(S)Akiller'e Dikkat!..
Dikkat!!. (S)Akiller Üzerinden Operasyon Yapılabilir
Zahide UÇAR
Sakil Sırrı Süreyya Önder;
“Silahı bırak demek bu alanları temizlemek demektir. Bu alanlar tam demokratik bir yapıya ne zaman kavuşursa silah o zaman gayrı meşru olur” dedi.
“Silahı bırak demek bu alanları temizlemek demektir. Bu alanlar tam demokratik bir yapıya ne zaman kavuşursa silah o zaman gayrı meşru olur” dedi.
Kısacası;
PKK’ya “silah bırakmayın” diyor.
PKK’ya “silah bırakmayın” diyor.
Peki, Bursa Cumhuriyet(!) Savcısı “halkı düşmanlığa tahrik”
soruşturmasını kime açıyor?
Devlet Bahçeli’ye…
Atatürk’ün 1933 Bursa Nutkunda dediği;
“…Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu
yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye
düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine
düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek
gerek.”
Uyarısı gerçek oldu.
Bebek katili sapık; 50 bin insanın ölümünden sorumlu. Yani; 50 bin insanın
faili AÇIK KATİLİ…
Peki; faili MEÇHUL suçlamasıyla kim yargılanıyor?
Bebek katilini sorgulayan emekli Albay Hasan Atilla Uğur(!).. Üstelik
“avukatının beyanına göre” bebek katili sapığın talebi üzerine
yargılanıyormuş…
Peki; FAİLİ AÇIK cinayetlerin sahibi ne durumda?
Ahmet Takan’ın yazdığına göre;
3 Odalı tatil evine dönüştürülen ada evinde her gün spor yapıyor. LCD
televizyon seyrediyor. Ve tabii denize girme imkanı var.
Deccal TBMM’nden yayın yapıyor.
Şeytanı kutsarken, Adem’i çarmıha geriyor.
Bütün değerler yer değiştiriyor. Ve halkın kimyası bozuluyor.
2005 yılında halk AKP siyasetine karşı tepki vermeye başladı. Cumhuriyet
mitinglerine kadar uzanan süreçte “halkın tepki gücünün” ölçüsü alındı. Bir deli
gömleği biçildi. Ergenekon projesi sahneye sürüldü. Erdoğan’ın savcısı olduğu bu
davalar; aslında Türk Milletinin başına “F(AKP)+CİA” ortaklığında geçirilen bir
çuvaldır.
Hrant Dink…
Birileri onu sahneye iteledi. Çok konuşması, milli kesimden tepki alması
gerekiyordu. Aldı da… Türk Milletine hakaret içeren sözleri nedeni ile dava
edildi.
Oysa Hrant Dink’i sahneye itenler onun biletini çoktan kesmişti.
Tanrılara kurban gerekiyordu.
Neden Hrant Dink?
Hrant Dink Diyarbakır’da;
“Emperyalist devletler bize yaptıklarını şimdi size yapıyor. Biz oyuna geldik. Vatansız kaldık. Oyuna gelmeyin.”
Demişti.
“Emperyalist devletler bize yaptıklarını şimdi size yapıyor. Biz oyuna geldik. Vatansız kaldık. Oyuna gelmeyin.”
Demişti.
Bir büyük suçu daha vardı:
Ermeni Diasporası’nın “1.5 milyon Ermeni öldürüldü”
iddiasına karşılık;
1915’te sürülmemek için Müslümanlığa geçen kripto Ermenilerin durumunu
dillendirdi ve “asıl onların ruh durumları ile ilgilenilmeli”
dedi. Bir anlamda 1.5 Milyon Ermeni öldürüldü iddiasını yalanladı. Üstüne üstlük
birde Diaspora’ya; “siz bizim işimize karışmayın” dedi.
Hrant Dink koruma istedi, verilmedi. Bir tezgah göz göre göre geliyordu.
Ve Hrant Dink vuruldu.
O dönem İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, daha Dink’in cenazesi
soğumadan bir açıklama yaptı:
“Cinayet MİLLİ DUYGULARLA işlenmiş(!)..”
Elde bir veri yok. Hangi bilgiye dayanarak böyle bir suçlamada
bulunmuştu?
Bu söz bile Dink cinayetinin bir proje olduğunu gösterir.
Aslan Bulut’un dediği gibi;
Dink’in öldürülmesi Türkiye’nin 11 Eylül’ü olmuştur. 11 Eylül İkiz Kulelerin
vurulması Amerika’nın 3. Paylaşım savaşını başlatarak Irak’a saldırmasına nasıl
meşruiyet kazandırdı ise, Dink cinayeti de Ergenekon adıyla başlatılan
operasyonların meşruiyeti için kullanıldı.
Yetmedi;
Ermenistan açılımı yapıldı.
Milliyetçilik, Ulusalcılık “terör” suçuyla yan yana
getirildi.
Yeni düşman belirlenmişti:
Milliyetçilik.
Ogün Samast’ın elindeki silahın tetiğine basan el, Ogün Samast’ın şerefli
Türk Bayrağı önünde resmini çekerek medyaya servis ediyordu.
Türk Bayrağına operasyon “bir katille bayrak yan yana
getirilerek” aslında o gün başlatılmıştı.
Bu günlerde Türk halkı yeniden hareketleniyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile sorunlu ne kadar isim varsa akil yapıldı.
Araya bir iki garnitür serpiştirerek mayınlı alana sürüldü.
Dikkat ediniz, bu akiller gündem oluştururken asıl gündemi karartarak AKP’ye
nefes aldırıyor.
Halk akiller kullanılarak kışkırtılıyor. Yaralar kaşınıyor. Nasırlara
basılıyor.
Akiller “mayın eşeği” görevi yapıyor.
Korkum o ki;
Hrant Dink örneğinde olduğu gibi bu Sakiller üzerinden milliyetçi-ulusalcı
kesime bir operasyon yapılabilir.
En sivri isimlerden biri kurban edilir. Milliyetçi kesimin üzerine
yıkılır.
Ülkede CİA, MOSSAD, M16, BND gibi istihbarat elemanları cirit atıyor. Her
birinin yerli işbirlikçileri vardır. 1980 öncesi Çorum ve Kahramanmaraş
katliamları böyle gerçekleşti.
Elbette tepkimizi göstereceğiz. Meydanlara çıkacağız ama olası tuzaklara
karşı da çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Atatürk’e, Türk Bayrağına, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprak bütünlüğüne
sahip çıkan milli kesimi “suçlu durumuna düşürmek” için tuzak
kuracak düşman içimizdedir.
Ülkemizin parçalanarak tarumar edilme sürecine sokulmasına karşı mücadele
etmek “vatan görevidir.”
Vatanımıza sahip çıkmak için mücadele eden örgütlü gruplar acilen bu konu
üzerinde bir bildiri yayınlamalıdır.
“Gazetelere ilan vererek” topu provokatöre iade etmelidir.
Bu sefer “katil kiralamalarına” izin vermeyelim.
İlk Kurşun