Tayyip'in istediği 'Muhteşem' senaryosu!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hedef gösterdiği Muhteşem Yüzyıl dizisi konuşulmaya devam ediliyor. 


Başbakan Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl dizisini belgesel olarak adlandırmış, "Bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyorlar. Bizim öyle ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni, öyle bir sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda, o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmemiz ve anlamamız lazım. Ben o dizilerin yönetmenini de, o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum" demişti.

Başbakanın konuşmasının ardından suç duyuruları yapıldı, yasa teklifleri hazırlandı ve Muhteşem Yüzyıl'ın 'ipi' çekildi.


 Yurt yazarı Şükrü Yavuz ise Başbakanın istediği Muhteşem Yüzyıl senaryosunu yazdı.

İşte o yazı:


  Başbakan’ın istediği Muhteşem Yüzyıl senaryosu

“Bar-e del-e Mecnun-o hem-e torre-ye leyli… Ha leyli ha leyli ha leyli…”

Hindistan’ın kuzeyini İslamiyet’in egemenliği altına sokan Gazneli Mahmut’un ayağına yüz sürdüğü Ayaz’a aşkını anlatan Farsça türküyü söylüyordu köle pazarından satın alınarak saraya getirilen güzeller güzeli İranlı Firuze.

Haremin hamamında gümüş işlemeli tasla ılık sular dökünürken, onu hayallerine kavuşturacak Osmanlı Padişahı Süleyman’ın nasıl biri olduğunu düşünüyordu.
Onun için yıkanıyordu. Onun için süslenecek ve hoş kokular sürünecek, onun için giyinecekti. Süleyman ile bu akşam halvete girecekti.


“Ha leyli ha leyli ha leyli…”
 

Kamera seyirciyi doyura doyura üzerinden sular akan vücudunun ayrıntılarında geziniyordu Firuze’nin.

O kadar güzel bir kızdı ki, onu gören niceleri kara sevdaya duçar olmuş, aklını kaybedip çöllere ve geldiği İran’ın Hamedan, Nişabur, Tebriz, İsfahan gibi şehirlerinde mazgallara düşmüştü.

“Ha leyli ha leyli ha leyli…”

Anlatmaya kelimeler yetmezdi. Selvi boylu, uzun siyah saçlı, buğulu çekik kara gözlü, hokka burunlu, gül pembe şurup dudaklı, inci dişli, kuğu boyunlu, diri memeli, ince belli, ballı göbekli, dolgun kalçalı, uzun bacaklı, etine tıknaz bakire bir afet-i devrandı Firuze.

“Ha leyli ha leyli ha leyli…”
 

Saraya geldiğinden beri, Hürrem Sultan Firuze’yi ortadan kaldırmak için fırsat arıyordu. Şu anda da hamamdaki bir göz aralığından Firuze’yi izleyen Sümbül Ağa, altını sabunladığı takunyaları giyip kaymasını bekliyordu. Ama Firuze o takunyaları giymedi.

Aynı gün melekler onu iki kez daha koruyacaktı. İlkinde Mahidevran’ın tuttuğu okçunun attığı ok, yerde gördüğü bir papatyayı almak üzere eğildiğinde üstünden geçip gidecekti.
Halvete girmek üzere akşam Süleyman’ın dairesine giderken de, yine Hürrem’in işi, üzerine salınan zehirli mandadan son anda kurtulacaktı. Sivri boynuzlarına zehir sürülmüş azgın mandayı düşmanın üstüne salmak Osmanlı’da yaygın suikast yöntemlerinden biriydi.

Bütün bu badireleri atlatan Firuze sonunda içeri girdiğinde, Sultan Süleyman yatağına uzanmış onu bekliyordu.


Mum ışıklarıyla aydınlanan odanın ortasında olanca ihtişamıyla duran Firuze’yi bir süre izledi Padişah. Sonra İran güzelini el işaretiyle yanına çağırdı. Firuze üzerindeki ipek geceliği omuzlarından sıyırdı, çırılçıplak Padişah’ın yatağına girdi.

“Ha leyli ha leyli ha leyli…”
 

Birbirlerine dönük yatıyorlardı. Süleyman genç kızın nefesini yüzünde hissedecek kadar sokuldu. Firuze’nin davetkâr dudakları aralanmış, arzulu gözleri daha da buğulanmıştı. Süleyman’ı çok beğenmişti. Padişah, şehvetten titreyen Firuze’nin kulağına iç gıcıklayan sesiyle fısıldadı:
“Medeniyetler olsa olsa duraklar, sönük hale gelir, olsa olsa uykuya yatar Firuze. Ama medeniyetler, o medeniyetlerin mensupları kendi medeniyetlerini yok etmedikçe yok olmazlar…”

Firuze öpülmeyi, okşanmayı, sevilmeyi bekliyordu. Süleyman devam etti:
“Birileri bizim tarihimizin savaştan, kılıçtan, entrikadan, iç çekişmelerden, maalesef haremden ibaret olduğunu iddia ediyor. Ama biz kendi tarihimizi böyle göremeyiz ve görmeyeceğiz. Fetih dediğin kavram, kusura bakma Firuze, savaşarak, birilerinin boynunu kopararak, işgal ederek, sömürmek için yeni topraklar elde etme girişimi değildir…”
Bir esinti dolaştı o sırada odada, mumları söndürdü. Süleyman anlatıyordu:
“İşte Türk tipi başkanlık sistemini ben tam da bu noktada elzem görüyorum. Fakat muhalefet bunu anlamıyor Firuze. İhracatta rekor artış kaydettik. Hamdolsun Çamlıca’ya cami de cabası. Özelleştirmeye hız vermek istiyoruz. Tabii bir de dokunulmazlıklar var. Her an Gazze seyahatim olabilir. Sen şimdi git. Salı günü grup konuşmama gelir, devamını dinlersin…”

Ertesi sabah sisler içinde Haliç’ten Marmara’ya açılan Venedik kalyonun güvertesinde, 6 yıllık yeni sözleşmeyle İngiliz Sarayı’na transfer olan Firuze, hayal kırıklığı içinde boş gözlerle ufka bakıyordu.
 

“Ha leyli ha leyli ha leyli…”

Kimin sayesinde?
 

MHP Lideri Bahçeli konuşuyor:
“Başbakan'ın bireysel hedefleri, menfaat arayışları her şeyin önüne geçmiştir. Türkiye'nin kaderi adeta Başbakan Erdoğan'a bağlanmıştır. Türk milletinin sanki Başbakan Erdoğan'dan başka şansı ve seçeneği kalmamıştır…”
“AKP’ye en zor anlarında verdiğiniz hayati destekle, biraz da sayenizde” diyebilir miyiz Sayın Bahçeli?


2012 güvencesi
 

ABD Hükümeti, Maya takvimine göre Dünya'nın 21 Aralık'ta yok olacağı iddiasıyla paniğe kapılan vatandaşlarını rahatlatmak için bir açıklama yapmış ve bu iddiayı yalanlamış.
“Dünya’yı 2012’de yok etmek gibi bir planımız yok” demiştir ABD…




➽ Paylaş: