Ben artık vatan toprağıyım...
BEN BU ZAFERİ KAZANMAYA YEMİNLİYİM!
Figen ÖZEN
Ben artık vatan toprağıyım. Bedenim vatana katıldı. Üzerimde kan renkli
gelincikler, ala gözlü nergisler açtı.
Hatırladınız mı beni? Belki unutanlarınız vardır. Hatırlatayım kendimi size..
BEN ŞEHİT BEBEK…
Ak kundağının üzerindeki al kanıyla şeref madalyasını takan bebek..Nereli
olduğum , nerede doğduğum önemli değil demiştim size… Sinop, Siverek, Ankara,
Samsun… Ha Aydın’ın tütün tarlalarında, ha Manisa’nın üzüm bağlarında, yahut
Rize’nin çay bahçelerinde veya Çukurova’nın bereketli ovalarında… Ne fark eder
ki… Ben bu toprakların çocuğuyum.
Anam köyümüzdeki okulun damında dalgalanan Türk bayrağının gölgesinde ak
sütüyle beslerken beni hayaller kurar, “Benim oğlum okuyacak, subay
olacak.” derdi.
Ama olmadı, anamın hayalleri gerçekleşmedi. Gerçekleştirmediler bu hayali..
Geldiler köyümüze.. Çakal sürüsü, aç sırtlanlar gibi.. Önce harmanlarımızı
yaktılar, hayvanlarımızı sürüyüp götürdüler. Aç kodular bizi. Okulumuzu, sağlık
ocağımızı yıktılar. Eğitimsiz, sağlıksız bıraktılar bizi. Gençlerimizi sürüyerek
dağa götürdüler..
Bir zaman sonra daha kalabalık, daha acımasız yine geldiler. Para, yiyecek
istediler köylüden. Köylü “YOK” dedi. Dövdüler, sövdüler ve
öldürdüler… Anam, yüzü peçeli emmioğlu Hasso’ya yalvardı. Kıyma bebelerime diye.
Kan içiciydi PKK’lı Hasso..Öz abisi şehit korucu Mustafa’nın bebelerinin,
evdeşinin kanına ekmek doğradı. Ben bilemedim ne olduğunu, ona bir gülücük
gönderdim. O ise yüreğime bir kurşun… BEN ŞEHİT BEBEK…
Onlar “HALKIM” dedikleri insanların kanlarıyla beslendiler.
Tüyü bitmemiş yetimlerin, sabi sübyanın, ak pürçekli nenelerin, dedelerin kan
içicileridir bu eşkıya sürüsü. Ve hatta bir yakaladığı her Türk’ü işkence
ederek, kazığa oturtarak tarihe kanlı harflerle geçmiş Kazıklı Voyvoda, bu
doyduğu, yaşadığı toprağa ihanet eden mezhebi belirsiz bu güruhtan bile daha
masumdur. Voyvoda, kimseye uşaklık yapmaz, Türk’e düşmanlığını açıkça ifade
eder. Kalleşlik, ihanet, kin ve küresel efendilerine uşaklık, bu çakma Kazıklı
Voyvodaların çürümüş beyinlerini teslim almıştır.
Ağabeylerim, Amcalarım, Teyze ve Ablalarım, Büyüklerim;
İzmir’in işgali sırasında Yunan askerine ve Rum ahaliye Metropolit
Hrisostomos. ” …Bu uğurda ne kadar Türk kanı döküp içerseniz, o kadar
sevaba girmiş olacaksınız. Ben de bir bardak Türk kanı içmekle onlara karşı olan
kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım. Bütün Azizler arkamızdadır.”
dediğini hatırlıyorsunuz değil mi?
Küresel çetelerin anası belli, babası şüpheli veled-i zinaları, Türk kanı
içmek için dişlerini bilemektedir.
Ben artık düzleşmiş, vatanlaşmış mezarımda ayaktayım. İsyan ediyorum. Çünkü
benim. Türk milletinin öz vatanında Türk milleti ve Türk milliyetçiliği ayaklar
altında çiğnenmekte, aralarında futbolcu vekillerin de bulunduğu bir takım güruh
Türk milletini aşağılamakta ve iktidarın defalarca “Ben
başıyım.” dediği devlet, bölücü başı benim ve binlerin katili Öcalan’ın
önünde diz çökmektedir.
Türk Devleti, Türkler tarafından, Türkler için idare edilmemektedir!..
Ben ŞEHİT BEBEK… Cennetten yazdım sizlere…Ellerinizden
öperim.
*****
“Allah aşkına bu nasıl bir kan davasıdır, bu nasıl bir kan
sevdasıdır, bu nasıl vampirlik, nasıl vicdansızlıktır? Bizim terör karşısında,
taviz verdiğimizi, hangi geri adımı attığımızı açıklamayan müfteridir.”
