Hem deprem, hem de AKP'zede olunca!
AKP hükümetinin Van Depremi politikasındaki başarısızlıklar acı sonuçları beraberinde getiriyor.
Aylardır çadırda yaşamak zorunda bırakılan Vanlı depremzedeler halâ dondurucu soğuk ve çadır yangınları arasında yaşam mücadelesi veriyor. Son çıkan çadır yangınında ölen 3 yaşındaki Mustafa Atlı’yla birlikte sadece çadır yangınlarından ölenlerin sayısı 11′e yükseldi. AKP’nin Ocak ayına kadar konteynersiz ev kalmayacak sözü de boş çıktı.
Depremzede Deneme Tahtası
AKP hükümetinin Van Depremi politikasındaki başarısızlıklar acı sonuçları beraberinde getiriyor.
Depremin ardından devletin yabancı ülkelerden yardım istemediği, yardım başvurularını geçiştirdiği ortaya çıkınca İçişleri Bakanı Beşir Atalay acil durumlarda Türkiye’nin gücünü görebilmek için yardım istemediklerini söylemişti. Depremzedeyi deneme tahtası olarak gören Bakanın açıklamaları büyük tepki toplamıştı.
Barınma Sorunu Giderilemiyor
Devlet, Van Depremiyle birlikte evsiz kalan insanların barınak sorununu çözemedi. Van’da ilk haftalarda bir çadır krizi yaşındı. Kızılay’ın dağıttığı çadırlar özellikle merkez dışındaki bölgelere ulaştırılamamıştı. Tayyip Erdoğan bu durum için yaptığı ”İlk anda bir başarısızlık oldu ama bu tür olaylarda bu kadar eksik de bu kadar hata payı da olacaktır” açıklamasıyla, çadır krizini mazur gösterdi.
Depremden önce binaların depreme karşı dayanıklılığıyla ilgilenmeyen devlet, depremden sonra da açıklama yapmakla yetindi. Tayyip Erdoğan, artık şehirlerde kaçak ve plansız yapılara izin vermeyeceklerini kaçak binaları yıkacaklarını söyledi. Bazı inşaat şirketleri de bunun üzerine ”depreme en dayanıklı binayı biz yaparız” diye televizyonlara çıkıp reklamını yaptı.
Depremin şoku yaşanırken AKP – BDP kavgası da başladı. Problemi çözemeyip krize dönüştüren AKP, BDP’yi suçlayınca karşılıklı laf savaşı yapıldı. Sorumluluk BDP’ye göre AKP’de, AKP’ye göre BDP’de idi. Arada olan Vanlı depremzedeye oldu. Siyasiler demeç savaşı verirken yurttaş çadır yangınları başlayınca can derdine düştü. İlk yangınlarda can veren İsmail (4), Bahar (8) ve Mikail Tolukan(13) kardeşlerin ölümüyle Türkiye gündemine oturan çadır yangınlarında yaşamını yitirenlerin sayısı ise bugün 11′e yükselmiş durumda.
Kızılay’ın kış günü dağıttığı yazlık çadırlar dünyanında gündemine girince Belçika kışa dayanıklı çadırları Van’a yolladı. Ancak sınırlı sayıda olan Belçika’nın yolladığı çadırlar tüm depremzedeler faydalanamadı.
Deprem Vergisi Yola Gitti
Van depreminden sonra yaşanan sıkıntılar ”devletin felaketler için ayıracak parası yok mu?” sorusunu da gündeme getirdi. 1999 depreminin yaralarını sarmak için geçici olarak alınacağı söylenen Özel İletişim Vergisinin alınmaya devam ettiği hatırlandı. Üstelik bu vergiden devlet 48 milyon lira gelir elde etmişti. Van Depreminden sonra Özel İletişim Vergisinin nerede kullanıldığı hükümete soruldu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek verdiği yanıtta duble yollar gibi 74 milyonun ihtiyacını karşılamak için kullanıldığını söyledi.
Denetimsizlik ve Sorumsuzluk Ölümlere Yol Açtı
9 Kasım’da 5,6′lık ikinci Van Depreminde de can kaybı yaşandı. Depremde 14 kişiye mezar olan Bayram Otel ilk depremden sonra mühürlenmemişti. 5,6′lık depremde bile yıkılacak durumda olan Bayram Otel’in mühürlenmemesi denetimle ilgili ”denetimsizliği” gözler önüne seriyordu. Japonya’da 9′luk depremden kurtulan doktor Atsushi Miyazak da 7,2′lik depremden hasar gören ama devletin görmediği Bayram Otel’de 5,6 şiddetindeki depremle öldü.
AKP’li Bakan Erdoğan Bayraktar’ın 19 Ekim’deki 7,2′lik depremden sonra ağır hasarlı binalara girilebileceğini çünkü Van’da bir daha büyük bir depremin olmayacağını söylemişti. Van Valisi de ”evlere dönün” çağrısı yapmıştı. İki devlet yetkilisinin sözünü dinleyenler ise hayatından oldu. Van’daki İkinci depremde 40 kişi öldü.
Eve dön çağrıları yüzünden valiyi protesto eden depremzedeler ise polis dayağıyla tanıştı. İktidarın başı Tayyip Erdoğan tarafından da ”provakatör” ilan edildiler.
Merhaba aydınlık
.