Bizi atalarımız affetmediği gibi, çocuklarımız da affetmeyecektir...
GÖREV BİLİNCİ, CESARET, ANITKABİR
Reşit ÇAĞIN
- Televizyonlar haber olarak verdi:
İki köpek, sahile yaklaşan köpek balıklarını denize girip uzaklaştırıyor, böylece insanlar güvenli olarak denize girebiliyorlar.
- Bir diğer örneği geçtiğimiz günlerde bizzat yaşadık:
Bulunduğumuz kampta geceleri 3-4 domuz, el ayak çekildikten sonra gelip arazi keşfi(!) yapmaya başladı. Daha önce hiç rastlamamıştık böyle bir görüntüye. Bir akşam, onların ayağıyla ezebileceği küçüklükte bir köpek, havlayarak yaklaşıp onlara adeta kafa tuttu ve koskoca domuzları kovalamaya başladı.
Bu tablo bir kaç akşam tekrarlandıktan sonra domuzlar gelmez oldu.
- İnternette izlediğimiz bir görüntüde de; küçücük bir kedi yavrusu, saldıran iki büyük köpeğe karşı, bağırarak, pençelerini(!) göstererek kendisini öyle bir savundu ki, köpekler birşey yapamadan uzaklaşmak zorunda kaldı.
- Şimdi de bir kıssa:
Yaşlı bir adam yolun kenarındaki tarlasına bir meyve ağacı dikiyormuş. Yoldan arabasıyla geçen bir zengin durup sormuş;
-Baba ne yapıyorsun?
-Şeftali ağacı dikiyorum.
-Kaç yaşındasın?
-85
-Bu ağacın büyüyüp meyve vermesini görmeye senin ömrün yeter mi?
-Olsun! Ben de benden öncekilerin diktikleri ağaçların meyvelerini yiyerek bu yaşa geldim.
Şimdi bunlardan çıkarılacak sonuçlara bir göz atalım:
*Hırsız, ırz düşmanı, dinci, bölücü kim olursa olsun, birisinin malına, canına, namusuna, bir devletin dirliğine, düzenliğine göz koyup, onları ele geçirmeye kalktı mı, önce bir yoklama yapar. Sağlamlığı nedir? Tepki veriyor mu? Savunma refleksleri yeterli mi? v.s.
Eğer güçlü bir direniş ve hatta karşı taarruzla karşılaşırsa, ya geri çekilir uygun zamanı bekler, ya da büsbütün vaz geçer. *Dolayısıyla, korkarak, ahmakça bakarak, “Kurtarmak bana mı kaldı?” diye yan gelip yatarak, “Benden sonra tufan” diye gün sayarak, vatan, kurumlar, devlet savunulamaz!
Sonuç, işte geldiğimiz bugünlerdir.
*Bizler, tıpkı o ihtiyarın söylediği gibi, bizden öncekilerin türlü güçlüklerle kurtardığı bu vatanı ve kurduğu bu cumhuriyeti hazır bulduk. Ama onu doğru hedeflere birlik ve bütünlük içinde götürmeyi, çağdaş nesillerle geleceğe umutla bakar hale gelmeyi beceremedik!
*Bugün, dinciler her yeri sarmış, bölücüler özerklikten, ayrı bayraktan söz eder olmuşsa, bunda hepimizin ihmali, kusuru, günahı ve vicdani sorumluluğu vardır.
*Bizi atalarımız affetmediği gibi, çocuklarımız da affetmeyecektir.
*Küçücük kedi yavrusu kadar cesaretle bu devleti savunamıyorsak, kendisinden kat kat iri domuzları kovalayan köpek kadar görev bilinci taşımıyorsak ve 85 lik dede kadar yarınların sorumluluğunu duymuyorsak, ortalıkta “devlet adamı” niyetine dolaşıp da milletten saygı beklemeyelim!
*Hele hele o büyük Türk’ün huzuruna çıkıp da “Bıraktığın emanet sonsuza dek yaşayacak” gibi sahtekârca laflarla kendimizi ve etrafı kandırmayalım.
ÇARPILIRIZ!
*