Mahkemeden "uçan haber"ler sunar!
Samanyolu, Oda TV davasında gaipten haber verdi. Bu durumun akla getirdiği olasılıklar, hem Türk adaleti, hem de ülkenin geleceği açısından vahim bir tablo oluşturuyor.
Oda TV davasının dünkü duruşmasının sonunda yaşanan tuhaf bir olay, mahkeme hakkında akıllarda soru işaretleri yarattı.
Olay şuydu: Samanyolu televizyonu, saatler 21.27'yi gösterirken, Oda TV davasında ara kararın açıklandığını ve gazetecilerin tutukluluk hallerinin devamına hükmedildiğini duyurdu. Oysa, tutuklu gazetecilerin avukatları 21.48'de bu kararı öğrendiler.
Bu tuhaf durum, öncelikle akıllara "Mehmet Baransu tipi gazetecilik mi var?" sorusunu getirdi. Samanyolu ve benzeri televizyon kanallarının, gazetelerin veya haber ajanslarının, artık sıradan sayılan bir şekilde "içeriden" haber almış olma olasılığı vardı.
Ancak duruşmada bulunan basın mensupları, içeride herhangi bir muhabir bulunmadığını söylüyorlar. Hatta, heyetin bulunduğu salona girmeye çalışan Anadolu Ajansı muhabirinin, diğer basın mensuplarının itirazı sonucu geri çevrildiği belirtiliyor. Dahası, Samanyolu'na haber uçurabilmesi mümkün olan Zaman ve Cihan muhabirlerinin de bu işin içinde olmadığı konusunda bir mutabakat mevcut.
Bu durumda geriye iki seçenek kalıyor:
1) Kararı alan mahkeme heyetinin içinden birisi dışarıya "haber uçurdu".
2) Karar zaten önceden alınmıştı ve STV, ya güç gösterisi için, ya da kaza sonucu elinde hali hazırda bulunan bilgiyi önceden servis etti.
Mahkeme heyeti karar almak için ara verdiği zaman, salon savcı ve mübaşirler-katipler dahil olmak üzere boşaltılıyor. Hakimler kararı tek başlarına alıyorlar ve zabıt tutulması için kararı açıklayacakları zamanı bekliyorlar. Yani, hakimler dışında herhangi birisinin salon dışına bir bilgi vermesi mümkün değil. Bu durum, Türkiye'deki adalet sistemi açısından hayli vahim olan birinci olasılık.
İkinci olasılığın daha vahim olduğu ise herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Oda TV davasında yargılanan tutuklu gazeteciler hakkındaki hükmün duruşmalardan önce verilmiş olması, gazetecilerin ve avukatların, iddianame aleyhindeki delillerin ve fikirlerin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını gösterir. İkinci olasılık doğruysa, siyasi davalar sonucunda tutuklanan herkes, ömrünün geri kalanını herhangi bir mahkumiyet kararı olmadan cezaevinde geçirme tehlikesiyle karşı karşıya demektir.
Samanyolu Haber'in ilgili duruma dair, "Sunucumuz avukatların tahliye talebi bilgisini yanlışlıkla tutukluluğun devamına karar verildi şeklinde okudu" açıklaması yaptığına dair iddialar da bulunuyor. Ancak bu da pek inandırıcı değil. Çünkü savcının ve avukatların taleplerinin alınması 20-20.30 sularında bitmişti. STV'nin tutukluluğun devamını ilan etmesi ile bunun arasında en azından 1 saat bulunuyor. Bir saat öncesinin bilgisinin yeni okunduğu, dahası kimse tarafından yanlış olduğu söylenmeden bunun yapılmış olması, insanlarla alay etmek anlamına geliyor.