokul mezunu” kişilerin artışına işaret edilmesiydi. “Güvenlik” söz konusu olduğunda ordudan bahsedilmemiş olması da kaydedilmesi gereken bir nokta olarak görünüyor.

‘İleri demokrasi’nin yaptıkları

AKP’nin ileri demokrasisinin geçmiş dönem performansı ise pek iç açıcı değil. İfade özgürlüğünün geliştiğini iddia eden AKP iktidarında, geçtiğimiz aylarda gazeteci olan ve olmayan herkesi ayağa kaldıran tutuklamalar gerçekleştirilmişti. Ahmet Şık ve Nedim Şener, inandırıcı olmayan iddialarla cezaevine gönderilirken, Şık’ın henüz basıma gönderilmeyen kitabı polis tarafından bulunduğu yerde imha edilmeye çalışılmıştı. Yine kısa bir süre önce, yazar İsmail Beşikçi bir yazısı dolayısıyla hapis cezasına çarptırılmış, AKP döneminde ilerici yayın organlarına defalarca toplatma ve yayın durdurma cezası verilmiş ve onlarca gazeteci cezaevlerine yollanmıştı.

Bir başka iddia, “işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans”. AKP iktidarı döneminde Engin Çeber işkenceyle öldürülmüş, Ferhat Gerçek polis kurşunu sonucunda felç kalmış, Fetus Okey ve daha çok sayıda kişi polislerce cezaevinde dövülerek öldürülmüştü. Hrant Dink cinayetinde polisin sorumluluğunun üzeri örtülmeye çalışılmış, “Hayata Dönüş” operasyonunun failleri AKP tarafından ödüllendirilmişti. 2007 yılından sonraki üç yıl boyunca İstanbul’daki bütün 1 Mayıs kutlamaları polisin vahşi saldırısına uğramıştı. Geçtiğimiz yıl üniversite gençliğinin AKP’ye karşı yükselttiği mücadele hükümetçe çeşitli şekillerde karalanmaya çalışılmış, polisin saldırısı sonucu bir kadın öğrenci bebeğini düşürmüştü. Yeni dönemde de, üniversite öğrencileri birçok soruşturma ve ceza davası tehdidiyle yüz yüze geliyor.

“Bireylerin güvenliğinin sağlanması ve özel hayatın korunması” da tam bir fiyaskoya dönüşmüş durumda. Özellikle Ergenekon davası sürecinde, yıllardır gözaltında tutulan sanıkların kendi aralarında veya başkalarıyla yaptıkları telefon görüşmeleri, yandaş medya organlarınca kamuoyuna servis edilmiş ve işlenen bu suç karşısında herhangi bir işlem yapılmamıştı. Kanunsuz telefon dinlemeler artık kanıksanırken, adalet mekanizmasının geliştiğine dair de herhangi bir veri bulunmuyor. Hizbullahçıların salıverilmesi kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, geçtiğimiz günlerde duruşması görülen “Devrimci Karargâh” davasında, hukuk hiçe sayılarak savunma hakkı engellenmiş ve davalar birleştirilmişti.

Kürt sorununda gündeme getirilen “Kürt açılımı” ise, Kürt siyasetçilerinin “KCK davası” ile cezaevlerine gönderilmesiyle “doruk noktasına” ulaşmıştı. Kürtçe’ye uzunca bir süre “bilinmeyen dil” muamelesi yapılırken askeri operasyonlar da hız kesmeden devam etmişti.



soL - Haber



*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/