YÖK, 'Yok' dese de!..


Bu sene YÖK’ün “bu sene harçlara zam yok” şovunu izleyerek kayıtlarını yaptırmak için üniversitelerine giden öğrenciler “fahiş harç zammı” şokuyla karşılaştılar. Birçok öğrenci harç ücretlerini ödeyemezken, sonra bir kararla uygulamanın bu sene için geri çekildiği açıklandı. Amaçlananın ise ABD’deki yükseköğretim finansman sisteminin Türkiye’ye ithal edilmesi ve yükseköğretimin finansmanının tamamen öğrencilerin üzerine yıkılması olduğu açık. Önce getirilen sonra bu sene uygulanmasından vazgeçilen sistem böyle bir modelin ilk denemesi olarak değerlendiriliyor.
YÖK bu sene yeni bir sistem deneyerek harçlara önce fahiş fiyatta zam yaptı, sonra sistemin bu sene uygulanmayacağını, öğrencilerden alınan fazla paranın da geri ödeneceğini açıkladı. Sistem, okulunu uzatan ya da okulunu uzatmasa da alttan ders alan öğrencinin harç miktarlarında fahiş oranda artışlar getiriyordu. Örneğin 5. yılında ve alttan aldığı 8 ders olan Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi E.T.’ye 1.270 TL harç ücreti çıkarılmıştı. soL daha önce harç tuzağının ayrıntılarını ve bu sistemde örnek harç ücretlerini okurlarıyla paylaşmıştı. Sistem üniversitelerde uygulayıcılar tarafından da yeterince bilinemeyince üniversitelerde kaos yarattı.Bu kaosa çeşitli tepkiler eşlik edince YÖK geri adım atarak bu sene sistemi uygulamayacağını açıkladı. Ancak iki haftada yaşananları geri adım attırma olarak değil, üniversite öğrencilerine yönelik daha şiddetli bir “paralı eğitim” saldırısının ilk denemesi olarak okumak gerekiyor.
Model ABD’den ithal
Türkiye yükseköğretimin yapısında ve finansmanında ABD modeline geçmek yönünde adımlar atıyor. Bu modelde genel olarak öğrenciler üniversite yıllarında kredilerle borçlanıyor ve sonrasında bir işe girebilirse aldığı krediyi geri ödemeye çalışıyor. Sistemin felsefesi esas olarak yükseköğretimin bireysel getirisinin toplumsal getirisinden daha fazla olduğu kabulünden yola çıkarak, yükseköğretimin finansmanının öğrenciler üzerinden sağlanması düşüncesine dayanıyor. Öğrencilere, ailelere krediler veriliyor, bu krediler mezuniyet sonrasında geri alınıyor. Öğrenciler 2009 yılında ABD’de de ortalama 29 bin dolar kredi borcuyla mezun olurken ve ABD Eğitim Bürosunun son resmi verilerine göre borçlarını 2 sene içerisinde ödemeye başlayamayan öğrencilerin oranı yaklaşık yüzde 9’a yaklaşıyor. Yükseköğretim alanında yayınlar yapan bir dergi olan “The Chronicle of Higher Education” da yer verilen yakın zamanlı bir araştırma da özel sektör kredilerine göre çok daha insaflı bir faizle verilen devlet ve eyalet kredilerini kullanan öğrenciler arasında bile mezuniyetten sonraki 15 sene içinde ödeyemez duruma düşme oranının yüzde 20 ila yüzden 40 arasında değiştiğini gösteriyor.
Türkiye’de ‘piyasa’ genişliyor
Bu sene başında denenen ve sonra bu sene uygulanmayacağı duyurulan sistemde esasen böyle geniş çaplı bir projenin ilk adımları. Bu projeyi sadece harçlara yapılan fahiş zamla değil başka başlıklarla birlikte düşünmek gerekiyor. 2002 yılında 53’ü devlet 23'ü vakıf olmak üzere 76 olan üniversite sayısının bugün 103'ü devlet, 62'si vakıf olmak üzere 165'e çıkması da yükseköğretim alanında büyük bir piyasanın oluştuğunu gösteriyor.