Başbakan Erdoğan son grup konuşmasında aynen bunları söylemiştir.
Ben namert miyim, müfteri miyim?
• Dün sizinle savaşanlar bu gün içerde…Oslo Görüşmeleri- Devletin adamı-Hakan
Fidan
• Hukuku sizin için değiştirdik. – Hakan Fidan
• PKK’lıların güvenli bir bölgede yaşamasının en büyük hamisi Barzani ile
ortak yol haritası kabul edilmiştir.
• Mahkemelerde Kürtçe savunmaya izin verilmiştir.
• Abdullah Öcalan’ın, yani hüküm giymiş bir teröristin, vatan haininin
talepleri Anayasa Komisyonu’na getirilmiştir.
“Bu toplantı, iki tarafın değil, bizim sorumluluğumuz altında
girişilen bir inisiyatiftir.Abdullah Öcalan tarafından üretilen kendi fikirleri
parlamentoda yasa çıkaracakları zaman dikkate alınacaktır. Kendisinin parlamento
için ürettiği fikirler dikkate alınacaktır.” Oslo Görüşmeleri
koorditanötör ülke temsilcisi…
Ve Öcalan’ın önerileri BDP tarafından Anayasa Komisyonu’na getirilmişse de
bunun alt yapısı iktidar tarafından hazırlanmıştır.
• Öcalan başta olmak üzere, PKK militanları Türk Devleti’nin siyasi muhatabı
olarak kabul edilmiştir.
• PKK ile savaşan kahraman Türk askerleri hakkında, delil üretme merkezi
tarafından üretilen sahte belgelerle başlatılan soruşturma, sürek avına
dönüştürülmüştür.
• “Açıkça söylemek gerekirse yenildiler, yenildikleri için de önderliğimizin
yanına gidip diyalog kurma yöntemine başvurdular.” 12/Şubat/2013- Murat
Karayılan
Karayılan’ın bu ifadesi dahi, Türk milleti üzerinde iktidarın bir psikolojik
operasyonla, çaresizlik havası yaratarak verdiği tavizin çok net bir ifadesidir.
Şer cephesi zafer kazanmışların edası ile bu “ÇARE”sizliği
ifade etmektedir.
• Anayasa değişikliği çin el altından iktidar/BDP ittifakı kurulmuştur.
Yapılacak tüm değişiklikler Öcalan’ın talimatı doğrultusundadır.
• PKK ile uzlaşmanın sonucunda, Anayasa’dan “TÜRK” adı
çıkarılacaktır.
AKP Milletvekili Anayasa Komisyonu Bşk.nı Burhan Kuzu;
1) Anayasa’dan Türk milleti kavramının çıkarılması;
2) Güneydoğu’da mahalli idarelere idarelere devredilecek
yetkiler ile fiili federasyonun kurulması;
3) Düşünce ve etnisite konularında tüm temel hak ve
özgürlüklerin kabul edilmesi üzerinde PKK’nın TBMM’deki siyasal uzantısı BDP ile
uzlaştıklarını da ifade etmiştir.
• Bölücülerin her türlü eylemine sessiz kalınmış, üç PKK’lı kadının ölüsünün
ülkeye getirilmesine, BDP/PKK militanlarının güvenlik güçlerinin yerini almasına
göz yumularak, PKK’nın bir güç olduğu(!) iktidar tarafından onaylanmıştır.
• Öcalan’ın kapsama alanı genişletilmiş, yasalar çiğnenerek bir hükümlünün
PKK’nın siyasi uzantısı BDP heyeti ile görüşmesi sağlanmıştır.
• Öcalan’ın bu heyetlerle gönderdiği mesajlar, açılım veya Türk’ü silme
politikasının, Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiye planının mihenk taşı haline
getirilmiştir.
• Gerek Öcalan’la yapıldığı söylenen anlaşma, gerek BDP/PKK heyetinin
Karadeniz çıkartmasından, önce Samsun’a gelen ABD heyeti ile Vali’nin yaptığı
gizli görüşme Türk milletinden saklanmaktadır.
• Vatan savunmasında BDP/PKK çıkartmasına karşı yurtseverlerin oluşturduğu
“NAMUS CEPHESİ”, iktidar
tarafından “KIŞKIRTMACI” ilan edilmiştir.
• KCK’lıların çoğu serbest bırakılmıştır.
Şimdi moda, Türk kanı içmektir. Eğer vampirler gerçekten varsa, onlar PKK/BDP
ittifakının içinde var olan ve onlara boyun eğenlerdir.
Şimdi soruyorum, ben müfteri ve namert miyim? Hayır, sadece gerçekleri
korkmadan ifade eden ve vatan savunmasında yer alan milyonlarca neferden
biriyim.
Ve bu zaferi kazanmaya da yeminliyim.