“Donumuza kadar” Amerikalıyız!




Tesadüfün böylesi!


Cevher KANTARCI
Şimdi ben merak ediyorum..
.
Kaybolan ve sonra da öldürülen zavallı kadın, Amerikalı Sarai değil de, Papua Yeni Gineli Mamai olsaydı, bu kadar ilgi görür müydü?

Kadının cesedinin bulunduğu sur dibine, televizyonlar naklen yayın arabalarını gönderir miydi?

Olsa olsa, belki gazetelerin üçüncü sayfasında bir vesikalık fotoğrafla dolgu haber olurdu, hepsi bu kadar!

1940’lardan itibaren Amerika ve Amerikalılar her şeyimiz..

Rahmetli Cumhurbaşkanımız Cevdet Sunay’a göre “Donumuza kadar” Amerika veriyor!

E, o zaman donumuza kadar da karışır!

As der, asarız!

Hapse at, işkence yap der, yaparız!

“Bizim çocuklara” rica eder darbe yaparız, işine gelmeyip “Yapma” derse, yapmaya kalkıştığı var sayılanlarla kalkmayanları da fena çarparız!

En son posta Başbakanımızın deyimiyle “ABD’nin Acemi Elçisi” Ricciardone, içerideki subay, milletvekili ve gazetecilerle ilgili “Ayıp oluyor” açıklaması yaptı!

Acemi Büyükelçi, içerideki milletvekillerinin, subayların, gazetecilerin, profesörlerin, harçların kalkmasını isteyen öğrencilerin, belirsiz suçlarla demir parmaklıklar arasında tutulup teröristlikle suçlandığını söyleyip, bizi ayıpladı!

Şu garip tesadüfe bakın ki, Acemi Büyükelçi’nin bu konuda hassasiyet göstermesi ile Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın insafa gelmesi de aynı günlere denk geliyor!

Acemi Büyükelçi de Müslüman olsa ve Tayyip beyle beraber Seyr u Sülûk’larını tamamlayıp, miraca ermiş olsalar ve de arada sırada Tayy-ı Mekân edip buluşsalar, diyeceğim ki içeridekilerle ilgili birbirlerini ikna ettiler!

Acaba diyorum, onları aynı günlerde ve aynı konuda ikna eden bizim bilmediğimiz, görünmez bir güç mü var?

Yoksa bizim Başbakanımızı, Acemi Elçi mi ikna etti?

Bunca senedir hapiste yatanların içeriden kurtulması için, kanunda bir gecede değişiklik yapmak yetiyordu!

Beş yıldan fazladır insanlar hapishanede öldü, hastalıkları onları ölüm derecesine getirdi, ölen yakınlarının acısını hücrelerinde tek başına yaşadılar, bütün düzenleri bozuldu! Ama insafa bir anda şimdi gelindi!

Bu arada ordunun da düzeni bozuldu!

Bizler komuta kademesine komutan bulunamıyor diye hayıflanırken, bir de baktık ki Hava Kuvvetleri’nden 110 savaş pilotu istifa etmiş!

İçerideki Havacı Orgeneral Bilgin Balanlı’nın açıklamasına göre, senede her biri 15 milyon dolar maliyetle ancak 25-30 savaş pilotu yetiştiriyormuşuz!

CHP’li Umut Oran’a göre, 110 pilot artık “Bu orduda iş yapılmaz” deyip istifa etmiş!

Varın durumun ne kadar kötü olduğunu siz düşünün!
.
Ricciardone istiyor, Başbakanımız da istiyor, demek ki yakında içeridekiler dışarı çıkacak!

Görün bakın onlarla beraber daha kimler çıkacak!

➽ Paylaş: