Adı bile "şeker" olan bayramı acı geçiyor



Acı Bayram


'Emre KONGAR
'

İçerdeki ve dışardaki sevgili okurlarım…

Bugün bayramın birinci günü:

Şeker Bayramı mı…

Ramazan Bayramı mı?

Herkesi neşeye gark etmesi gereken bayramlarımızı bile kavga ve çatışma konusu yaptık başarıyla(!).

Ahmet Hakan bu durumu, kendi üslubu içerisinde, dünkü Hürriyet’te şöyle özetliyordu:

“Meşreplere göre bayram kutlamaları

- LAİKLER: Şeker Bayramı’nız kutlu olsun.

- MÜTEDEYYİNLER: Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun.

- ORTACILAR: Bayramınız kutlu olsun.

- MUZİPLER: Şeker Bayramı’nız mübarek olsun.

- GEÇİŞTİRİCİLER: İyi bayramlar…

- ÇAĞDAŞ DİNDARLAR: Ramazan Bayramı’nız kutlu olsun.

- GELENEKÇİLER: Bayramınız mübarek ola…

- HAVALILAR: Nice bayramlara…”

***

Aslında kırk yıllık “Şeker Bayramı” 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde “Ramazan Bayramı” olmuştu…

Bu isim değişikliği, Türkiye’nin bugünlerini hazırlayan 12 Eylül rejiminin bir simgesi olarak da görülebilir!

Sonuç olarak, adı bile “şeker” olan bayramı acı bir hale getirdik:

Milyonlarca aile çocuklarının geleceği bakımından endişe içinde:

Kimisi, yaşı tutmayan çocuğunun, daha henüz okula intibak etmesi olanaklı değilken, zorla sınıfa sokulmasından kaygılı…

Kimisi, çocuğunun normal okulda okumasını isterken, okulun birdenbire imam hatibe dönüştürülmüş olmasından şaşkın…

Kimisi üniversiteye giriş sınavında ortaya çıkan dedikodulardan şikâyetçi.

Oysa bütün araştırmalar, Türkiye’de ailelerin, eğitimi, çocukları için bir başarı yolu olarak algıladığını, bu nedenle de kendilerinin çektikleri sıkıntıları yaşamamaları için onların en iyi eğitimi almasına çalıştıklarını gösteriyor…

Bu çabaları bizzat devlet tarafından sınırlanan ve kısıtlanan aileler tepkili; acılı ve kaygılı bir bayram geçiriyor!

Artarak süren şehit haberleri ülkeyi allak bullak ediyor…

Ülkenin güvenliği ve varlığı açısından oluşan tehdit bir yana, evlatlarını yitiren aileler acılı, üstelik umutsuz.

Toplumsal terör, adalet terörüyle birlikte gelişiyor:

Kimin, ne zaman, nerede, niçin tutuklanacağı belli değil…

Herkes, özellikle de bütün muhalifler kaygı içinde…

Toplumsal terör, Türk-Kürt ayrımcılığından sonra Alevilere yöneliyor…

Türkiye’de demokrasinin güvencesi olan bu kesim kaygılı…

Ayrıca baskı altında bunalan medya, kendi özgürlük sorunuyla uğraşacağına, bireysel linç olaylarına öncülük ediyor…

Dün baş tacı edilenler bugün yargısız infazlarla karşı karşıya!

***

Ya içerdekiler?

Kuvvet komutanlığı, terfi, generallik beklerken, kendilerini dört duvar arasında bulanlar…

Emekli olmuş, ununu elemiş eleğini asmış, rahata kavuştuğunu sanarken, soluğu Silivri’de alanlar…

Kendini insan hayatı kurtarmaya adamış olan uluslararası ünlü cerrah, rektörlük yapmış profesör doktorlar…

Parti genel başkanı, politikacılar, yazarlar, gazeteciler, milletvekilleri…

Dört duvar arasından umutsuz haykırışlarla dertlerini anlatmaya çalışıyorlar:

Yargılandıkları mahkemeler kaldırılmış, eski deyimle lağvedilmiş, yani iptal!..

Herhalde bu iptal kararının bazı ciddi nedenleri vardı ki böyle bir yola gidildi…

Ama yargılamaları sürdürüyorlar…

Hem de savunma hakkının sınırlandığı ve kısıtlandığı, sahte delillerin kullanıldığı iddialarıyla!

***

2012 yılının, kimine göre Şeker, kimine göre Ramazan Bayramı işte böyle bir bayram…

Yine de cümlemize kutlu olsun…

Ama özellikle 12 Eylül askeri yönetimine ve AKP iktidarına mübarek olsun!


➽ Paylaş:
“AKP zihniyetinin erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormusunuz?..”
Okurlara..