Yeni TÜBİTAK Başkanı’ndan ayrıntılı plan
TÜBİTAK’ın başına geçirilen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi eski Rektörü Yücel Altunbaşak yükseköğretimin finansmanına ilişkin uygulanması gerektiğini düşündüğü modeli Uluslararası Yükseköğretim Kongresi’nde anlatmış ve modelin “Amerikan yükseköğretim finansman modelinden esinlendiğini” kaydetmişti. Altunbaşak modelinde aşama aşama paralı üniversitenin nasıl hayata geçeceğini ve yükseköğretimin finansmanının nasıl öğrencilerden karşılanacağını detayı ile anlatmıştı. Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in henüz üç gün önce özel üniversitelerin açılmasına yönelik yasal hazırlıkların sürdüğü yönündeki açıklamaları yeni üniversite sisteminin önemli bir parçasının özel üniversiteler olacağını gösteriyor.Yeni yükseköğretim yasası ile birlikte buna yönelik hazırlıkların tamamlanması bekleniyor.
Türkiye’de “eğitim kredisi” dönemi
AKP’nin önümüzdeki yıllarda Türkiye’de atacağı adımlarla birden olmasa da yavaş yavaş bu sistemi hayata geçirmesi bekleniyor. Öğrencilerin üniversite ücretlerini ve diğer masraflarını karşılaması için gerekli parayı krediyle karşılamaya yönelik çeşitli adımların şu anda doğrudan hükümet eliyle olmasa da özel bankalar tarafından atıldığını görmek mümkün. ABD modelinde de devletin verdiği kredilerin yanında ülkedeki bankalar da öğrencilerin krediler için önemli bir başvuru kaynağı.
“Eğitim... Aile ekonomisine büyük yük”
Bugün Türkiye’de Akbank, Finansbank, Halkbank, İş Bankası, Tekstilbank ve Ziraat Bankası 12 aydan 60 aya kadar vadelerle, yüzde 1.2 ile 1.61 arasında değişen faiz oranlarıyla eğitim kredisi veriyor. Örneğin Akbank kredi kampanyasında “Akbank Eğitim Kredisi ile her türlü okul masrafınızı, üniversite, dershane ve özel kurs ücretlerinizi, bilgisayar ve ekipman alımlarınızı finanse ederek, hayalinizdeki eğitim imkanlarına sahip olun!” diyerek kredinin kapsamına ilişkin de bilgi sunuyor. İş Bankası’da kampanyasında “Çocuğunuzun eğitim gideri gittikçe artıyor... Eğitim masraflarının tamamını tek kalemde ödemek aile ekonomisine büyük yük...” diyerek herkesi kredi almaya davet ediyor ve “Eğitim Kredisi; eğitimi devam eden öğrencilerin özel okul, üniversite, dershane gibi eğitim giderlerinin finansmanında kullanılabilir” açıklamasında bulunuyor.
Üniversite öğrencilerini ne bekliyor?
Bu sene başında harç ücretlerine yapılan fahiş zamlar üniversite okumanın maliyetinin devletten alınan payını azaltmak ve bireylerden alınan payını daha da artırmak anlamına geliyor. Her ne kadar sistem yaşanan kaostan dolayı bu sene geri çekilirken, önümüzdeki yıllarda maliyetin bireye yansıtılan payının çok hızlı bir şekilde artırılması bekleniyor. AKP’nin önümüzdeki yıllar içerisinde nihail olarak amaçladığı ise yöntemler de farklılık oluşsa da yükseköğretimin finansmanının bütünüyle öğrenciler üzerine yıkılması ve yükseköğretim hizmetinin piyasanın dinamiklerine terk edilmiş herhangi bir hizmetten tamamen farksızlaşması.
soL-Haber
*